Depremzede ailenin hikayesi 'Ev' filmiyle ekrana geldi

Depremzede ailenin hikayesi 'Ev' filmiyle ekrana geldi

Yönetmen Orhan Eskiköy, unutulmaması gereken bir gerçeği gözler önüne seriyor.

HABER: Hilal Solmaz

(ADANA) - 32. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde gösterilen "Ev" filmi, 6 Şubat depreminin hem yıkımını hem de umutlarını, Hatay'ın Samandağ ilçesinde çadırda yaşayan Karasu ailesinin bakış açısından aktarıyor. Yönetmen Orhan Eskiköy ve depremzede Hülya Karasu, filmi ve yaşadıkları süreci ANKA Haber Ajansı'na değerlendirdi.

"Ev" filmi, Adana Altın Koza Film Festivali'nde Ulusal Yarışma bölümünde sunuldu. Film, 6 Şubat 2023'te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremleri takip eden süreçte Hatay'ın Samandağ ilçesinde çadırda yaşayan Karasu ailesinin gerçek hikayesini merkeze alıyor.

“İki Dil Bir Bavul" filmiyle tanınan Eskiköy, bu projede profesyonel oyuncular ya da yapay sahne kurulumları olmadan, gerçek karakterlerle yaşanmış bir hikayeyi anlatmayı tercih ediyor. Film, görüntüleriyle Karasu ailesinin çadırına giriyor ve evlerini kaybeden bir ailenin yeniden hayata tutunma mücadelesini ele alıyor. Filmin prömiyeri, 32. Adana Altın Koza Film Festivali kapsamında gerçekleştirildi.

"Bu bir sorumluluktu"

Yönetmen Orhan Eskiköy, film yapım sürecini şu şekilde aktardı:

“6 Şubat'tan sonra televizyondaki görüntüleri izlerken, bu olayın unutulacağı kaygısı içindeydim. Bir şey yapmam gerektiğini hissettim, bunun bir sorumluluk olduğunu düşündüm. Yapımcı arkadaşım Selim'in tanıdıkları Samandağ'da yaşıyordu ve bizi, "Büyük bir felaket yaşıyoruz, gelin bunu anlatın" diyerek davet etti. Samandağ'da dolaşırken Hülya ile karşılaştım ve çekim için izin istedim. Sağ olsun kabul etti. Akşam eşine, Mustafa'ya tanıştım ve niyetimi anlattım, onlar da onay verdiler. Böylece film ortaya çıktı.

Benim hayalim, insanların bir yıl içinde evlerine dönmesiydi. Cumhurbaşkanı da bu sözü vermişti. Ama şimdi üçüncü yıla giriyoruz ve hala dönemediler. Bu hikayenin en acı yanı.”

"Bir buçuk yıl çadırda yaşadık"

Depremzedelerden Hülya Karasu, yaşadıklarını şöyle paylaştı:

“O an pek düşünmedik, çekim izni istediğinde hemen kabul ettim. Hala şok içinde idik, ne durumda olduğumuzu tam olarak bilmiyorduk. Sonrasında farkına vardık. Evimiz tamamen yıkıldı. Bir buçuk yıl çadırda yaşadık, ama bu bir çadır kent değildi. Kendi imkanlarımızla kurduk. Bir arkadaşımız çadır getirdi, biz de onu kurduk. Şu anda konteynerde yaşıyoruz. Ev bitene kadar burada kalacağız ama ne zaman biteceği belli değil. Her şey yeni başlıyor. İnşallah tamamlanacak.”

"O günleri tekrar yaşadım"

Karasu, kendi hikayesini ekranda izlerken hissettiklerini şöyle aktardı:

“Filmde kendimi izlerken o günleri tekrar yaşadım, çok kötü oldum, aşırı etkilendim. O zaman şoktaydık ve ne kadar etkilendiğimizi bilmiyorduk. İzleyince daha da kötü oldum. Film, tüm yetkililere ulaşmalı. Çünkü halen birçok eksikliğimiz var. Suyumuz, elektriğimiz tam değil, hala çadırda kalanlar var. Üç yıl tamamlanmak üzere ama ev teslim edilmedi. Sosyal yaşam sıfır, psikolojik destek yok. İnsanlar zor koşullarda yaşıyor ama memleketlerini terk etmiyor. Seviyorlar ama durum yaşanacak gibi değil.”

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.