Geçmeyen sancıların kodları çözüldü! Yorgunluk sandığınız sızı kemiklerinizi eritiyor olabilir
Dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ancak çoğu zaman "günlük yorgunluk" denilerek geçiştirilen kemik ağrıları, tıp dünyasının gündemine oturdu. Özellikle kış aylarında artış gösteren bu şikayetlerin, sadece mevsimsel değişimlerden değil, vücudun derinlerinde süregelen sessiz bir yıkımdan kaynaklandığı saptandı.
LABORATUVAR SONUÇLARI GERÇEĞİ ORTAYA KOYDU
Harvard Tıp Fakültesi tarafından yürütülen geniş kapsamlı bir çalışmada, kemik ağrısı çeken hastaların %70’inden fazlasında subklinik düzeyde mineral emilim bozukluğu tespit edildi.
Araştırma ekibi, vücudun kalsiyum ve fosfor dengesini koruyamaması durumunda, kemik dokusunun kendi kendini "tüketmeye" başladığını ve ağrının bu sürecin son sinyali olduğunu belirtti.
UZMANLARDAN HAYATİ UYARILAR
Konuyla ilgili görüşlerini paylaşan Mayo Clinic Endokrinoloji Uzmanı Dr. Robert Wermers, kemik ağrısının sıradan bir kas ağrısından nasıl ayırt edileceğine dikkat çekti.
Wermers, "Kemik ağrısı derin, delici ve dinlenmekle geçmeyen bir yapıdadır. Bu durum genellikle kemik döngüsündeki bir dengesizliğin habercisidir. Hastalar genelde bu uyarıyı görmezden gelerek süreci kronikleştiriyor" şeklinde konuştu.
Londra King’s College'dan Osteoporoz Uzmanı Profesör Juliet Compston ise meseleye genetik ve çevresel faktörler açısından yaklaştı.
Compston, "Modern yaşamın getirdiği kapalı alan kültürü, D vitamini sentezini imkansız kılıyor. Bu durum, 'osteomalazi' dediğimiz kemik yumuşamasına davetiye çıkarıyor. Ağrı, kemiğin dış zarı olan periostun gerilmesiyle oluşur; yani ağrıyı hissettiğinizde savunma hattınız çoktan aşılmış demektir" ifadelerini kullandı.
GÖZDEN KAÇAN RİSK: MİKRO ÇATLAKLAR
Haber ajanslarına yansıyan raporlara göre, kemik ağrılarının bir diğer gizli sebebi ise radyolojik görüntülemede başlangıçta fark edilemeyen "stres kırıkları" ve mikro çatlaklar oldu.
Uzmanlar, özellikle hareketsiz yaşam süren bireylerde aniden başlayan fiziksel aktivitelerin kemik üzerinde mikroskobik hasarlar bıraktığını, bu hasarların ise zamanla "tanımlanamayan ağrılar" olarak bireyin karşısına çıktığını kaydetti.