Haber: Belçim KILICKIRAN- Kamera: Altuğ EKEN
(İSTANBUL)- Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der), 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü nedeniyle İstanbul Üniversitesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Dernek Başkan Yardımcısı Sibel Yılmaz Yurdakul, kız çocuklarının eşit ve kapsayıcı bir eğitim hakkı bulunduğunu vurgulayarak, "Laik, demokratik ve parasız kamusal eğitim hakkı mücadelemizi sürdüreceğiz. Karma eğitimi tartışmaya açmayacağız" şeklinde konuştu.
Toplumun Eşitliği İçin Bir Araya Geldiler
İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü önünde toplanan Eğitimde Adalet ve Eşitlik Derneği, Kadın Dayanışma İnisiyatifi, Veli-Der üyeleri, Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı (ÇYDD), Eğitim-İş ve Eğitim Sen ile birlikte, eğitim sisteminin kısaltılması ve karma eğitimi hedef alan açıklamalara karşı seslerini yükseltti. Katılımcılar, "Karma, laik eğitim istiyoruz, Eşitlik için karma eğitim" sloganlarını haykırarak, "Laik, eşit, özgür bir gelecek için karma eğitim tartışılamaz" pankartını açtı.
Ayrımcı Yaklaşımlara Geçit Yok
Karma eğitimin, eşitliğin ve çağdaş eğitimin temeli olduğunu belirten Veli-Der Başkan Yardımcısı Sibel Yılmaz Yurdakul, çocukları ayrıştırmaya çalışan anlayışa karşı çıkacaklarını ifade etti. Yurdakul, mevcut iktidarın toplumsal yaşamın her alanını dini referanslarla şekillendirmeye çalıştığını vurguladı.
Yurdakul, iktidarın kadınları ikinci sınıf yurttaşlar haline getirme çabalarını eleştirerek, eğitimin bu ideolojik mücadelenin en önemli aracı haline geldiğini söyledi.
Eğitimde Tartışmasız Hakkımızı Savunuyoruz
Yurdakul, uzun zamandır sermaye grupları ve tarikatların, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın talepleri doğrultusunda eğitim sistemini ve sosyal yaşamı şekillendirmeye çalıştığını belirtti:
"Bunları kamuoyu önünde dile getirmekte de beis görmemektedirler. En son çocukların iş yaşamına ve evlilik yaşamına erken katılımı için eğitim süresinin kısaltılmasını gündeme getirmişlerdir. Zorunlu eğitim süresini kısaltmaya çalışan iktidar, aynı zamanda güya kız çocuklarının okula devam etmesi için karma olmayan ‘kız okulları’ talebi olduğunu, bilindik bir argümanla seçme özgürlüğü olarak piyasaya sunmaya ve meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Toplumun realitesi ve ailelerin talepleri doğrultusunda, kız çocuklarının okula gidememesinin gerekçesini karma eğitime bağlamaya çalışıyorlar. Ancak iktidarın, MEB’in, dinselleştirme, işçileştirme ve piyasalaştırma olarak devam eden okullaşma politikaları gereğince fiili olarak adım adım karma eğitim ortadan kalkıyor."
Yurdakul, MEB'in 2024-2025 eğitim yılı değerlendirmelerinde okul terk oranlarında ciddi bir artış olduğunu belirtecek kadar netti. "Bu terk durumu, karma olmayan okullarda daha fazla görülüyor. Kız çocuklarının okula devam etmemesinin gerekçesi olarak karma eğitim gösterilemez. Asıl neden, artan yoksulluk, kamusal kaynakların azalması ve taşıma hakkı kısıtlanan çocuklarımızın okula ulaşamamalarıdır" dedi.
Eğitim Hakkı Vazgeçilmezdir
Eğitim hakkının anayasal bir hak olduğuna dikkat çeken Yurdakul, şunları ifade etti: "Okul; biyolojik, psikolojik ve sosyal bir varlık olarak çocuklarımız için yalnızca akademik bir alan değildir. Çocukların güvenle sosyalleştiği, kendilerini ifade ettiği ve akranlarıyla eşit koşullarda var olduğu bir yaşam alanıdır. Karma eğitim, yüzyıl önce kazanılmış bir haktır. Şimdi bizden bu haktan vazgeçmemizi ve ayrımcılığı normalleştirmemizi bekliyorlar. Bunun altına imza atmayacağız. Laik, demokratik, bilimsel ve parasız kamusal eğitim hakkı mücadelesini sürdüreceğiz. Karma eğitimi tartıştırmayacağız. Laiklik için, eşitlik için, özgürlük için karma eğitimi tartışmaya açmayacağız."
