Haber: Oktay YILDIRIM - Kamera: Umut Emre GÖKBULUT
(İSTANBUL) CHP İl Kadın Kolları, 17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü dolayısıyla 81 ilde eş zamanlı olarak "Boş tencereni al sen de gel" eylemini düzenledi. İstanbul'daki eylem Bahçelievler Halk Pazarı önünde gerçekleştirildi. Kadınlar burada toplanarak, Şirinevler Meydanı'na kadar yürüdü. Çevredeki vatandaşlar da eyleme destek verdi.
Şirinevler Meydanı'nda bir araya gelen kadınlar, burada basın açıklaması yaptı ve ardından kısa bir oturma eylemi gerçekleştirdi. Eylemin ortak basın açıklamasını, CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Hatice Selli Dursun okudu.
"Yoksuluk ve çaresizlikle mücadele gerekiyor"
Dursun, "Bugün 17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü" diyerek başladığı açıklamasında şunları belirtti: "Bugün, sadece takvimde bir tarih değil; milyonlarca insanın açlığı, işsizliği ve çaresizliğine karşı yükselen bir itiraz. Bu ülke artık yoksulluk sınırının çok ötesinde. Cebimizin durumu, umutlarımızı etkiliyor. Çocuklar aç yatarak, kadınlar pazardan eli boş dönüyor, emekliler bir ömür çalıştıktan sonra yalnızca kuru ekmeğe muhtaç hale geliyor. Gençler ise geleceğine değil, yurt ve burs kuyruklarına bakıyor. Bu tablo, 23 yıldır iktidarda olan AKP'nin iflas etmiş düzeninin bir sonucudur. Yoksulluğu bitirmek yerine yönetmeyi tercih eden bu tükendiği aşikar olan iktidar, sosyal yardımları birer lütuf gibi sunarak insanları muhtaç hale getirmeye çalışıyor ve bu sistemin ağır yükü yine kadınların sırtına yükleniyor. Çünkü bu ülkede yoksulluğun bile bir cinsiyeti var; kadınlar hem evde hem işte görünmeyen emekle sömürülen bir konumda."
"Gerçekler göz ardı ediliyor"
TÜİK verilerine göre 2025 yılında kadınların iş gücüne katılım oranının yalnızca yüzde 36,8 olması bekleniyor. Ancak sahada, pazarda ve evde çok daha fazla kadın emekçiye ihtiyaç var ama bu emek görünmüyor. Bu düzen, kadınların emeğini istatistiklerde bile hesaba katmıyor. Türkiye'de nüfusun en yoksul yüzde 20'si, toplam gelirden yalnızca yüzde 6 pay alabiliyor. En zengin yüzde 20 ise bu pastanın yarısını alıyor. Açlık sınırı, 27 bin liranın, yoksulluk sınırı ise 90 bin liranın üzerine çıkmış durumda. Fakat net asgari ücret 22.104 TL olarak kalıyor. En düşük emekli maaşı ise sadece 16.881 TL. Milyonlarca işçi ve emekli, açlık sınırında bile yaşamaya mahkûm ediliyor. Bu durum artık yalnızca bir ekonomik kriz değil, iktidarın bilinçli ve planlı bir tercihi. 2025 yılı "Aile Yılı" ilan edildi ama kadınlar geçim derdi ve şiddetle baş başa bırakılıyor; boş tencereler konuşuyor ama iktidar duymazdan geliyor.
"Kadınların gücüyle başarı elde edilecektir"
4+4+4 eğitim sistemi ile milyonlarca kız çocuğu eğitimden koparıldı. Eğitim hakkı elinden alınan her kız çocuğu, yarının yoksul kadını haline geliyor. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak buradayız. Kadınların sesi olmak, emeğini görünür kılmak ve bu adaletsiz düzeni değiştirmek için buradayız. Çünkü biliyoruz ki kadın ayağa kalkarsa, Türkiye ayağa kalkar. Kadın kazanırsa, gelecekte kazanılır. Yoksulluğun yanı sıra, bu yoksulluğu dayatan zihniyetle de mücadele ediyoruz. Sadece boş vaatlerle değil; adalet, refah ve eşitlikle geliyoruz. Yoksulluğu yöneten değil, yoksulluğu sona erdiren bir Türkiye hedefliyoruz. Cumhuriyetin ikinci yüzyılı, kadınların yüzyılı olacak. Dayanışma, mücadele ve kararlılıkla bu başarıyı elde edeceğiz."
"Yoksullarla kavga eden bir iktidara karşıyız"
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Hatice Selli Dursun'dan sonra CHP İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu da şunları söyledi:
"Bugün, dünya yoksullukla mücadele gündeminde. Fakat bu ülkede yoksullukla değil, yoksullarla kavga eden bir iktidar var. Asgari ücrete zamanında bir zam yapıyorlar ancak daha sonra bu insanlara merhaba bile demeden geçip gidiyorlar. Garibanın sırtından geçiniyorlar; halkın sofrasından çalıp, zenginin sofrasını daha da zenginleştiriyorlar. 21. yüzyıla bu görüntü uygun mu? Milyonlar açlık sınırında yatmakta. Emek ucuz, hayat pahalı. TÜİK'e göre bile yüzde 29 yoksul var. Yani burada üç kişiden biri yoksul. Bugün neden buradayız? Çünkü tencerelerimiz boş, mutfaklarımız sessiz ve çocuklarımız açlık çekiyor. Bu düzen halkın düzeni değil, sadece zenginlerin sofrasını kurma düzeni. İstanbul'da bir ailenin dört kişilik yaşam maliyeti 102 bin lira. Hangimizin eve bu kadar kaynak giriyor? Asgari ücret 22 bin lira. Yani yaklaşık beş asgari ücretin eve girmesi lazım ki yaşayabilelim. Emekli maaşı ise sadece 16 bin lira. Altı emekli maaşının eve girmesi gerekiyor ki İstanbul'da bir aile yaşamını sürdürebilsin."
"Sabredemeyecek durumda olan bir toplumuz"
Bu rakamlar hiçbirimizin evine girmiyor, kiralar ödenemiyor ve mutfaklarımızı dolduramıyoruz. Çocuklarımıza gelecek sağlayamıyoruz. İktidar ne diyor? Sabredin diyor. Biz sabredecek durumda değiliz. Biz neye sabredeceğiz? Belediyelerimiz hapislerde, gençlerimiz işsiz. Herkes bir şekilde hayat mücadelesinde ekmek götüremiyor. Herkes mutsuz. 2025 yılını aile yılı ilan ediyorlar, hangi aileden bahsediyorlar? Kirasını ödeyemeyen aileden mi, çocuğuna süt alamayan aileden mi? CHP ve kadınlar olarak sesimizi yükseltmek için buradayız. Çünkü biliyoruz ki Halk Partisi iktidarında yoksulluğu yöneten değil, yoksulluğu sona erdiren bir Türkiye'ye ulaşmayı hedefliyoruz. Kadınların sesi olmaya devam edeceğiz. Emekçinin sesi olarak buradayız. Birlikte kazanacağız. Başaracağız."