Erdoğan: Türkiye, Gazze'deki duruşuyla tarih yazıyor

Erdoğan: Türkiye, Gazze'deki duruşuyla tarih yazıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'de yeni yasama yılının açılışında önemli mesajlar verdi.

(TBMM) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu sözleri dile getirdi.

Erdoğan, TBMM'de düzenlenen 28'inci dönem dördüncü yasama yılı açılış oturumunda önemli bir konuşma yaptı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un konuşmasının ardından Genel Kurul Salonu'na giriş yapan Erdoğan, toplantıya katılmayan CHP Grubu haricinde AK Parti ve MHP Grubu tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı. DEM Parti, İYİ Parti ve Yeni Yol Grubu Erdoğan'ı selamladı ama alkışlamadı. İstiklal Marşı'nın ardından kürsüye davet edilen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Her zaman söylediğimiz gibi aslolan milletin ve memleketin esenliğidir, huzurudur. Bu aziz millete hayırlı hizmetler ve eserler kazandırabilmektedir. Aslolan vatandaşı olmaktan şeref duyduğumuz Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet mesut, muvaffak ve muzaffer kılabilmektedir. Aslolan Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi kuvveden fiile çıkarmak için canla başla çalışmak, gecesini gündüzüne katabilmektedir. Bu mücadele iktidar ve ittiak olarak sadece bizim görevimiz değildir. Şu anda yüce Meclis'in Genel Kurul Salonu'nda milletimizin tensipleriyle bulunan her bir milletvekilimizin de asli vazifesidir.

" Milletimizin hak ve hukukunu savunmakta bir aradayız, bir bütünüz. "

Şuraya özellikle dikkattlerinizi çekiyorum değerli milletvekileri. Millete ve memlekete hizmet yolunda hepimiz biriz, beraberiz. Büyük ve güçlü Türkiye ülküsüne giden yolda hepimiz biriz, beraberiz. Milletimizin hak ve hukukunun savunulmasında hepimiz biriz, beraberiz. Uğruna nice bedeller ödediğimiz demokrasimizin yüceltilmesinde hepimiz biriz, beraberiz. Vatanımız, bayrağımız, mükaddes değerlerimizde özellikle Cumhuriyetimizin muhafaza ve müdaafasında aynı şekilde hepimiz biriz ve beraberiz. Bu kader birlikteliğimiz top seslerinin Polatlı'dan yankılandığı günlerde de böyleydi; bugün de değişen hiçbir şey yoktur. Siyasetin farklı kulvarlarında rekabet halinde olsak da söz konusu Türkiye olduğunda, herkesin ortak bir paydada buluşma erdemi göstermesi, hem millete karşı sorumluluğumuzun hem de milli menfaatlerimizin gereğidir.

'Mesele Türkiye ise gerisi teferruattır" anlayışıyla hareket eden herkesin başımızın üstünde yeri olduğunu tekrar hatırlatıyorum. Yeni yasama yılının aziz milletimizin iradesinin en parlak şekilde tebellür ettiği; intizam ve insicamın asla bozulmadığı; saygı, hoşgörü ve uzlaşının öne çıktığı verimli, bereketli ve başarılı bir yıl olmasını temenni ediyorum. Milletimizi temsil gibi ulvi bir vazifeyi ifa eden milletvekillerimize, siyasi partilerimize, Meclisimizin tüm birimlerine çalışmalarında Rabbim'den üstün başarılar diliyorum.

" Meclis, demokrasimizin temelidir. "

TBMM, evet, gazi bir Meclis'tir. Burası, "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" düsturuyla milli iradenin tecelligahı olmuştur. Yüce Meclis, Türkiye'nin toplumsal tabanı en geniş istişare mekanizması olarak aynı zamanda demokrasimizin merkez üssüdür. TBMM Milli Mücadele'yi zaferle taçlandırarak milletimizi bağımsızlığına kavuştururken 105 sene boyunca da kalkınma ve demokratikleşme mücadelemizin mihmandarlığını yürütmüştür. Şu hakikati bugün bir kez daha vurgulamak arzusundayım: 105 yıldır "milli iradenin egemenliği" ilkesi başta olmak üzere, milletimizin hak ve hürriyetler alanında elde ettiği sayısız kazanımların altında Yüce Meclis'in mümtaz üyelerinin imzası, emeği, alın teri ve hiç tavsamayan mücadelesi vardır.

15 Temmuz gecesi, savaş uçaklarının sonik patlamalarına ve tepesine yağan bombalara rağmen milletin emanetine korkusuzca sahip çıkan Meclisimiz, ikinci defa gazilikle müşerref olmuştur. İstiklal Harbi'nde yedi düvele direnerek tarihe geçen bu yüce çatı, tam da kendisine yakışır bir cesaretle 15 Temmuz darbe girişimini püskürterek, adını dünya parlamentoları içinde müstesna bir yere onurla yazdırmıştır. Bugün, burada, milleti temsil görevini şanla, şerefle, büyük bir mesuliyet duygusuyla yerine getiren tüm milletvekillerimizin 15 Temmuz ruhunu her daim ihya edeceklerine inancım sonsuzdur. Bu vesileyle Malazgirt'teki ilk akınlardan İstanbul’un fethine, Kurtuluş Savaşı'ndan 15 Temmuz destanına, istiklal ve istikbalimiz uğruna canlarını feda eden tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle yad ediyorum.

