İstanbul Barosu'ndan Sazlıdere'de korkutan uyarı: Kaos kapıda

İstanbul Barosu'ndan Sazlıdere'de korkutan uyarı: Kaos kapıda

Kanal İstanbul projesinin inşaat alanındaki artışa dikkat çeken İstanbul Barosu, çevresel hukukun ihlal edildiğini vurguladı.

Haber: Beril KALELİ/Kamera: Altuğ EKEN

(İSTANBUL) İstanbul Barosu Çevre, Kent ve İmar Hukuku Komisyonu, Sazlıdere su havzasındaki inşaatların son üç aydaki hızla arttığını gözlemledi. Komisyon, 5 Haziran sonrası yaşanan yapılaşmayı yerinde inceledi ve şu ifadeleri kullandı: "Yasama, yürütme ve yargı organları, doğanın, suyun, toprağın ve havanın hakkını korumakla yükümlüdür. Hukuk devletinin sağlanmadığı bir ortamda kaosun ayak seslerini duymaya başlıyoruz. Tüm hukuka aykırılıkların ve adil yargılanma ihlallerinin acilen sona ermesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz."

Hukukun ihlali gündemde

1 Eylül'de başlayacak 2025-2026 adli yılı öncesinde "çevresel adalet" konusuna dikkat çeken İstanbul Barosu, Sazlıdere havzasındaki inşaatları gözlemlemek amacıyla bir ziyaret gerçekleştirdi. İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve baro avukatlarının bulunduğu ziyaret sonrasında, Çevre, Kent ve İmar Hukuku Komisyonu, TOKİ inşaatının önünde basın açıklaması yaptı. Açıklama, komisyon başkanı Gülay Çolak Çalışkan tarafından okundu.

Gözlemlenen tahribat korkutuyor

Açıklamada, komisyonun 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde bölgeyi ziyaret ettiği belirtildi. "O gün küçük bir alanda başlayan tahribatın, üç ay içinde su havzasının geniş bir bölümünü tehdit etmeye başladığını görmek bizi üzüyor. İnşaatların devam ettiği kıyı alanında 10 bin konut inşa edileceği bildiriliyor. Barajın diğer tarafta, Bakanlık tarafından "göl manzaralı" olarak imara açılan 2,5 milyon metrekare alanın planı henüz askıda. İtirazlar devam ederken, inşaat ihalelerine hukuka aykırı şekilde başlanmıştır. Amaç, su havzası ve doğal alanı hızlı bir şekilde yok etmektir." denildi.

Vatandaşların sorumluluğu artıyor

Açıklamada, "Artık vatandaşlar, kamuya karşı havasını, suyunu, toprağını koruma zorunluluğu taşımaktadır" denildi. Kanal İstanbul projesine karşı açılan davalarda, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği ifade edilerek, "Bugün, yalnızca bir su havzasının korunması değil, hukukun savunulması için buradayız" ifadesine yer verildi.

Yetki karmaşası ve hukuksuzluklar sürüyor

Geçmiş dönemlerde kamu idareleri, doğal alanları koruma özelinde daha dikkatliydi. Ancak şimdi, yalnızca kısıtlı çıkarlar için kamu eliyle plansız bir yapılaşma yaşanmakta. Ormanlar, meralar, zeytinlikler ve sulak alanlar giderek yok ediliyor. Vatandaşlar, bu gidişata karşı mücadele ederken, açılan davalarda yürütmenin durdurulması kararları verilmediğinden hukuka aykırı uygulamalar devam ediyor ve bu da adil yargılanma hakkını ihlal ediyor.

Kaos uyarısı yapıldı

Hukukçular, "Hukuk devletinin sağlanmadığı bir yerde kaos kaçınılmazdır" uyarısında bulundu. Ülke genelinde yaşanan hukuksuzluklarla birlikte, bu boşluklarda illegal oluşumların türemesi kaçınılmaz. Yaşanan hukuka aykırılıkların ve adil yargılanma ihlallerinin bir an önce sona ermesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, hapsedilen İstanbul Barosu mensubu avukat Şerafettin Can Atalay'ın derhal tahliyesi istendi.

Son olarak, "Hukuk, doğanın, suyun, toprağın, havanın haklarını koruyarak halkın yanında yer almalı. Biz avukatlar, doğa, yaşam ve adalet için mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz" denildi.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.