Gazeteci Levent Gültekin, CHP’li Utku Çakırözer’in NATO’ya sunduğu İran raporunun Türkiye’yi İsrail eksenine sürüklediğini belirterek, “Bu metin sadece bir görüş değil, muhalefeti bağlayan bir sorumluluk” diyerek sert çıktı.
Gazeteci Levent Gültekin, CHP Milletvekili Utku Çakırözer tarafından NATO Parlamenterler Asamblesi’ne sunulan “İran tehdidi” başlıklı raporuna sert eleştirilerde bulundu. Gültekin, raporun içeriğinde İran’ın bölgesel tehdit olarak tanımlanması, İsrail’le iş birliği çağrısı yapılması ve Türkiye’nin NATO radar sistemleri üzerinden bu stratejiye entegre edilmesinin, Türkiye’nin dış politikada tehlikeli bir eksene kaydığına işaret ettiğini belirtti.
"BU SADECE KİŞİSEL DEĞİL KURUMSAL BİR SORUMLULUK DOĞURUR”
Gültekin, raporun altında bir CHP milletvekilinin imzasının bulunmasına ilişkin “NATO, İran'ın bölge için tehdit olduğunu, İran'la ilgili politikalarda İsrail'in safında bulunmak gerektiğini, Malatya’da bulunan Kürecik radar üssünün NATO'ya kullandırılmasının çok önemli olduğunu, NATO'nun Irak'ta çok önemli işlevler gördüğünü ve kalıcılığının ve sayısının artırılması gerektiğini, İran'ın terbiye edilmesi gerektiğini uzun uzun anlatan bir rapor hazırlıyor. Altında da CHP’li bir vekilin imzası var. Bu, sadece kişisel değil, kurumsal bir sorumluluk doğurur” ifadelerini kullandı.
"NATO KARARLARI ÖNCEKİ BELGELER VE UZMANLAR EŞLİĞİNDE HAZIRLANAN KOLEKTİF BİR ÇALIŞMAYI TEMSİL EDER"
Çakırözer, raporun konusu ve içeriğininse önceki raportörce belirlendiğini belirtip "NATO Parlamenter Asamblesinde raporlar, raportörün şahsi, partisel veya ulusal görüşlerini değil; Asamblenin Sekretaryası tarafından NATO kararları, önceki belgeler ve uzmanlar eşliğinde hazırlanan kolektif bir çalışmayı temsil eder. Bu bağlamda söz konusu rapor, NATO’nun 2022 Stratejik Konsepti ile 2023 Vilnius ve 2024 Washington Zirveleri kararları doğrultusunda ele alınmıştır. Ancak raporun içeriği, ülkemizin mevcut hükümetlerinin dış politikasıyla yakından uyumlansa dahi ne temsil ettiğim Meclis ve ülkemizin kurumsal belirlenmiş iradesi ile bir bağ kurmak sağlıksızdır. Son olarak, bir kez daha vurgulamak isterim ki; bu rapor benim, partim CHP’nin, farklı partilerden oluşan TBMM NATO Parlamenterler heyetimizin ya da ülkemizin şahsi raporu değildir. NATO Parlamenter Asamblesinin kolektif dokümanıdır" dedi.
"ŞİMDİ İRAN MESELESİNDE NASIL BİR ROL YÜKLEYECEKLER ONU HENÜZ BİLMİYORUZ"
Gültekin, Türkiye’nin dış politikada bağımsız bir çizgi izlemek yerine, Amerika ve İsrail eksenine kaymasının ülke çıkarları açısından büyük riskler taşıdığını ifade ederek “Türkiye eğer İsrail'in politikalarına bir şekilde İsrail olmasa bile Amerika olacaktır orada Türkiye gibi ülkeler zorda kalmasın diye Amerika müttefik olarak muhtemelen ben savaşıyorum diyecek ve destek verin diyecek. Türkiye, bu işlerin bir parçasına dönerse sıranın kendisine geldiğini bilmelidir. Suriye'de Amerika Türkiye'nin eliyle Suriye'yi dağıttırdı. Tamamen orada Türkiye'yi kullanarak Suriye'yi paramparça ettirdiler. Şimdi İran meselesinde nasıl bir rol yükleyecekler onu henüz bilmiyoruz ama Türkiye'de zerre kadar akıl varsa asla bu işlerin bir parçasına dönüşmemeli. Peki direnebilecekler mi? Bu ekonomiyle zor. Yani Trump dönüp de Türkiye'ye “Sen neyine güveniyorsun da hayır diyorsun” dediklerinde hayır diyebilecek Türkiye'nin takati yok.