" İsrail'in sürdürdüğü soykırıma en sert tepki burada verildi. "

Meşruiyetini doğrudan doğruya milletimizden alan TBMM, daima hakkın, haklının ve mazlumun yer aldı. İsrail yönetiminin Gazze'de ve Filistin'in diğer bölgelerinde iki yıldır sürdürdüğü soykırıma, bölgede estirdiği devlet terörüne en güçlü tepki, 86 milyon vatandaşımızın temsil edildiği bu koltuklardan yükseldi. Gazze'deki toplu-kıyıma karşı sergilediği tavizsiz tavırla milletimizin vicdanına tercüman olan Meclisimiz, yayımladığı yedi ortak bildiriyle farkını ortaya koymuştur. Özellikle Genel Kurul tarafından 29 Ağustos’ta kabul edilen "İsrail'in Filistin Halkına Yaptığı Soykırım Hakkında Tezkere', zulme göz yumanlar ve gaflet çukurunda boğulanlar için çok güçlü bir mesaj teşkil etmiştir. Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu bünyesindeki çalışmalar da Gazze ve Filistin diplomasisi bağlamında Meclisimizin bir diğer başarısıdır. Hasılı bu yüce çatı, Gazze sınavını tarihimize ve milli seciyemize yaraşır biçimde, tam ve eksiksiz şekilde, iftiharla vermiştir.

" Karalama kampanyalarına rağmen onurlu duruşumuzu koruduk. "

Biz de geçen hafta katıldığımız Birleşmiş Milletler 80’inci Genel Kurulu başta olmak üzere her platformda, Filistin davasının gür sesi olduk. Şahsımızı, hükümetimizi ve ülkemizi hedef alan karalama kampanyaları karşısında izzetli duruşumuzu en güçlü şekilde muhafaza ettik. Dünyanın en modern silahlarıyla topraklarına saldıran işgal kuvvetlerine kahramanca direnen Gazze'nin yiğit evlatlarını asla yalnız bırakmadık. Gazze'ye 102 bin tonu aşan insani yardım ulaştırarak, İsrail ile ticareti bundan 1,5 yıl önce tamamen keserek, Uluslararası Adalet Divanı’nda açılan Soykırım Davası’na müdahil olarak daha burada sayamayacağımız nice diplomatik, hukuki, ekonomik adımla, Allah'a hamdolsun, Gazzeli kardeşlerimizin yanında dimdik durduk. Türkiye'nin çabalarının en yakın şahidi Gazzeli kardeşlerimizdir.

Filistin halkı bizim kendileri için neler yaptığımızı, nasıl bir özveriyle gayret ettiğimizi çok ama çok iyi bilmektedir. Ancak buna rağmen, ülkemizin ve hükümetimizin, bu konuda sicili hiç de parlak olmayan çevrelerden gelen haksız ve hadsiz eleştirilere maruz kaldığını görüyor, bundan dolayı büyük üzüntü duyuyoruz. Ne şahsımız ne de birlikte yol yürüdüğümüz arkadaşlarımız, birileri gibi Filistin davasıyla iki yıl önce tanışmadık, biz bu davaya ömrümüzü adadık. Allah izin verirse son nefesimize kadar da Filistin'in ve ilk kıblemiz Kudüs-ü Şerif'in hakkını korkusuzca savunmaya devam edeceğiz. Şundan hiçbir şüphe duymuyorum, inşallah tarih Gazze'deki bu omurgalı duruşumuz sebebiyle Türkiye Cumhuriyeti'ni çağının vicdan abidesi olarak altın harflerle yazacaktır.

" Trump ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede Gazze'deki kanın durdurulmasına öncelik verdik. "

Burada şunun da özellikle bilinmesini isterim: Amerikan Başkanı Sayın Trump ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede de Gazze'de akan kanın durdurulması gündemimizin ilk sırasındaydı. Bu konuda tekliflerimizi yaptık, çıkış yollarını gösterdik, kalıcı barış için nelere ihtiyaç duyulduğunu çok net biçimde ortaya koyduk. Bizim ilkemiz şudur: Savaşın kazananı, adil bir barışın kaybedeni olmaz. Filistinli kardeşlerimiz onurlu mücadeleleriyle barışı ve huzuru dünyada en fazla hak eden millettir. Hak ettikleri o kalıcı barış ortamıyla Filistinlileri buluşturmak, önce İslam dünyasının sonra da uluslararası toplumun Gazze'ye borcudur. Gazze kana, gözyaşına ve yıkıma artık doymuştur. Bu utanç, bir an önce son bulmalıdır.

Biz tek bir masumun daha hayattan kopartılmasını, tek bir çocuğun daha açlıktan ölmesini, Gazze'ye tek bir bombanın daha düşmesini istemiyoruz. Türkiye olarak bunun için çalışmaya tüm gücümüzle devam edeceğiz. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen, toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin Devleti kuruluncaya kadar, inşallah, mücadelemiz sürecek. Yaşanan onca acıya, oluk oluk akıtılan onca masum kanına rağmen, umudumuzu muhafaza ediyoruz. Nasıl ki 14 yıllık karanlığın ardından Suriye'nin özgürlüğüne kavuştuğunu görmeyi Rabbim bizlere nasip ettiyse, Allah'ın izniyle "Nehirden denize" barışın, huzurun ve güvenliğin hakim olduğu güzel günleri de göreceğimize tüm kalbimle inanıyorum. Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimize de buradan dayanışma mesajlarımızı gönderiyor, her zaman yanlarında olan Türkiye’nin, inşallah bundan sonra da yanlarında olmaya devam edeceğini önemle ifade ediyorum."

DEVAM EDECEK

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.