Haber: Mehmet OFLAZ
(ANKARA) - Hatay'da, 6 Şubat depremlerinde yıkılarak 47 kişinin yaşamını yitirdiği Ilgım Apartmanı davasının üçüncü duruşması gerçekleştirildi. Mahkeme, mağdurların avukatlarının sanıkların bağışık tutulma kararının kaldırılması yönündeki isteğini reddetti. Depremde ailesini kaybeden avukat Abdullah Eğilmez, "Bizim canlarımız geri gelmeyecek. Ancak çabamız, bundan sonra başka canların yanmaması içindir. Bir sonraki depremde binlerce insanın daha yaşamını yitirmemesi için, bu davaların hakkaniyetle sonuçlanması ve sorumluların adil bir şekilde cezalandırılması şarttır" dedi.
6 Şubat'ta meydana gelen depremlerde, Hatay'ın Antakya ilçesi Odabaşı Mahallesi'nde yer alan sadece 3 yıllık Ilgım Apartmanı saniyeler içinde çöktü. Bu faciada 47 kişi hayatını kaybetti, 2 kişi ise yaralandı.
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, müteahhit Salih Zorsu, şantiye şefi Edip Talipoğlu, ile yapı denetim firması çalışanları Semir Yoldaş ve Ahmet Tatlı hakkında, "bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçlamasıyla 22 yıl 6 ay hapis cezası talebiyle dava açtı.
Hatay 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın üçüncü duruşmasına, depremde yakınlarını kaybeden mağdurlar ve taraf avukatları katıldı. Ancak duruşmalardan bağışık olan sanıklar yer almadı.
Duruşma 20 Şubat'a ertelendi
Mahkeme, Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan kamu çalışanları ile ilgili soruşturmanın, Antakya Belediyesi'nden apartmanın zeminini etkileyen iş yerleri ve tadilat kayıtlarının yanı sıra, Hatay Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nden 2017'deki denetim ve bina ile ilgili tadilat belgelerinin mahkemeye iletilmesini istedi.
Ayrıca, Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı'na, Ilgım Apartmanı'nda yaşamını yitirenlerin sayısının tespitine yönelik suç duyurusunun durumunu sordu. Katılan avukatların sanıkların bağışık tutulma kararının kaldırılması talepleri ise ret edildi. Duruşma, 20 Şubat 2026 tarihine ertelendi.
"Adalet istiyoruz hem kaybettiklerimiz için, hem de bu ülkenin geleceği için"
Depremde anne, baba ve kız kardeşini kaybeden avukat Abdullah Eğilmez, süreci ANKA Haber Ajansı'na şu şekilde değerlendirdi:
"Deprem felaketinin üzerinden neredeyse 3 yıl geçmesine rağmen, adalet arayışımız hala sonuç bulmadı. 2 yılın sonunda zoraki bir iddianame tanzim edildi, ancak daha ilk celsede sanıklar duruşmalardan bağışık tutuldu. Biz ise yakınlarını kaybetmiş aileler olarak her duruşmaya gelip gidiyor, adeta boş sandalyelere konuşuyoruz. Ortada soru soracağımız sanıklar dahi yok. İlk celsede taleplerimiz doğrultusunda verilen ara kararların gerekleri dahi henüz yerine getirilmedi. Dosyada en küçük bir ilerleme yok. Bu ilgisizlik ve yavaşlık, toplumda büyük bir adalet duygusu yarası açmakla kalmıyor; aynı zamanda sorumluluk almaktan kaçan kişi ve kurumlara cesaret veriyor.
Deprem bu ülkenin değişmez bir gerçeğidir. Ancak bizler, bu gerçeğe rağmen hala gerekli özenin gösterilmediğini acı bir şekilde görüyoruz. Denetimsizlik, ilgisizlik ve cezasızlık sürdükçe, çürük binalar yapılmaya devam edecek. Bizim canlarımız geri gelmeyecek. Ancak çabamız, bundan sonra başka canların yanmaması içindir. Bir sonraki depremde binlerce insanın daha yaşamını yitirmemesi için, bu davaların hakkaniyetle sonuçlanması ve sorumluların adil bir şekilde cezalandırılması şarttır. Adalet istiyoruz hem kaybettiklerimiz için, hem de bu ülkenin geleceği için."