Milli Takım'ın kaptanı Hakan Çalhanoğlu, Inter'in 2025 FIFA Kulüpler Dünya Kupası'na son 16 turunda Fluminense'ye yenilerek elendiği maçtan sonra takım arkadaşı Lautaro Martinez'in ve kulüp başkanı Giuseppe Marotta'nın kendisine yönelik yaptığı açıklamalara yanıt verdi.
Martinez ve Marotta'ya sitemde bulunan Çalhanoğlu, "Her görüşe saygı duyarım, özellikle bir takım arkadaşımın ya da başkanımın görüşüne, ama saygı tek taraflı değildir. liderlik, en kolay anlarda parmakla suçlamak değil, takımının yanında durmaktır" ifadelerini kullandı.
"INTER'E ASLA İHANET ETMEDİM"
Çalhanoğlu'nun açıklamalarının tamamı şöyle:
"Şampiyonlar Ligi finalinde yaşadığım sakatlıktan sonra, yine de takımla birlikte Amerika'ya gitmeye karar verdik. Orada olmak, oynayamasam da takımı desteklemek, benim için çok önemliydi. Maalesef, ABD'deki bir antrenmanda tamamen farklı bir bölgede yeni bir sakatlık yaşadım. Teşhis: Kas yırtığı. Bu sakatlık, turnuva boyunca sahada olmamı imkansız hale getirdi. Orada olmamamın başka bir nedeni yok. Arka planda başka hiçbir şey yok.
Dün kaybettik. Ve bu canımı yaktı. Sadece bir futbolcu olarak değil, gerçekten takımıma değer veren biri olarak üzüldüm. Şu an sakat olsam da, maçtan hemen sonra birkaç takım arkadaşım, aradım, moral vermek için. Çünkü gerçekten önemseyince bunu yapmam gerekiyordu. Beni asıl şaşırtan ise sonrasında söylenen sözler oldu. Ağır sözlerdi. Bölücüydü, birleştirici değil.
Kariyerim boyunca asla bahane aramadım. Hep sorumluluk aldım. Ağrıyla da oynadım. Zor anlarda hep ön saflarda oldum. Lafla değil, icraatla konuştum.
Her görüşe saygı duyarım. Özellikle bir takım arkadaşımın ya da başkanımın görüşüne- Ama saygı tek taraflı değildir. Sahada da saha dışında da her zaman saygı gösterdim. Ve inanıyorum ki futbolda da hayatta da gerçek güç, özellikle duygular yoğunken saygı göstermektir.
Bu kulübe asla ihanet etmedim. Inter'de mutsuz olduğumu hiç söylemedim. Geçmişte teklifler geldi, çok cazip teklifler. Ama kaldım. Çünkü bu formanın benim için ne ifade ettiğini biliyorum. Ve yaptıklarımla da bunu net biçimde gösterdiğime inanıyorum.
Ülkemin kaptanlık bandını takma onuruna eriştim. Ve öğrendim ki liderlik, en kolay anlarda parmakla suçlamak değil, takımının yanında durmaktır. Bu oyunu seviyorum. Bu kulübü seviyorum. Ve her gün uğruna savaştığım bu renkleri seviyorum. Gelecek ne getirip göreceğiz. Ama tarih, her zaman dimdik duranları hatırlar. En çok ses çıkaranları değil."