Eski Hazine Kamu Finansmanı Genel Müdürü Coşkun Cangöz, Türkiye'nin 2023 sonrası "rasyonel zemine dönüş" çabalarına rağmen, yatırım yapılabilir bir ülke konumuna ulaşması için uzun bir yol olduğunu belirtti. Cangöz, bu hedefe ulaşmak için ekonomik olduğu kadar kurumsal dönüşümün de şart olduğunu vurguladı ve Filipinler örneğinin bu dönüşümün mümkün olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Japon kredi derecelendirme kuruluşu R&I'nın 2022'de Filipinler'in kredi notunu A- olarak değerlendirmesinin Türkiye için önemini Medium'daki yazısında ele alan Cangöz, 2004'te Türkiye'nin daha düşük kredi notuna sahipken, 2013'te Filipinler'le birlikte yatırım yapılabilir seviyeye ulaştığını ancak bu seviyeyi birkaç yıl koruyabildiğini hatırlattı. Cangöz, 2016'da yolların ayrıldığını, Filipinler'in yükselişini sürdürürken, Türkiye'nin uyguladığı ortodoks olmayan politikalar ve zayıflayan kurumsal yapısı nedeniyle 2004'teki notunun altına düştüğünü açıkladı.
Cangöz, 2016 öncesinde her iki ülkenin benzer politikalar uygulayıp benzer sonuçlar aldığını, hatta Türkiye'nin AB çıpası ve kurallı ekonomiye geçişle daha iyi performans gösterdiğini belirtti. 2016 sonrasında ise Filipinler'in bağımsız Merkez Bankası politikasıyla (pandemi hariç) yıllık enflasyonu ortalama yüzde 4 civarında tuttuğunu, Pesonun dolar karşısında TL'ye göre daha istikrarlı bir seyir izlediğini ve 20 yıllık kümülatif değer kaybının sadece yüzde 2'nin biraz üzerinde gerçekleştiğini aktardı. Cangöz ayrıca, Filipinler'in maliye politikasında harcamaları kontrol altına alarak bütçe açığının büyümesini engellediğini, kamu maliyesinde sürekli disiplin sergilediğini, yolsuzlukla mücadele gibi yapısal reformlara öncelik vererek pandemi dönemi hariç yıllık ortalama yüzde 6,4 büyüme performansı gösterdiğini, aynı dönemde Türkiye'nin ise yüzde 4,9 büyüdüğünü ifade etti. Cangöz, Filipinler'in düşük enflasyon ve istikrarlı kur politikasıyla daha yüksek büyüme performansına ulaştığını vurguladı. Cangöz, demokrasi, hukukun üstünlüğü, küresel rekabetçilik, yolsuzluk algısı gibi uluslararası endekslerde Türkiye ve Filipinler'in benzer konumda olmasına rağmen, farklı ekonomik yönetim felsefeleri ve kurumsal sağlamlığa yönelik siyasi yaklaşımlar nedeniyle kredi notlarında ayrışma yaşandığını belirtti.
