(İSTANBUL) - İstanbul Barosu, mesleklerini icra ederken tutuklanan avukatlar için İstanbul Adalet Sarayı önünde Savunma Nöbeti tutmaya başladı. Nöbette, tutuklu CHP Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan'ın mektubu okundu. Pehlivan, mektubunda, "Benim özgürlüğümden mahrum bırakılmam yalnızca bireysel bir esaret değil. Aynı zamanda onlarca müvekkilimin adalete erişimini doğrudan engelliyor. Onların savunma hakkını ellerinden almak, toplumun adalet arayışını da zedelemek demek" ifadelerine yer verdi. İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ise, "Avukatların müvekkilleriyle özdeş kılınmasına karşı çıkıyoruz. Suçu ne olursa olsun avukat, müvekkilinin yanındadır" dedi.
İstanbul Barosu, meslektaşlarının tutuklanmasına dikkat çekmek amacıyla Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde Savunma Nöbeti başlattı.
Nöbete, Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu da destek verdi. Adliyede toplanan avukatlar, nöbet için alkışlarla adliye önüne çıktı.
İlk açıklamayı, İBB'ye yönelik operasyonlarda tutuklanan CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu'nun eşi avukat Tuba Torun yaptı. Torun, şu şekilde konuştu:
'Son 20 yıldır ülkemiz, kendini demokratik olarak tanımlayan ülkelerde benzeri görülmemiş bir hukuki kıskaca sıkıştı. Anayasa'nın fiilen rafa kalktığı, yasaların artık bir avuç insanın menfaatine yönelik yorumlandığı bir dönemdeyiz. Yurttaşlar, gerekçeleri dahi ortaya koyulmadan usule aykırı şekilde tutuklanıyor. İktidar, halkı manipüle ederek toplumsal rıza almakta zorlanıyor. Bunun sonucunda toplum sözleşmesi çoktan tek taraflı olarak feshedilmiş durumda. Bu kötü tablo içinde maalesef meslektaşlarımız açık saldırı ve tehdit altındalar. Avukat Selçuk Kozağaçlı 8 yıldır Silivri'de tutuluyor. Avukat Can Atalay ise 3 yıldır haksız yere tutsak. Hatta Anayasa Mahkemesi'nin kararı yok sayılarak tutulmaya devam ediliyor. Keza Selahattin Demirtaş da uzun yıllardır siyasi tutsak.'
Son süreçte, ülke çapındaki belediye operasyonları kapsamında pek çok milletvekili, parti yöneticisi, belediye başkanı ve bürokrat tutuklandı. Bu kişilerin arasında avukatlar Oya Tekin, Atilla Özen, Celal Tekin, Erdal Celal Aksoy ile adını sayamadığımız birçok meslektaşımız yer alıyor. Avukat Mehmet Pehlivan, yalnızca avukatlık mesleğini icra ettiği için 100 günden fazla bir süredir Çorlu cezaevinde insan haklarına aykırı bir şekilde tutuluyor. İktidar, savunmayı kendi bekası için tehdit olarak görerek baskı altında tutmaya çalışıyor. Bu durum, hukuki ve vicdani açıdan kabul edilemez. Avukatlar zindana atılan bir ülkede, aslında hukuk zincire vurulmuş oluyor.
Bizler, tüm bu haksızlıklara karşı itirazımızı dile getirmek ve mesleki onurumuzu savunmak için "savunma nöbeti" tutmaya karar verdik. Her hafta perşembe günü İstanbul Adliyesi'nde savunmayı savunmak üzere bir araya geleceğiz.'
Hukuksuz uygulamalara karşı ortak duruş sergilemek şart
İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu da, "En büyük gücümüz, birbirimize olan dayanışmamızdır" diyerek destek verdi.
Ardından, Çorlu'daki yüksek güvenlikli cezaevinde tutulan avukat Mehmet Pehlivan'ın mektubu okundu. Pehlivan, mektubunda şu ifadelere yer verdi:
'Değerli meslektaşlarım,
Demir parmaklıklar ardında geçen günler bana bir gerçeği daha çok hatırlatıyor: Avukatlık sadece bir meslek değil, özgürlüğün ve adaletin sesidir. Bu sesi kısmak isteyenlere karşı en büyük gücümüz, dayanışmamızdır.
Benim özgürlüğümden mahrum bırakılmam, yalnızca bireysel bir esaret değil, aynı zamanda müvekkillerimin adalete erişim haklarını da engelliyor. Onların savunma haklarını ellerinden almak, toplumun adalet arayışını zedelemek anlamına geliyor.
Biliyorum ki bu şekilde tutuklanan ilk avukat ben değilim. Ancak mesleki dayanışmamızın gücüyle son olabilirim. Sizlerin "Savunma Nöbeti" ile yükselttiği ses, sadece meslektaşlarının değil, adalet arayan milyonların umudu olacaktır.
Işığın en az dolaştığı, kuyu tipi hücrelerde tutuluyor olsam da dışarıdan gelen dayanışma sesiniz bu karanlığı delip bana ulaşıyor. Gönderdiğiniz destek mesajları bana güç ve umut veriyor. Hepinize gönülden teşekkür ediyorum.
Savunma susmadı, susmaz, susmayacak.'
