Ersin Tatar'dan iki devlet vurgusu: 'Türkiye’nin desteğiyle ilerliyoruz'

Ersin Tatar'dan iki devlet vurgusu: 'Türkiye’nin desteğiyle ilerliyoruz'

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhurbaşkanı Tatar, yaklaşan seçimlerde iki devletli çözüm politikalarını sürdüreceklerini açıkladı.

Haber: Narin Diri

(LEFKOŞA) - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerine yeniden aday olan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye'nin tam desteğiyle iki devletli çözüm politikasını kararlılıkla sürdürdüklerini açıkladı. Tatar, KKTC'nin geleceğinin ancak iki egemen devletle güvence altına alınabileceğini ifade etti.

Ulusal Birlik Partisi (UBP), Demokrat Parti (DP) ve Yeniden Doğuş Partisi'nin (YDP) "Sağduyulu Muhabakat" ismiyle oluşturduğu koalisyonun adayı Tatar, 19 Ekim'de düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için yapacağı New York seyahati öncesinde ANKA Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu.

Tatar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Katar ziyaretinin ardından yaptığı açıklamaları değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şunları söyledi:

"Sayın Cumhurbaşkanı’nın dediği; Türkiye garantördür ve siyasetini hiçbir şartta değiştirmeyecek. Yani iki devletli çözüm siyaseti devam ediyor. Bunu her vesilede Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan açıkça dile getirmektedir. Dolayısıyla kastettiği, Türkiye’nin politikasıdır ve devam edecektir. Şimdi bunu benim muhaliflerim düşünsün. Çünkü neticede muhalifler federasyon istiyor. Ama federasyon, Türkiye’nin garantörlüğünün bir süre sonra sona ermesi, Türkiye’nin adadan çekilmesi demektir. Şimdi diyecekler ki ‘bu müzakere edilir’ ama bunun müzakere edilecek bir yanı yok. Çünkü geçmişte yaşananlar var, Annan Planı vardır, Crans Montana süreci var vardır. Hepsinde bu konular masaya o kadar üst perdeden gelmiştir ki hiç bir netice alınamamıştır. Rum tarafı da pozisyonunu giderek daha da katılaştırmıştır, özellikle 2017 Crans Montana sürecinden bu yana. Bugün Christodulidis, ELAM gibi aşırı milliyetçi partilerin desteğiyle cumhurbaşkanı oldu ve gelecekte de onların desteğiyle seçilmeyi ümit etmektedir.

"Geleceğimiz ancak iki egemen devletle güvence altına alınabilir"

Dolayısıyla federasyon tezini savunacak birinin seçilmesiyle, kendisi tabii Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin adayı ve aşırı sol ona her türlü destek vermekte, Türkiye’nin iki devletli siyaseti değişmez, bunu görüyorum, biliyorum, duyuyorum. Sayın Erdoğan’ın açıklamasını da o şekilde değerlendiriyorum. Türkiye siyasetini değiştirmeyeceğine göre, buraya gelecek olan düşünecek onu. Benim poziyonum açık ve net; ben bu siyaseti gündeme getiren, Türkiye ile istişare ederek şekillendiren kişiyim. Başbakanlığım döneminde de söyledim; egemen bir devlet olarak AB çatısı altında yer alabiliriz. Ama Türkiye’nin garantisi ve Türk askerinin kuzeydeki varlığı da devam eder. Çünkü 20 sene evvel dünyada bu kadar karışıklık yoktu. ‘Halklar kardeştir, bir anlaşma olursa barış mutlaka devam eder’ şeklinde bir algı vardı. Ama dünya çok değişti. Bosna’da yaşanan katliamlar, Suriye’de olan bitenler, Irak’ta olanlar bitenler, Ukrayna’da olanlar ve şimdi Gazze’de gözümüzün önünde yaşananlar ortada. Bu örnekler, Türk askerinin buradaki varlığının ne kadar hayati olduğunu gösteriyor. Halkımız da bunun farkında. Bizim geleceğimiz ancak iki egemen devletle güvence altına alınabilir. İnşallah aklıselim Rum tarafı da bu noktaya gelir, biraz zaman alabilir ama bunun başka çaresi yok. Defalarca söyledim; 62 yıldır iki ayrı halk ayrı yaşıyor ve komşuluk ilişkileriyle de bir takım işler yapılabildiğini herkes biliyor. Dolayısıyla bu düzeni bozmak ve Kıbrıs Türk’ünü bir maceraya, geçmişte yaşadığımız gibi bir tehlikeye sürüklemeyi Kıbrıs Türk’ü kabul etmemelidir."

