Hatay'da ailelerden adalet çağrısı: 'Günsay serbest kalmamalı'

Hatay'da ailelerden adalet çağrısı: 'Günsay serbest kalmamalı'

Mağdur aileler, Hikmet Günsay'ın serbest bırakılmaması için yetkililere seslendi.

Haber: Mehmet OFLAZ

(ANKARA) - 6 Şubat depremlerinde Hatay'da yıkılan apartmanların müteahhidi Hikmet Günsay'a yönelik tepkiler sürüyor. Mağdur aileler, Günsay'ın serbest kalmaması için hakimler, savcılar ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a çağrıda bulundu. Depremde anne ve babasını kaybeden Özgecan Uz, "Tahliyeler adalete olan inancı sarsıyor, kamu vicdanını derinden yaralıyor" dedi. Oğlunu kaybeden Alev Demirok ise, "Serbest bırakıldığında kaçacağını düşünüyorum" sözlerini sarf etti.

Öz Burak İnşaat, 2000 yılında Hikmet Günsay ve eşi Nurhan Günsay tarafından kuruldu. Günsay, yaptığı bir röportajda ilkokul mezunu olduğunu ve bugüne dek 1500'den fazla konut inşa ettiğini açıkladı. Firma, Antakya'daki konutlarını "En iyi teknoloji, en iyi malzeme" ve "Yaşlanılacak konut" ifadeleriyle tanıttı.

Hatay'da Öz Burak İnşaat tarafından inşa edilen Hikmet Günsay Apartmanı, Akademi City, Elçiler Apartmanı, Buket Apartmanı ve Alya Uçar Apartmanı, 6 Şubat depremlerinde yerle bir oldu. Bu binalarda yüzlerce insan hayatını kaybetti. Hikmet Günsay, 22 Ağustos 2023'te tutuklandı.

ANKA Haber Ajansı muhabiri, Günsay'ın yer aldığı davalardaki mevcut durumu inceledi. Günsay, 14 kişinin hayatını kaybettiği Alya Uçar Apartmanı dosyasında soruşturma aşamasında; Buket ve Atilla Eren Apartmanları'nda ise yargılama sürecinde tahliye oldu.

"Sadece 5 binam yıkıldı, vicdanım rahat"

Alya Uçar Apartmanı iddianamesinde, müteahhit Günsay'ın savunması "Sadece 5 binam yıkıldı, her şeyi yasal olarak yaptım, vicdanım rahat" şeklinde yer aldı. İlk duruşmada ise Günsay, "Binada çok özenli ve kaliteli malzeme kullandım; beton ve demir yetersizliği iddialarını kabul etmiyorum" açıklamasında bulundu.

Günsay, Buket Apartmanı duruşmalarında, "Ben binayı işin ehli insanlarla yaptım. Burada bir kusur işlediğime inanmıyorum. Ben ve ailem perişanız, maddi açıdan çok sıkıntıdayız" ve "Bu olaydan hiçbir suçum olduğuna inanmıyorum" savunmalarında bulundu. 10 Nisan'daki 6'ncı duruşmada ise "Ben müteahhitim. Bu işi yaptırırken yapı denetimin her aşamasını kontrol etmiş ve onaylamıştır. Ben niye tutuklu olduğumu da bilemiyorum. Yani ben bu konuda ne suçum var anlamadım. Tahliyemi istiyorum" dedi. Sonrasında tahliye kararı alındı.

Atilla Eren Apartmanı duruşmalarında Günsay, "Ben balçık zemine bina yapacak kadar vicdansız değilim", "Burada bir kusurum yok. Ayrıca depremin şiddeti hep göz ardı ediliyor" ve "Neden tutuklu olduğumu anlamıyorum" şeklinde savunma yaparken, 26 Eylül'deki duruşmada ilkokul mezunu olduğunu, işin uzmanlarıyla çalıştığını ve neden tutuklu olduğunu bilmediğini yineleyerek tahliye oldu.

Şu anda Günsay, sadece depremde yıkılan Akademi City dosyasında tutuklu bulunuyor.

