Medical Park Antalya Hastanesi’nden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hakan Düğer, obezite hastaları tarafından hekim kontrolünde kullanılması gereken zayıflama iğnesinin uzun vadede etkili sonuçlar verdiğini belirtti. Doç. Dr. Düğer, hastaların iğneleri en az 6 ay kullanması gerektiğini ifade ederek, iğnenin beyindeki iştah merkezini baskıladığını, mide boşalmasını geciktirdiğini ve kişiye tokluk hissi verdiğini söyledi. Doç. Dr. Düğer, sadece zayıflama iğnesiyle yüzde 20'ye kadar kilo kaybı mümkün olduğunu da sözlerine ekledi.
Türkiye'nin obezitenin sık rastlandığı ülkeler arasında olduğunu belirten Doç. Dr. Düğer, vücut kitle indeksi 30'un üzerinde olan bireylerin obez olarak tanımlandığını açıkladı. Son günlerde sıkça duyulan zayıflama iğnelerinin obezite ve diyabet tedavisinde kullanıldığını aktaran Doç. Dr. Düğer, normalde bağırsaklarda üretilen bazı hormonların etki süresi uzatılarak geliştirildiğini belirtti. Doç. Dr. Düğer, zayıflama iğnesinin doktor kontrolünde kullanılması gerektiğini vurgulayarak, hastaların bu iğneyi kullanırken mutlaka diyet ve egzersize devam etmesi gerektiğini ifade etti.
Zayıflama iğnesinin vücut kitle indeksi 30'un üzerinde olan veya vücut kitle indeksi 27'nin üzerinde olup diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, uyku apnesi ya da karaciğer yağlanması gibi hastalıkları bulunan kişilerde kullanılabileceğini belirten Doç. Dr. Düğer, gebe ve emziren annelerin bu iğneleri kesinlikle kullanmaması gerektiği konusunda uyardı. İğneye alerjisi olanlar, pankreas iltihabı veya tiroit kanseri olanların da bu ilaçları kullanmaması gerektiğini belirten Doç. Dr. Düğer, iğne kullanılırken proteinden zengin, lifli gıdalardan zengin ve basit karbonhidratlardan uzak bir beslenme tarzı önerdi. Doç. Dr. Düğer ayrıca, ilacın yan etkilerinin genellikle mide ve bağırsak sistemi ile ilgili olduğunu, en sık görülen yan etkilerin reflü, bulantı, kusma, hazımsızlık, şişkinlik, kabızlık ve ishal olduğunu, bu şikayetlerin genellikle tedavinin başlangıç döneminde görüldüğünü ve çoğunlukla tolere edilebilir düzeyde olduğunu aktardı. İlaçların maliyetinin yüksek olması sebebiyle kullanımının sınırlı olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Düğer, uygun olan bireylerin yalnızca yüzde 1'inin bu ilaçları kullanabildiğini ve ilerleyen yıllarda maliyetin düşmesini umduğunu ifade etti.
![]()