İsrail'in adada artan askeri etkinliği

Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GRKY) İngiliz, Amerikan ve Fransız üslerinin yanı sıra İsrail hava savunma sistemini adaya getirmesi yönündeki soruya, şu şekilde yanıt verdi:

"Egemen eşitlik kabul edilmeden masaya oturmayız"

Tatar, New York'ta BM Genel Kurulu sonrası hedeflediği görüşmelerde önemli bir ilerleme beklemediğini ancak yine de bu görüşmelere katılması gerektiğini belirtti. Tatar, şu ifadeleri kullandı:

"Karşı tarafın niyeti belli; bizi tekrar federasyon sürecine çekmek istiyorlar. Biz bu konuda kararımızı ortaya koyduk. Biliyorsunuz, dört gün önce de söyledim, Türkiye’nin tam desteğiyle bu siyaseti ısrarla sürdürüyoruz. Türkiye, garantör ülke ve bölgenin en güçlü devleti. Türkiye’nin söyledikleri de çok önemli. Biz, egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz kabul edilmeden bir müzakere sürecine girmeyiz. BM Genel Sekreterine de aynı şeyi söyledim. Bunun pratikte hayata geçebilmesi için ‘3D’ dediğimiz doğrudan uçuş, doğrudan ticaret ve doğrudan temasın sağlanması gerekir. Bunlar kabul edildiği takdirde bir görüşme sürecine razı olabiliriz.

"Gönlümden geçen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınmasıdır"

Elbette gönlümüzden geçen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasıdır. İnşallah gün gelir, o da olur. 1963’ten bu yana 62 yıl geçti, Kıbrıs Türkü kendi devletiyle bu yolu sürdürüyor. Güney’de ise Kıbrıs Cumhuriyeti tamamen Rum Cumhuriyetine dönüşmüştür. Bugün baktığımızda Güney Kıbrıs’ta İngiliz, Amerikan ve Fransız üsleri ve hatta İsrail’in varlığı ve imtiyazları söz konusu. Dolayısıyla bambaşka bir hal aldı. Bu nedenle iki devletli siyasetimiz daha da önemli hale geldi. İki devlet dediğimizde elbette işbirliğinden bahsediyoruz. İki devletin işbirliğiyle halkların yararına işler yapılabilir, hatta AB çatısı altında da olabilir. Bu siyasetimi daha önce başbakanlık döneminde de dile getirdim. O dönemde AB çatısı altında iki egemen devletin varlığını uygun bulmuştuk ve bu siyaseti bugüne kadar sürdürdüm. Dolayısıyla New York’taki görüşmelerden çok fazla bir şey beklemiyorum. Ancak orada bulunmam lazım. Devlet esastır, halkın geleceği esastır. Bu yıl da gidip siyaseti kayda geçirmek, halkımın çıkarını korumak için orada olacağım. Şu anda ortak bir zemin olmadığı için resmi bir müzakere süreci beklenmiyor. Ama Genel Sekreter, iyi bir atmosfer oluşana kadar tarafların işbirliği yapabileceği farklı projelerden bahsediyor. Örneğin ara bölgede ortak bir enerji yatırımı gündemde. Böylece iki taraf da enerjiden faydalanabilecek. Ama Rum tarafı, orada üretilecek elektriğin sadece kendi kurumuna verilmesini istiyor. Biz ise sistemin yüzde 40’ını almakta ısrar ediyoruz. Bu tür teferruatlar gösteriyor ki Rum tarafı hâlâ egemenliğimizi kabul etmiyor. Örneğin iki ay önce Rum tarafında çok büyük bir yangın çıktığında yardım edelim dedik, kabul etmediler. Nihayetinde bu ormanlar hepimizin. Ama bizde yangın çıktığında onları aradık. İşte bizim anlayışımız bu: İki devletin işbirliği."

İki devletli çözüm çerçevesinde doğal kaynaklar ve deniz yetki alanları

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, iki egemen devlet formülünde doğal kaynaklar ve deniz yetki alanlarının paylaşımına dair bir soru üzerine, "Kıbrıs’ın güneyinde bir devlet var, kuzeyinde de bir devlet var. Deniz yetki alanları konusunda Türkiye’nin de Mısır’a kadar, uluslararası teamüllere dayalı hakları bulunuyor. KKTC’nin de hakları vardır. Bu konular tartışmaya açık meseleler. Günü geldiğinde nerede ne var bakılır ve tartışılır. Dolayısıyla, ‘iki devletli formülde bunları Rumlar olduğu gibi alacak’ meselesi tamamen spekülasyondur" dedi.

"KKTC dünyanın en güvenli yerlerinden biridir"

Tatar, ABD Kongresi'nde "Türkiye ve KKTC’nin Hamas’la ilişkilendirildiği sorgulamaların" hatırlatılmasına karşılık olarak da şunları söyledi:

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.