Haber Analiz: Zülfikar Doğan
(ANKARA) - Sosyal güvenlik harcamaları, ocak-ağustos döneminde geçen yıla göre yüzde 46 artarak 1 trilyon 29 milyar TL'ye çıktı. Ancak, SGK'lıların sağlık ödemelerinin büyük kısmı onların cebinden çıkıyor. Bu durum, özellikle emekliler için büyük bir yük oluşturuyor.
Sosyal güvenlik harcamalarına ayrılan bütçe, toplam harcamaların yüzde 11,6'sını oluşturarak faizden sonraki ikinci sırada yer aldı. 2025 bütçesinde sosyal güvenlik için 1 trilyon 882 milyar TL ödenek tahsis edilse de, bu tutarın yüzde 56,4'ü yılın ilk sekiz ayında harcandı. Öte yandan, SGK'nın sağladığı sağlık destekleri, piyasalardaki gerçek fiyatların gerisinde kalıyor. Bu nedenle SGK'lılar, gözlük, işitme cihazı gibi gerekli malzemeleri almak için cebinden büyük tutarlarda ödeme yapmak zorunda kalıyor.
Gözlük için ödenen tutar, gerçeklerle örtüşmüyor
16 milyonu aşan emekli, dul ve yetim SGK'lılar, belirlenen ödeme tutarlarının piyasada geçerliliği olmayan miktarlarda kaldığını görüyor. Emekliler, ya cepten ödeme yapıyor ya da bankalardan kredit alarak bu ihtiyacı karşılamaya çalışıyor. SGK, göz muayenesi ve rapor şartıyla gözlük çerçevesi için 100 TL, cam için de 30 TL ödüyor. Ancak, piyasada çerçeve fiyatları 1750-2500 TL bandında başlıyor.
Gözlük camı için de SGK, 30 TL ödeme yapıyor. Ancak bu tutarı almak için gereken bürokrasi, zahmetli bir süreçten geçiyor. Piyasa şartlarında en düşük gözlük camı fiyatı ise 2000 TL'den başlıyor ve kalitesine göre 8-12 bin TL'ye kadar çıkabiliyor. Dolayısıyla, SGK'nın sunduğu 130 TL'lik destek, gözlük almak için yetersiz kalıyor.
İşitme cihazları için de SGK desteği yetersiz
İşitme kaybı yaşayan SGK'lılar da benzer bir durumla karşılaşıyor. Devlet hastanelerinde yapılan işitme testleri için en erken randevu, 2,5-3 ay sonrasına veriliyor. MR, ultrason gibi tetkikler için ise döngü 4-6 ay sürüyor. SGK, işitme cihazlarına ilişkin ortalama olarak kulak başına 4 bin TL destek sunuyor. Ancak, özel merkezlerdeki işitme testleri SGK tarafından kabul edilmemekle birlikte, cihazların fiyatları 15 bin TL'den başlayarak 85 bin TL'ye kadar çıkıyor. SGK'nın ödediği miktara ek olarak, birçok kişi bu farkı kendi cebinden karşılamak zorunda kalıyor.
Emekli aylıklarının yetersiz kalması ve sağlık ödemelerindeki bu olumsuz tablo, devleti "görme, duyma, paranı kendi cebinden öde" mesajı vermeye zorluyor. Özellikle SGK muayene katılım paylarının yılbaşında artırılması ile ilgili gelen tepkiler, bu oranların zamanla düşürülmesine sebep oldu.
Ayakta muayenelerde yazılan reçetelerde, ilaç tutarlarının yüzde 10-20'si arasında katılım payı alınıyor. Kanser gibi ciddi hastalıkların tedavisinde önemli ilaçlar ise SGK'nın geri ödeme listesinde yer almıyor. Sosyal devlet anlayışı doğrultusunda ücretsiz olması gereken sağlık hizmetleri, yüksek katılım payları ile SGK'lıları zor koşullara itiyor.
Yüksek enflasyon ve artan döviz kurlarına rağmen, SGK'nın belirlediği kriterler pek çok özel hastanenin anlaşmalarını sona erdirmesine yol açıyor. Anayasada tanımlanan sosyal devlet ilkesi, emeklilerin sağlık hizmetlerine ulaşmasını zorlaştırıyor. Tamamlayıcı sağlık sigortası olmayan milyonlarca kişi, insanca sağlık hizmetine erişim sağlayamıyor.