Haber/Analiz: Zülfikar DOĞAN
(ANKARA) - Cumhurbaşkanlığı seçiminde ifade edilen vaadler arasında yer alan Bağ-Kur'luların prim gün sayısının düşürülmesi, erken emeklilik imkanı sunacak yasal düzenleme TBMM'ye taşınıyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Bağ-Kur'a bağlı küçük esnaf ve sanatkârların prim ödeme gün sayısının 9 bin günden 7200 güne indirilmesi için Hazine ve Maliye Bakanlığı ile iş birliği yaptıklarını açıkladı. Bu düzenleme ile 3 milyon esnaf ve sanatkâr erken emeklilik fırsatına kavuşacak. Işıkhan, yasa tasarısıyla ilgili; "İnşallah esnafımıza 7200 müjdesini Sayın Cumhurbaşkanımızın vermesi için Maliye Bakanlığı ile birlikte çalışıp bu konuyu gündemden çıkarmamız lazım. Önümüzdeki aylarda, yani 2026'nın ilk çeyreğinde ya da ikinci çeyreğinde bu konuyu netleştirmeyi hedefliyoruz" şeklinde konuştu.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) çerçevesinde SSK ve Emekli Sandığı emeklileri, daha önceki yasal düzenlemelerle 7200 gün prim ödeme ve yaş şartını karşıladıklarında emeklilik hakkına sahip olabiliyorken, Bağ-Kur'a kayıtlı esnaf ve sanatkârlar için 9 bin olan prim günü sayısının SSK ve Emekli Sandığı ile eşitlenmesi uzun zamandır gündemdeydi. Bağ-Kur'lulara yönelik sosyal adaletsizliği giderme çabaları sonrası, 2023 Cumhurbaşkanı ve Milletvekili seçimlerinde hem muhalefet liderleri hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu düzenlemenin yapılacağını vaat etti. Ancak geçen 2,5 yıl içinde yasa değişikliği bir türlü gündeme alınamadı. Bakan Işıkhan, 2026 yılının ilk aylarında yasa teklifinin AK Parti tarafından TBMM'ye sunulacağını duyurdu.
3 milyon esnafa erken emeklilik ile emekli nüfus yüzde 20'ye yükselecek
Şu anda SGK'dan emeklilik aylığı alanların ve ölüm aylığı alanların toplam sayısı, resmi verilere göre 16 milyon 859 bin. Prim gün sayısının 5 yıl düşmesiyle Bağ-Kur'a kayıtlı 3 milyon esnaf ve küçük işletme sahibi, kadınlarda 58, erkeklerde 60 yaş şartıyla emekli olabilecek. 2026'da düzenlemenin TBMM'den geçerek yasalaşması sayesinde SGK'dan aylık alan emekli sayısı 19 milyon 859 bine ulaşacak. Bu durum, TÜİK'in 2024 sonu itibarıyla Türkiye nüfusunun 85 milyon 664 bin olarak açıkladığı durumda, emekli nüfus oranının yüzde 18,5'ten yüzde 21'e çıkması anlamına geliyor. Yeni düzenleme ile emekli nüfus, toplam nüfusun dörtte birine yaklaşarak, çocuk ve genç nüfusla eşit düzeye gelecek.
21 milyon çocuk, 13 milyon genç, 20 milyon emekli
İktidar sözcüleri, 2027 Kasım ya da 2028 bahar aylarını işaret ederek bu adımı, erken seçim hamlesi olarak nitelendiriyor. 3 milyon esnafa erken emeklilik fırsatı sağlanırken, emekli nüfus 20 milyona yükselecek. Eş ve aileleri ile birlikte 25-30 milyona ulaşacak bu nüfus, Türkiye'nin yaşlanan yüzü ile hızla azalan çocuk ve genç nüfusla eşitlik halinde olacak.
TÜİK'in 2025 Çocuk ve Gençlik Araştırması verilerine göre, Birleşmiş Milletler kriterlerine göre 0-17 yaş arasındaki çocuk nüfusu 21 milyon 817 bin. Bu oran toplam nüfusun yüzde 25,5'ine denk geliyor. Yaş gruplarına göre dağılımda ise Türkiye'nin 0-4 yaş grubundaki nüfusu 5 milyon, 5-9 yaş arası 6,3 milyon, 10-14 yaş arası 6,4 milyon ve 15-17 yaş arası 3,8 milyon. 2024 sonunda çocuk nüfus oranı yüzde 25,5'e gerileyerek, Cumhuriyet tarihinin en düşük seviyesine inecek. 1970'te toplam nüfus içindeki çocuk oranı yüzde 48,5, 1990'da ise yüzde 41,8 idi. Çocuk nüfusunun iş gücüne katılımı ve çocuk emeğinin istismarı açısından ise yüzde 24,9 oranıyla en kötü tablo ile karşı karşıya kalınmakta.
