(TBMM) - Rawest Araştırma Direktörü Roj Esir Girasun, Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu toplantısında yaptığı konuşmada, güncel araştırmalarının sonuçları hakkında bilgiler paylaştı. Girasun, toplumun genelinin sürece sessiz ama güçlü bir onay verdiğini, ancak herkesin güven konusunda kararsızlık yaşadığını belirtti.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un öncülüğünde düzenlenen bu komisyon, düşünce ve araştırma merkezlerinin temsilcilerini bir araya getiriyor. Her bir temsilcinin görüşleri dikkatle dinleniyor ve tartışılıyor.
Girasun, Rawest'in 2018 yılında Diyarbakır'da kurulduğunu anımsatarak, araştırmanın Kürt toplumunun sosyo-demografik dönüşümünü ortaya koyduğunu aktardı. Girasun, bu süreçteki önemli bulgulara da değindi.
Yapılan araştırmalar çerçevesinde, Girasun şu ifadeleri kullandı: "Kürt toplumunda belirgin bir sosyo-demografik değişim yaşanıyor. Kürt nüfusunun yaklaşık üçte biri artık Türkiye'nin batısında yaşamaktadır. Ayrıca, bu nüfusun geri dönüş niyeti bulunmuyor. Türkiye'nin genel eğilimleriyle örtüşen bir şekilde, Kürtlerin kırsalda yaşama oranı azalmış, kentleşme oranı ise artmıştır. Gençlerin eğitim düzeyi ise Türkiye ortalamasına yakınlaşmakta. Kürt sosyolojisi artık daha yerleşik, şehirli ve eğitimli bir yapıya sahip, fakat aynı zamanda bölgesel düzeyde sosyo-ekonomik gelişmişlik açısından en büyük eşitsizlikleri yaşıyor. Araştırmamızın en ilgi çekici verisi ise şu: Kürtler, Türkiye ile daha entegre olmalarına rağmen, kendi kimliklerini korumak istiyorlar. Yani, Kürt kimliği kültürü ve dili üzerinden hayat buluyor. Bu durum, Türk ve Türkiyelilik tartışmalarının ayrışma talebine değil, tam aksine, Kürtlerin Türkiye'nin kimliğinin bir parçası olma talebine işaret ediyor. Bu, Türkiye için olumsuz değil, aksine olumlu bir gelişmedir.
Girasun ayrıca, "Silah, Kürtler için artık geride kalmış bir mesele. 1990'lardan bu yana büyük bir değişim yaşandı. Gençler radikal çözümlerden ve silahlı hak arama yöntemlerinden uzak durmaya başladı. Bu sosyal dönüşümle birlikte Kürt toplumu, siyasete daha fazla güven duyar hale geldi ve siyasi yollarla hak arama konusunda daha yüksek bir destek sağlıyor. Bu dönüşüm, siyasi partilerin güçlenmesine yardımcı oldu. Silahlı mücadele artık Kürtler için anakronik bir meseleye dönüştü. Bunun yanı sıra, bu sosyal değişim karşısında devletten beklenilen yanıtlar da artık geçerli değil. Siyaset, bu sosyal değişime uyum sağlamalı, kendini dönüştürmelidir. Bu sosyolojik fırsat, siyasi bir kazanıma dönüştürülmelidir. Unutulmamalıdır ki çözüm, geçmişin olumsuz tecrübelerinin yanı sıra, ortak bir gelecek kurma arzusuna da dayanmaktadır.
CHP'ye yönelik operasyonlar ve Suriye'nin etkisi
Girasun, CHP ve CHP'li beledilere yönelik operasyonlara da dikkat çekerek, bu süreçte Suriye meselesinin önemine vurgu yaptı. Girasun, Suriye'deki Kürtlerin Türkiye'deki çözüm sürecinin bir parçası olması gerektiğini belirtti ve şöyle devam etti: "Herkesin dileği, Türkçe bir çözüm modeli çıkmasıdır.'