İzmir'de hayvana şiddete karşı gösteri düzenlendi

İzmir'de hayvana şiddete karşı gösteri düzenlendi

Hayvan Hakları Savunucuları, 4 Ekim'de İzmir'de şiddet olaylarını protesto etti.

(İZMİR)- İzmir Barosu üyesi avukatlar ve yaşam savunucuları, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü'nde hayvanlara yönelik şiddeti protesto etmek amacıyla Alsancak'tan Türkan Saylan Kültür Merkezi'ne yürüdü. Yürüyüş sırasında yapılan açıklamada, "Bugün kutlamaktan ziyade mücadelemizi büyütmek için bir araya geldik." vurgusu yapıldı.

Dünya Hayvanları Koruma Günü dolayısıyla İzmir'de yaşam hakkı savunucuları ve İzmir Barosu avukatları, Alsancak Garı önünde toplandı ve Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerindeki Türkan Saylan Kültür Merkezi'ne yöneldi. Burada basın açıklaması düzenlendi.

Basın açıklamasını İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu üyesi avukat Rojda Kuruş okudu. Kuruş, "Bugün bizim için kutlama değil, mücadele günüdür. Doğanın parçalandığı, kirletildiği ve yok edildiği bir rant sisteminde hayvanların hayatta kalması asla kolay olmadı. Yine de onlarla bir arada yaşamak, hak ettikleri saygıyı göstermiş olmak için inancımızdan vazgeçmedik. Deney hayvanı, kesim hayvanı, evcil hayvan ya da süs hayvanı etiketleri altında değerli varlıklar olduklarının bilinciyle mücadelemizi sürdürdük. Egemenlerin canlıları meta olarak görüp, faydasız bulduğunda yok etmeye başlamasına karşı çıktık. Sokağımızdaki kedi ve köpeklerle bir arada yaşayabildiğimiz, gerektiğinde ekmeğimizi paylaştığımız bir kültür inşa ettik." şeklinde konuştu.

Kuruş, geçtiğimiz yıl Hayvanları Koruma Kanunu'nda yapılan değişikliklere de dikkat çekerek, "Tüm bu kazanımlarımıza ve yarınları birlikte inşa etme hedefimize, 2 Ağustos 2024 tarihinde kabul edilen anayasa ve evrensel hukuk ilkelerine tamamen aykırı bir yasanın siyasi iktidar tarafından engel olduğunu biliyoruz. Sokak köpekleri, doğdukları yerlerden alındı. Bakım evi adı verilen, güneş görmeden ve hareket etme fırsatı olmadan yaşamaya zorlanacakları toplama kamplarına kapatıldılar. İl hayvanları koruma kurulları aracılığıyla hayvanları beslemenin yasak olduğu yönünde çalışmalar yapıldı. Geride kalan hayvanlar aç ve susuz bırakılarak öldürüldü ve bu durum devam ediyor. Duyarlı bireylerin hayvan sahiplenmelerini sınırlayarak mevcut kapasitesinin çok üstünde hayvan barındıran bakım evleri, sistematik ölüm kamplarına dönüştürüldü. Çocuklar üzerinden yürütülen kirli kampanyalar, teyitli haberler ve spekülasyonlarla hayvanseverler hedef haline getirildi. Kısa sürede yoksulluk ve güvencesizliğin yarattığı kriz, hayvanlar ve hayvanseverler üzerinde yoğunlaşmış durumda. Sonuç olarak, şiddet dezavantajlı gruplara, kadınlara, yaşlılara ve yoksullara yönelmektedir." ifadelerini kullandı.

"İktidarın yarattığı şiddet hayvanları korumak isteyenleri açıkça hedef aldı"

Hayvanlara ve hayvanseverlere yönelik şiddet olaylarına değinen Kuruş, "Siyasi iktidarın yarattığı şiddet, hayvanları korumak isteyenleri açıkça hedef alıyor. Bir canlı türünü yalnızca var olduğu için suçlu gören bir sistem var. Bireysel silahlanma etkisiyle çeteler arasında şiddet, tehdit ve linç kültürü güçlendirildi. Hayvanlara ve hayvanseverlere yönelik saldırılar cezasızlıkla ödüllendirildi. Ülkenin dört bir yanından bakım evleriyle ilgili katliam haberleri geliyor. "Devlet yasalar çıkardı; köpekleri öldürmemiz için" diyen bir zihniyet kurumsallaştı ve sokaklar daha önce hiç olmadığı kadar güvensiz hale geldi. Anayasanın, hukukun ve temel hakların askıya alınmaya çalışıldığını görüyoruz." şeklinde sözlerini sürdürdü.

"Sokaklarda yaşayan yüz binlerce hayvanla halkın sağlığı için endişe duyuyoruz"

Kuruş, "Cezasızlık politikalarının ve uluslararası hukuka aykırı yasaların, yargı kararlarının kararttığı karanlık bir döneme kapı araladığını biliyoruz. Hayvanları siyasi hesaplarına alet edenlerin, toplumumuzu çıkmaza sürüklediklerini kısa sürede fark etmeleri gerekiyor. Kısırlaştırma, aşılama ve tedavi işlemlerinin tamamen durduğu sokaklarda yaşayan yüz binlerce hayvan için halk sağlığı açısından kaygı duyuyoruz. öldürmekle nüfus kontrolü sağlanamayacağını tarih gösteriyor." dedi.

"Mücadelemiz, 4 Ekim’leri gerçek bir kutlama gününe dönüştürmek"

Kuruş, hayvan hakları için mücadelenin süreceğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "İktidarların almadığı tarihsel sorumluluğun farkındayız. Niğde'deki, Altındağ'daki toplu mezarları, Sivas'ta annesinin gözleri önünde şiddet gören yavru köpeğin feryatlarını asla unutmayacağız. Ancak karanlığa teslim olmayacak, mücadelemize devam edeceğiz. Hayvanların insanlarla birlikte yaşayabileceği şehirler inşa edeceğiz. Turizm veya açlık amacıyla kullanılmadığı, hayvanların üretim çiftliklerinde sadece süs eşyası olarak üretilmediği, dövüştürülmediği, bedenlerinde deneyler yapılmadığı, eğlence amaçlı olarak ailelerinden koparılmadığı, hayvanat bahçelerinden kaçarak vurulmadığı, sömürülmediği veya tutsak edilmediği bir yer inşa edeceğiz. Mücadelemiz, 4 Ekimleri gerçek bir kutlama gününe dönüştürmek, insanı, hayvanı ve tüm yaşamı kapsayan yarınları birlikte inşa etmektir." şeklinde ifade etti.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.