DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'dan iktidara CHP eleştirisi!

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'dan iktidara CHP eleştirisi!

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, CHP'ye yönelik olarqak düzenlenen operasyonlar nedeniyle TBMM'de yapılacak olan yeni yasama yılına katılmama kararı ile ilgili konuştu. Konuşması sırasında CHP'ye yönelik yapılan operasyonlara'da değindi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, CHP'ye ve CHP'li belediyelere yönelik operasyonları yorumlarken "Cumhuriyet Halk Partisi çok ciddi bir saldırı altında. Çok boyutlu bir siyasi operasyon yürütülüyor. Sayın Erdoğan'ın talimatları olmadan böyle bir operasyonun yürütülmesi mümkün değil" dedi

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, siyasi gündemdeki konularla ilgili değerlendirmlerde bulundu.

Babacan, CHP’nin, belediyelere ve partiye yönelik operasyonları protesto amacıyla yarın TBMM’de yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla yapılacak olan özel oturuma katılmama kararını şöyle değerlendirdi:

c33842bd-cc7b-4d29-9c3c-cfbdbd7367d7.jpg"CUMHURİYET HALK PARTİSİ ÇOK CİDDİ BİR SALDIRI ALTINDA"

“Öncelikle tabii CHP'nin kendi kararıdır. Biz diğer partilerin kendileriyle ilgili aldıkları kararlara bir yorum yapmıyoruz prensip olarak. Cumhuriyet Halk Partisi çok ciddi bir saldırı altında. Çok boyutlu bir siyasi operasyon yürütülüyor. İşin yargı tarafında bu iddialar ne kadar doğrudur, ne kadar yanlıştır onu bilemiyoruz ama bir yandan da baktığımız zaman bu kadar farklı yargı süreçlerinin bir koordinasyon içinde yürümesi ancak bir siyasi koordinasyonla olur. Dolayısıyla ciddi bir siyasi operasyonla karşı karşıyalar. Sayın Erdoğan'ın haberi olmadan, Sayın Erdoğan'ın, belki de bilemiyoruz ama talimatları olmadan böyle bir operasyonun yürütülmesi mümkün değil. Demek ki böyle bir operasyon döneminde Sayın Erdoğan'ın katılacağı bir oturuma katılmama kararı almışlar. Daha önce de farklı farklı yöntemlerle protestolarını dile getirmişlerdi. Bu sefer de böyle bir yöntem seçmişler. Kendi kararlarıdır. Onun ötesinde yorum yapmam doğru olmaz.”

1718201096482-manset-4.jpgCHP’li belediyelere yönelik operasyonlarla ilgili de Babacan, şunları söyledi:

"SAYIŞTAY AYNI ZAMANDA BİR YÜKSEK YARGI ORGANIDIR MECLİS ADINA DENETİM YAPAR"

“Türkiye'nin Sayıştay gibi bir kurumu var. Yani bütün bakanlıkların, belediyelerin mali denetimi; her açıdan, ihaleler, şuydu buydu, aslında Sayıştay'ın görev alanıdır ve Sayıştay'da bu konuda çok uzmanlaşmış insanlar vardır. Sayıştay aynı zamanda bir yüksek yargı organıdır. Meclis adına denetim yapar. Bu işin idealinin aslında Sayıştay tarafından tarafsız ve tüm belediyelere uygulanan bir denetim şeklinde olması lazım. 'Dava süreci’ dediğimiz, 'mahkeme' dediğimiz nihayetinde karar aşamasına baktığımızda bir bilirkişi, bir de hakim. Ki hakim zaten maliye konularına vakıf olmadığı için bilirkişi istiyor. Dolayısıyla iki kişi üzerinden yürüyen süreçlerden bahsediyoruz burada. Halbuki Sayıştay'ın kurumsal yapısı bu işler için daha uygun. Keşke Sayıştay baskı altında olmasa, keşke Sayıştay özgür çalışabilse, rahat çalışabilse de bu ortamda bütün bu belediye denetimlerini ama iktidar ama muhalefet ayrımı yapmadan Sayıştay yapabilse. Bu daha doğru, daha adil olur diye düşünüyorum."

1738156223518-deva-mnst.jpg"SEÇİMLERDE KAYBETTİKLERİ BELEDİYELERİ KAYYUM YOLUYLA TEKRAR ALIYORLAR"

"Davaların kahir ekseriyetinin CHP'li belediyelere yönelik olduğuna vurgu yapan Babacan "İktidar belediyeleri ile ilgili ciddi bir dava, ciddi bir işlem olmadığını görmemiz tabii sürecin, taraflı yürüdüğünü bize adeta gösteriyor. Ben, kayyum uygulaması başlayınca Doğu’da, Güneydoğu'da; ‘Seçimlerde kaybettikleri belediyeleri kayyum yoluyla tekrar alıyorlar' diyordum. Şimdi seçimlerde kaybedilen belediyeleri şöyle ya da böyle davalar yoluyla, mahkemeler yoluyla bir şekilde yeniden kontrol etme, yeniden ele geçirme operasyonu olarak da bakılabilir belki buna. Dediğim gibi eğer samimiyse bu denetimler, Sayıştay'ı görevlendirsinler. Sayıştay zaten uzman, zaten Sayıştay'da pek çok veri var, herhalde ellerinde var ama Sayıştay'ı da rahat bıraksınlar ki düzgün bir denetim yapabilsin. Eğer gerçekten mesele yolsuzlukla mücadeleyse, gerçekten mesele temiz yönetim ise bunun yolu yöntemi budur. Böyle yapılmadığı zaman da tabii şüpheler olur" dedi.

1200x675-cmsv2-1ca9297f-4560-5e91-8a62-20602adf53fd-7304230.webp"EKREM İMAMOĞLU CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMASAYDI DİPLOMASI İPTAL EDİLİR MİYDİ"

"Ekrem İmamoğlu ve diğer belediye başkanlarının tutuklanmalarına işaret eden Babacan, “Hep şu soru soruluyor ya, ‘Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olmasaydı diploması iptal edilir miydi?’ Dolayısıyla bütün bunlar aslında bu soruları da gündeme getiriyor. Ama başta da söylediğim gibi biz dosyaların detayını bilmiyoruz, iddiaları bilmiyoruz. Bir sürü itirafçı var. Bunlar neyi itiraf ediyorlar, bilmiyoruz. İtirafçıların ne kadarı aslında itirafçı bunu da bilmiyoruz. Yani bilmediğimiz konuda yorum yapmak açıkçası zor. Ama sadece dışarıdan izlediğimiz zaman, zamanlamaya baktığımız zaman, farklı farklı davaların zamanlama koordinasyonuna baktığımız zaman, bir siyasi operasyon ve bir siyasi koordinasyon izlemi veriyor açıkçası” ifadelerini kullandı."

112241502-a356cc36-461b-47de-8fcf-f9e71f224ec0.jpg

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.