(TBMM) - Gençlik Örgütleri Forumu Genel Koordinatörü Hasan Oğuzhan Aytaç, Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda önemli mesajlar verdi.
Komisyon, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un öncülüğünde on beşinci toplantısını gerçekleştiriyor. Toplantıda Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3), Genç Barış İnşacıları Derneği, Gençlik Örgütleri Forumu (GoFor), Anadolu Gençlik Derneği (AGD) ve Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) temsilcileri dinleniyor.
GoFor'un 57 farklı gençlik örgütünün birleştiği bir platform olduğunu belirtip konuşmasına başlayan Aytaç, şunları aktardı:
"Biz, bu konuşmayı hazırlamadan önce üye örgütlerimizle görüş alışverişinde bulunduk. En çok ortaklaşan görüşü sizinle paylaşmak istiyoruz: Gençler bu sürece ve komisyona güvenmiyor. Siyaset kurumu ile gençler arasındaki güven ilişkisi ne yazık ki sona erdi. Birinci Barış Süreci'nde sürece katkı sunan bireyler, daha sonra yargılandılar. Bugün burada, kendimizi güvende hissetmeden konuşmamızı tamamlayacağız. Bu güvensizliğin sebepleri önemli. Zira toplumsal barışın ve demokratikleşmenin temeli gençlerdir. Bu sürecin olumsuz etkilerini gençler yaşamaktadır. Masanın kurulmasının sebebi gençlerin kaybıdır. Gençler, bu masanın çözüm sunmadığına inanıyor. Çünkü onlar, bu masanın parçası değiller. Meclis'te temsil edilmiyorlar. Meclis'teki genç vekiller bu komisyonda üye olsalar bile, yine de azınlıkta olacaklardı. Hâlâ genç vekil görmek mümkün değil."
Üniversitelerde baskı artıyor
Gençlerin bu sürecin öznesi olmasının yolları üzerinde duran Aytaç, gençlerin barışın bir parçası olması gerektiğini vurguladı. Bu süreçte gençlerin üniversitelerde barışı tartışabilmeleri gerektiğini belirtti. Ancak üniversitelerde, özellikle 2015 sonrasında, baskının arttığını ifade etti. Rektörlük seçimlerinin kaldırılmasıyla, kayyum rektörler üniversitelerdeki gençlik hareketlerini baskı altına almaya çalıştı. Üç genç bir araya geldiğinde hemen soruşturmalar açılıyor.
Son günlerde Uludağ Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nde öğrenci kulüplerinin kapatıldığını hatırlatan Aytaç, bu koşullarda üniversitelerde barış konuşmanın imkânsız hale geldiğini söyledi. "Gençlerin barış taleplerini kamusal alanda dile getirmesi engelleniyor. Dünyada, hakkında konuşamadığımız bir barış sürecinin başarılı olma ihtimali yoktur." dedi.
Gençlerin sesine kulak verilmeli
Aytaç, bugünkü siyasi düzlemde gençlerin, barış sürecinde aktif bir konumda olmadıklarını ifade etti. DEM Parti ve CHP'de siyaset yapan gençlerin, sosyalist partilerde örgütlenen gençlerin, barışın siyasi söylemini kuran Kürt gençlerin yargılandığına dikkat çekti. Bu komisyondan beklentileri, gençlerin söz hakkının tanınması ve kağıt üzerinde kalarak geçiştirilmemesi gerektiği yönünde. Gençler, siyaset kurumunda temsil edilmiyor, haykırışları engelleniyor. Genç vekillerin koltuklarından alındığını, gençlerin temsilinde sorunlar yaşandığını dile getirdi. Barış sürecinden bahsediyorsak, önce bu iradenin güvence altına alınması gerekiyor."
Genç kadınların talepleri göz ardı edilemez
Gençlerin eşit yurttaşlık taleplerinin önemine vurgu yapan Aytaç, köklü değişikliklerin şart olduğunu, sistematik ayrımcılıkla mücadelenin öncelikli olduğunu savundu. Anayasa madde 58'i de eleştirerek, devletin görevinin sadece gençleri korumak değil, aynı zamanda kendi yönlerini bulabilecekleri özgür alanlar yaratması gerektiğini ifade etti. "Gençlerin eşit yurttaşlık talepleri, yalnızca bir madde ile çözülemez." dedi.
Barış, herkesin ortak talebi olmalı
Aytaç, genç kadınların ve LGBTİ+ bireylerin barış sürecinde aktif rol oynamalarının önemini de vurguladı. "Aile Yılı" adı altında yürütülen politikaların, gençleri birer nesne olarak gördüğünü eleştirerek, cinsiyet eşitliğine ve LGBTİ+ haklarına dikkat çekti. "Barış, bir pazarlık değil, toplumun her kesiminin taleplerinin karşılmasıyla mümkündür" dedi.
Aytaç, gençlerin bu ülkenin geleceği değil, bugünü olduğunu hatırlatarak toplumsal barış için sorumluluk almaya devam edeceklerini belirtti. "Barış, bir aile fotoğrafına sığdırılamayacak kadar çeşitlidir. Biz, barışı sokakta, okulda, günlük hayatta yaşatmak istiyoruz." diyerek sözlerini sonlandırdı.