"Tahliyeler adalete onan inancı sarsıyor, kamu vicdanını derinden yaralıyor"

ANKA Haber Ajansı'na konuşan depremde yakınlarını kaybeden aileler, Günsay'ın serbest bırakılmaması için yeniden yetkilileri uyardı. Akademi City'de anne ve babasını kaybeden Özgecan Uz, "O gün yalnızca sevdiklerimi değil, bir ömürlük güvenimi de yitirdim. Bugün dosyalardan peş peşe gelen tahliye kararları, bu güveni her seferinde biraz daha sarsıyor. Tahliyeler adalete olan inancı sarsıyor, kamu vicdanını derinden yaralıyor. Müteahhitten denetçiye, belediyeden bakanlıklara uzanan bu zincirde herkesin sorumluluğu var. Hakimlere, savcılara ve Adalet Bakanlığı'na çağrım açık: Bu dosyalara gerçek insanların hayatları olarak bakın. Biz intikam değil, tam ve gecikmeden tecelli eden bir adalet istiyoruz" şeklinde dile getirdi.

"Serbest bırakıldığında kaçacağını düşünüyorum"

Alev Demirok, 11 yaşındaki oğlu Ali Armanç'ı Alya Uçar Apartmanı'nda kaybetti. Demirok bu konudaki duygularını şöyle ifade etti:

"Yıllarca hayalini kurduğum; on yıl sonra sahip olduğum bebeğimi, canım oğlumu—bu adamların, bu katillerin—yaptığı usulsüz binalarda, adı ev olan bu mezarlarda kaybettim. Adalete sonsuz güveniyorum; savcılarımıza, hakimlerimize güveniyorum. Ancak hukukumuzda bulunan gözaltı süresinin dolmuş olmasından dolayı tutuksuz yargılamalardan şikayetçiyim.

Bu katili aylarca emniyet güçleri aradı; TV kanallarında, ulusal basında her yerde arandığını bilerek kaçmaya devam etti. Suçunu bildiği için saklandı. Serbest bırakıldığında kaçacağını düşünüyorum. Kesinlikle gün yüzü görmemesi gerektiğini düşünüyorum. Nasıl ki benim yavrum, nasıl ki can bebek, nasıl ki hacı teyze, nasıl ki apartmanda oturan öğretmenler, polisler ve diğer apartmanlarda hayatını kaybeden bebekler, kadınlar, yaşlılar—gencecik insanlar—şu anda toprak altındaysa, o da gün yüzü görmemeli.

Ömrünün sonuna kadar, kalan yaşamını hapishanede geçirmeli. Gidip ailesinin yanında, ayağına takılmış bir prangayla torunlarını kucağına alıp sevmemeli; ailesinin yaptığı yemekleri yememeli — bu ona ödül olur. Ben buna karşıyım, asla istemiyorum. Eğer biraz ayakta durabiliyorsam, bunun nedeni onun hapiste olmasından kaynaklanıyor; bu sayede kendimi azıcık toparlıyorum."

"Tahliyeler, deprem davalarında cezasızlık algısına yol açıyor"

Dava sürecinde mütalaa veren avukat Ecevit Alkan, Atilla Eren Apartmanı davasıyla ilgili şunları aktardı: "Hikmet Günsay ve diğer depremde yıkım yaşanan bina müteahhitleri, yargılamaların uzaması ve "uzun tutukluluk süreleri" nedeniyle teker teker tahliye ediliyorlar. Yargılama süreçleri hızlandırılıp dosyalar karara bağlansaydı, tahliye olmaları söz konusu olmazdı. İş yükü altında ezilen mahkemeler, Ceza Muhakemeleri Kanunu gereği sadece yargılama yaptıkları dosyalar yönünden değerlendirme yapmakta olduklarından, 10 dosyadan yargılanan sanıklar 2 yılı tutuklulukta geçirip tahliye oluyorlar. Bu durum, deprem davalarında cezasızlık algısına yol açıyor. Adalet Bakanlığı'nın, deprem ceza davalarına bakan mahkeme sayısını artırması gerektiğini düşünüyorum" dedi.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.