Diğer taraftan, yine BM kriterlerine göre genç nüfus olan 15-24 yaş grubundaki nüfus TÜİK'in resmi verileriyle 12 milyon 872 bin. Genç nüfusun toplam nüfus içindeki oranı, 2024 sonunda yüzde 15,1'e düşecek. Projeksiyonlara göre genç nüfus oranı 2030'da yüzde 14'e, 2040'ta ise yüzde 13'e inecek.
Bu gerileme, ekonomik, sosyal ve insani açıdan Türkiye'nin emekli nüfusunun artması ve siyasilerin emekli sayısını artırma çabalarıyla daha da önem kazanıyor. Şu anda 16,5 milyon olan emekli, dul ve yetim sayısı toplam nüfusun yüzde 18,5'ini oluştururken, bu oran 2026'da yasalaşacak Bağ-Kur'a erken emeklilik düzenlemesi ile 20 milyona çıkacak ve toplam nüfus içindeki oranı yüzde 21'e yükselecek. Sonuç olarak, genç nüfus ile emekli nüfus arasındaki fark 6 puana, çocuk nüfus ile emekliler arasındaki fark ise 4 puana düşecek.
Üretken olmayan çocuk nüfusu ve emekli nüfusu toplamı ülke nüfusunun neredeyse yüzde 50'sine ulaşırken, bu durum Türkiye'nin büyüme, kalkınma ve refah düzeyini artırma hedefleri için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Emekli nüfusu artırılarak yoksulluk derinleşiyor
AK Parti'nin iktidara geldiği 2002'de çalışan emekliler oranı yüzde 36,6 iken, 2024 sonunda bu oran yüzde 65,7'ye çıkacak. 2008'de yapılan yasa değişikliği ile emekli aylığı bağlama oranları düşürüldü, emeklilik yaşı ise yükseltildi. SSK'lılar için 5 bin olan prim ödeme gün sayısı 7200'e çıkarıldı. Bu düzenlemeler sonrasında 2003'te asgari ücretin yüzde 36'sından fazla olan en düşük emekli aylığı, 2025 Temmuz ayında asgari ücretin yüzde 22 altına düştü. Emeklilere ödenen toplam aylık tutarının milli gelire oranı AB-27 ortalamasında yüzde 9,8 iken, Türkiye'de bu oran yüzde 3,7'ye geriledi. Başka bir deyişle, 16,5 milyon emekli, dul ve yetimlerin milli gelirden aldığı pay, AB ortalamasının üçte birinden az durumda.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti hükümetleri, emekliler arasındaki eşitsizliklerin giderilmesi, emekli aylıklarının insani seviyelerde artırılması gerektiğine uzun süre kulak tıkadı. 2023 seçimlerinde kaybetme ihtimali belirdiğinde, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesini TBMM'den geçirmek zorunda kalan Erdoğan ve AK Parti, sayıları 5 milyonu aşan EYT'lilerin ilk aşamada 2,5 milyonuna emeklilik fırsatı sağladı. SGK'dan aylık alan emekli sayısı hızlı bir şekilde 16 milyonu geçti. Ancak en düşük emekli aylığında kök maaş artışı yerine oransal artış yapılması ve aradaki farkın hazinece karşılanmasıyla, milyonlarca emekli, yoksulluk sınırının altında maaşlar elde etti.
Uzun yıllar erken emekliliğe karşı çıkan Erdoğan ve AK Parti'nin EYT düzenlemesinin ardından, şimdi de 3 milyon Bağ-Kur'lunun erken emekliliği gündeme alması, Hazine üzerindeki trilyonlarca TL'lik SGK yükünü ve sosyal güvenlik açıklarını göz ardı ettiği izlenimini yaratıyor. Ülke nüfusunun dörtte biri emekli olmaya hazırlanırken, bu durum Türkiye'de çocuk ve genç nüfustan daha fazla emekli nüfusu oluşmasına neden oluyor.