Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyeleri, yaklaşan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri öncesinde ilk eylemlerini 28 Mayıs 2025 tarihinde Ankara'da, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde gerçekleştirdiler. KESK Başkanı Ahmet Karagöz, Sayıştay’ın Devlet Su İşleri (DSİ) başta olmak üzere birçok kurumdaki giyim yardımı ödemelerini hukuka aykırı bulduğunu ve geçmişte yapılan ödemelerin kamu emekçilerinden faiziyle geri alınmasının planlandığını belirtti.
Karagöz, Bakanlık önünde açıklama yapmalarına izin verilmemesini eleştirerek, kamu emekçilerinin giyim hakkıyla ilgili açıklama yapmak istediklerini ancak engellendiklerini ifade etti. Ayrıca, SZC TV'ye verilen 10 günlük ekran karartma cezasını da kınadı. 1 Ağustos'ta başlayacak toplu iş sözleşmeleri öncesinde eylemlerinin devam edeceğini, bugünkü eylemin ilk adım olduğunu söyledi.
Karagöz, Sayıştay kararına göre giyim yardımlarının sadece Teknik Hizmetler Sınıfı’na ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine uygun şekilde ayni olarak yapılması gerektiğini, geçmiş ödemelerin ise faiziyle geri istendiğini açıkladı. Bu durumun kamu emekçilerinin kusurundan kaynaklanmadığını, yerleşik içtihatlar ve mevzuata göre bu tür ödemelerin 60 gün içinde rücu edilmediği takdirde tahsilinin mümkün olmadığını vurguladı. KESK ve bağlı sendikalar olarak bu hukuksuz rücu girişimlerine karşı duracaklarını belirtti. Koruyucu giyim yardımının uluslararası anlaşmalar ve iş sağlığı güvenliği mevzuatı gereğince KİT’lerde çalışan teknik personele verilmesi gerektiğini, ancak Memur-Sen'in bu hakkı kendi kazanımı gibi gösterdiğini ve keyfi dağıtımla rüşvet aracına dönüştürdüğünü iddia etti. Karagöz, şimdi de bu hukuksuz uygulamanın bedelinin kamu emekçilerine yüklenmek istendiğini, bu durumun kabul edilemez olduğunu ve sorumluların Memur-Sen yöneticileri ve kurum yöneticileri olduğunu söyledi. Karagöz ayrıca yeni TİS sürecinde giyim yardımının tüm kamu çalışanlarını kapsayacak şekilde düzenlenmesini talep etti. Danıştay 10. Daire Başkanlığı kararını hatırlatarak, kurum yöneticilerinin mazeret üretmeyi bırakıp teknik hizmetler sınıfı personelinin koruyucu giyim yardımı ödemesini yapması gerektiğini ifade etti. Karagöz, kamu emekçilerine, mevcut konfederasyonlardan istifa edip haklarını savunan sendikalara üye olmaları çağrısında bulundu. Koruyucu giyim yardımı olmadan kimsenin tehlikeli işlerde çalıştırılamayacağını, aksi halde yaşanacak iş kazalarının sorumluluğunun kurum temsilcilerine ait olacağını vurguladı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'i eleştirerek, bütçeyi yönetemediğini ve kamu çalışanlarının giyim yardımına göz diktiğini söyledi. Şimşek’in politikalarının iflas ettiğini, ekonomik krizin faturasının kamu emekçilerine kesildiğini iddia etti. Karagöz, TÜİK’in verilerine rağmen artan bütçe açığının kapatılamadığını, saray ve bakanlıkların şatafattan vazgeçmediğini belirterek tüm kamu emekçilerini mücadeleyi büyütmeye çağırdı. Karagöz, Ağustos ayında başlayacak TİS görüşmelerinin yandaş sendikalara bırakılamayacak kadar önemli olduğunu, bu sendikaların Şimşek’in programına uygun bir zam oranına rıza göstereceklerini iddia etti. KESK olarak taleplerini sıralayan Karagöz, 4688 Sayılı Sendikalar Kanunu'nun değiştirilmesi, grev hakkı, yoksulluk sınırı üzerinde ücret, güvenceli istihdam, demokratik bir çalışma yaşamı, kamu hizmetlerinin halktan yana olması, temel gelir güvencesi, vergide adalet, ek ve yan ödemelerin temel ücrete dahil edilmesi ve mülakatın kaldırılması gerektiğini savundu. Karagöz, emeğin haklarını savunmak ve insanca bir yaşam için mücadele edeceklerini belirtti.