İstanbul Planlama Ajansı'nın (İPA) araştırmasına göre, İstanbul'daki gençlerin ekonomik durumu 20 yıl öncesine kıyasla kötüleşti, sosyal yaşamları kısıtlandı ve yurt dışına gitme isteği arttı. Araştırmaya katılan gençlerin yüzde 49,2'si geçim sıkıntısını, yüzde 47,9'u ise gelecek belirsizliğini başlıca kaygı olarak belirtti. Bağımsız yaşama adım atma ve evlenme gibi temel hayat adımları, maddi nedenlerle yüzde 78,8 ve yüzde 81,8 oranlarında erteleniyor. Araştırmanın dikkat çekici bir sonucu ise gençlerin yüzde 50,4'ünün yurt dışına taşınmayı düşünmesi oldu.
Araştırma, 18-30 yaş arası 3 milyondan fazla genci kapsayarak, anketler, odak grup görüşmeleri, kamu verileri ve uzman görüşlerini bir araya getirdi. 20 yıl önceki yaşam koşullarıyla bugünkü koşullar karşılaştırılarak, gençlerin yaşadığı zorluklar ortaya kondu. Araştırmada, KYK burslarının alım gücünün 2005 yılından bu yana altın karşısında yüzde 84,5, temel gıda maddeleri karşısında ise yüzde 84,4 azaldığı tespit edildi. Barınma ve kaliteli gıdaya erişimdeki zorluklar, gençlerin temel ihtiyaçlarını karşılamasını engelliyor. 20 yıl önce tercih olan barınma, bugün bir kriz olarak algılanıyor.
Üniversite mezuniyeti artık iş güvencesi anlamına gelmiyor. Gençlerin yüzde 41'i eğitim seviyesinin altında işlerde çalışıyor ve 15-29 yaş arası her dört gençten biri (%25,9) ne eğitimde ne de istihdamda. Referansların liyakati geçtiği algısı yaygınlaşırken, gençler alan dışı, güvencesiz ve düşük ücretli işlere yönelmek zorunda kalıyor. Artış gösteren yaşam maliyetleri, sosyal ve kültürel etkinliklere katılımı da sınırlandırıyor. Gençler tiyatro ve konsere gitmekte zorlanırken, İBB'nin kamusal alanları gençler için nefes alma alanı olarak öne çıkıyor. Ev veya araba sahibi olma gibi hedefler ise uzak bir olasılık olarak bile görülmüyor. Yurt dışı düşüncesi, geçmişte merak ve deneyim odaklıyken, bugün liyakat, adalet ve daha iyi yaşam koşulları arayışından kaynaklanan bir mecburiyet haline dönüşmüş durumda.