Kadına şiddet raporu 10 yıl sonra gün yüzüne çıktı

Kadına şiddet raporu 10 yıl sonra gün yüzüne çıktı

Bakanlık, TÜİK ve üniversiteler tarafından hazırlanan rapor, kadınların yaşadığı psikolojik şiddeti gözler önüne seriyor.

Haber: Beril KALELİ/Kamera: Umut Emre GÖKBULUT

(İSTANBUL) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 10 yıl aradan sonra Türkiye'de kadına yönelik şiddeti raporladı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Marmara Üniversitesi'nin katkılarıyla hazırlanan raporun özeti kamuoyuyla paylaşıldı. Raporun temel bulguları arasında, psikolojik şiddetin en fazla boşanmış kadınlar arasında görüldüğü ve şiddet sebeplerinden en yaygının öfke kontrol sorunları olduğu yer aldı. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'ndan Selime Büyükgöze, ANKA'ya verdiği mülakatta bu durumu değerlendirdi. Büyükgöze, "Bakanlığın şiddetle ilgili sunduğu yanıtları burada görüyoruz. Şiddetin sebeplerini kadınlara sormak ve bu yanıtlar üzerinden analiz yapmak yanıltıcı olur. Eğer bir araştırmacıysanız, bu meseleye böyle yaklaşmamanız gerekiyor" dedi. Ayrıca Büyükgöze, raporda medeni durumun ön plana çıkarılmasını eleştirerek, "Kadınlar evlendiklerinde daha huzurlu bir yaşam sürüyorlarmış gibi bir algı yaratılıyor" şeklinde konuştu.

Olayın çok boyutlu yapısı göz ardı ediliyor

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 10 yıl aradan sonra hazırladığı rapor, Türiye'de kadına yönelik şiddeti gün yüzüne çıkardı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Marmara Üniversitesi'nin ortak çalışması olan bu raporun özeti kamuoyuna açıklandı. Özette, şu tespitler dikkat çekiyor:

Veri eksikliği önemli bir sorun

Paylaşılan kısımda, yabancı erkeklere yönelik vurgu da dikkat çekiyor. Bu durum, muhafazakâr bir mesaj içeriyor gibi görünüyor. Yabancı erkeklerin kadınlara şiddet uygulaması sorununa odaklanmak, evdeki babanın veya eşin uyguladığı şiddeti ise makul bir durummuş gibi sunma eğilimini güçlendiriyor.

Farklı medeni durumlarda yaşayan kadınların maruz kaldığı şiddet türlerinin çeşitliliği raporda yer alıyor. Bu veriler, kadınların evlendiklerinde daha mutlu bir yaşam sürdüğü algısını destekliyor. Ancak, bu durum aslında şiddetin azaldığı anlamına gelmiyor. Daha ileri yaşlarda kadınların karşılaştığı şiddet nedeniyle resmi başvuru sayısının düştüğü de gözlemleniyor.

Fiziksel şiddetle ilgili verilerin çok düşük görünmesi dikkat çekiyor. İstanbul merkezli bir örgüt olmamız nedeniyle, Türkiye'nin her yerinden kadınlar bizlere ulaşıyor. Ancak, kadınların şiddet biçimlerine dair bildirimleri, resmi verilere göre çok daha fazla. Çünkü kadınlarla yapılan görüşmelerde durum daha net bir şekilde anlaşılıyor. Şiddeti tanımlamak, şiddetin ilk adımıdır. Bu verilerin düşüklüğü, gerçekte yaşananları yansıtmıyor gibi görünüyor.

Çalışan kadınların ve yükseköğrenim gören kadınların neredeyse hiç ekonomik şiddete maruz kalmadığına dair bir tablo çiziliyor. Ancak, biz evde hem eşlerinin maaş kartlarına el koyan hem de kendi adlarına kredi çektiren kadınlar biliyoruz. Ekonomik şiddete maruz kalmak, sadece ekonomik bağımlılıkla sınırlı değil. Bu noktada eksiklikler olduğunu düşünüyoruz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.