Eski Hazine Kamu Finansmanı Genel Müdürü Coşkun Cangöz, Türkiye'nin vergi sisteminde kapsamlı bir reforma ihtiyaç duyduğunu ve çevre vergisi reformunun bu süreçte önemli bir adım olacağını belirtti. Cangöz, görüşlerini Medium'da yayımladığı bir yazıda paylaştı.
Cangöz, Türkiye'de vergi politikasının öncelikli olarak bütçeye kaynak sağlamaya odaklandığını ve çevresel etkilerin yeterince dikkate alınmadığını vurguladı. Mevcut çevreyle ilgili vergilerin çoğunlukla enerji ve ulaştırma sektörlerinde uygulandığını, ancak bunların da karbon emisyonlarını azaltmaktan ziyade bütçe gelirlerini artırmayı hedeflediğini ifade etti. Diğer ülkelerin aksine, Türkiye'de kirlilik temelli doğrudan çevre vergisi olarak sadece belediye temizlik hizmetlerine bağlı Çevre Temizlik Vergisi ve plastik poşetlere uygulanan ücretin bulunduğunu belirtti.
Cangöz, Türkiye'nin sürdürülebilir bir geleceğe ilerlemesi için kapsamlı bir vergi reformuna ihtiyacı olduğunu ve çevre vergisi reformunun bu konuda doğru bir başlangıç noktası oluşturacağını savundu. Bu sayede Türkiye'nin çevre vergilerini diğer politikalarla uyumlu hale getirebileceğini ve çeşitli yakıtlar ile teknolojiler arasında adil rekabet ortamı yaratabileceğini belirtti. Cangöz ayrıca, Dünya Bankası'ndan meslektaşı İsmail Arslan'la birlikte kaleme aldıkları TEPAV tartışma tebliğinde önerdikleri çevresel vergi reformu çerçevesini de özetledi. Bu çerçeve, karbondioksit bazlı vergilendirme, fosil yakıtlara sübvansiyonların kaldırılması, yeşil gelir-yeşil harcama yaklaşımı, ETS’ye uyumlu ticaret sistemi gibi önemli unsurları içeriyor. Cangöz, küresel eğilimlere uygun olarak Türkiye'nin de emisyon ticareti sistemini hayata geçirmesi, motorlu taşıt vergisini emisyonlara dayalı olarak revize etmesi ve karbon vergisi programını uygulaması gerektiğini vurguladı. Bu adımların hem Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerine hem de AB Karbon Sınır Ayarlama Mekanizması'na uyum için gerekli zemini hazırlayacağını ifade etti.
