Kamera: Mehmet ÇALPAR
(İSTANBUL) İstanbul Barosu'nun başkanı İbrahim Kaboğlu, CHP'nin olağanüstü İl Kongresi'nin iptali için yapılan başvurularla ilgili düşüncelerini paylaştı. ANKA'ya yaptığı açıklamada Kaboğlu, "Seçim yargısına dair konularda adli yargının müdahale etmesi ve anayasa yargısı söz konusu olduğunda ceza yargısının devreye girmesi, anayasaya aykırıdır. Bu durum, Türkiye'deki yargı yollarının ayrımına ve yetki sorununa da ters düşmektedir. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, en baştan beri yetkisiz bir durumdadır. Fiili bir müdahaleye imza atmıştır" dedi.
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP'nin 2023'te gerçekleştirdiği İl Kongresi'nin iptali talebiyle açılan davada, il yönetimini geçici olarak görevden uzaklaştırma kararı almıştı. Mahkeme, 2 Eylül 2025 tarihli bu kararı hatırlatarak, İstanbul Valiliği ve Sarıyer 1. İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'na yazı gönderdi ve CHP'nin olağanüstü kongresinin durdurulmasını talep etti. İbrahim Kaboğlu, ANKA'nın soruları üzerine durumu detaylandırdı. Kaboğlu, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yetkisiz olduğunu ve süreçte fiili bir müdahale gerçekleştirildiğini vurguladı ve şöyle konuştu:
"İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi başından beri yetkisiz"
"Türkiye'de 1950'lerden bu yana adli yargı, idari yargı, seçim yargısı ve anayasa yargısı olarak pek çok yargı alanı gelişmiştir. Seçimle ilgili uyuşmazlıklarda seçim yargısı, siyasi partilerle ilgili konularda ise Anayasa Mahkemesi yetkilidir. Bu noktada, seçim yargısı konusundaki bir meseleye adli yargının müdahale etmesi veya anayasa yargısının yetkili olduğu konularda ceza yargısının devreye girmesi, anayasaya mor bir tehdit oluşturmaktadır. Ayrıca, 1950'li yıllardan beri devam eden yargı yolu ayrımları ile kamu düzeni ilkelerine de karşıdır. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi başından beri yetkisizdir ve fiili bir müdahaleye kalkışmıştır.
"Kaynağını anayasadan almayan yetkiyi kullanmıştır"
Bu mahkeme, kaynağını anayasadan almayan bir yetkiyi faaliyete geçirmiştir. Anayasanın 6. maddesine göre, her devlet yetkisi, sadece anayasadan kaynak alabilir; aksi takdirde millet egemenliği gasp edilmiş olur. İstanbul'da yaşanan bu durum buydu. Yüksek Seçim Kurulu doğru bir karar alarak süreci sonlandırdı ve dünkü olağanüstü kongre başarıyla tamamlandı. Bundan sonra, ne Ankara'da ne de İstanbul'da, anayasa yargısı ve seçim yargısı dışında bir yargı organının adli ya da cezai haksızlığa başvurmasını temenni ediyorum; bu konuda kıdemli bir hukukçu olarak görüşlerimi belirtmek isterim."