Deprem davasında dikkat çeken ifadeler: Belediye sorumluluğu olmadığını savundu

Deprem davasında dikkat çeken ifadeler: Belediye sorumluluğu olmadığını savundu

Antakya'da yıkılan Göçemen 2 Apartmanı davasında, Belediye Başkan Yardımcısı Sözer, bina denetiminin belediyenin sorumluluğunda olmadığını öne sürdü.

Haber: Burcu Özkaya GÜNAYDIN

(HATAY) - Hatay'da 6 Şubat depremlerinde yıkılan Göçemen 2 Apartmanı davasının yedinci duruşması gerçekleştirildi. Geçmiş duruşmada zorla getirilme kararıyla ifade vermesi gereken Antakya Belediye Başkan Yardımcısı Engin Sözer, savunmasında bina denetiminin belediyenin sorumluluğunda olmadığını belirtti. Sözer, belediyenin yalnızca yapı denetiminden gelen evrakların incelenmesiyle yükümlü olduğunu ifade etti.

6 Şubat'ta meydana gelen depremlerde, Antakya'nın Esentepe Mahallesi'nde bulunan 6 katlı Göçemen 2 Apartmanı'nın yıkılmasıyla 6 kişi hayatını kaybetti; 3 kişi ise yaralandı.

Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, müteahhit Mehmet Salih Göçemen, yapı denetim şirketi yetkilisi Mehmet Günay, proje ve uygulama denetçisi Züheyr Gülüdü, zemin etüt raporu yazarları jeoloji mühendisi Hıdır Zervent ve jeofizik mühendisi Evren Gümüş, şantiye şefi Mehmet Fatih Rifaioğlu ve kontrol elemanı Selman Yeniocak hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçlamasıyla toplamda 22 yıl 6 ay hapis cezası istemiyle dava açtı.

Ayrıca, Antakya Belediye Başkan Yardımcısı Engin Sözer ile belediye çalışanları inşaat teknikeri Arif Murat Elçi, elektrik mühendisi Bekir Sıtkı Aydın, makine mühendisi Hayrunnisa Kimyacı ve mimar Mevlüt Semih Küreç hakkında da "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçlamasıyla dava açıldı. Bu iki dosya sonrasında birleştirildi. Şu an için tutuklu sanık bulunmuyor.

"Suçlamaları kabul etmiyorum"

Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın yedinci duruşmasında, zorla ifadesi alınması için çağrılan Antakya Belediye Başkan Yardımcısı Engin Sözer yer aldı. Duruşmada, depremde yakınlarını kaybeden mağdurlar ve avukatları da hazır bulundu.

Sözer, duruşmadaki savunmasında bina denetim sorumluluğunun belediyeden ziyade yapı denetim firmaları olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:

"İmar durum belgesi alınır, proje çizilir, yapı denetime gelir. Belediyede eksik evrak varsa, bu durumu yapı denetime bildirir. Proje, belediyeye onay için getirilir. Belediyede çalışan mühendis de binayı incelemeye gitmez. Ne beton dökmünde ne de statik hesapta biz yokuz. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum."

"Kolon-kiriş bağlantıları sorunluydu"

Binada yakınını kaybeden bir mağdur, binanın zemin katındaki kolon-kiriş bağlantılarında ciddi sorunlar bulunduğunu ve bu nedenle yapının yıkıldığını dile getirdi. Mağdur, binanın statik beton hesabını yapan ve onaylayan herkesin sorumlu olduğunu ve yaptırımların uygulanması gerektiğini belirtti.

"Kader değil ihmalkarlık zinciri"

Bina yıkıldığında eşi ve kızını kaybeden Lale Mukaddes Saraç, yapının ilk anlarda tamamen yok olduğunu söyledi. O dönemde sadece kendi binalarının zarar gördüğüne dikkat çeken Saraç, "Bu kader değil, ihmalkarlık zinciri. Yıkılan sadece bina değil, hayatlarımız aynı zamanda. Müteahhitten denetimine kadar herkes suçlu. Hepsi hak ettiği cezayı alsın" dedi.

Sanık avukatları, önceki duruşmalarla ilgili ek beyan getirmedi; müvekkilleri için uygulanan adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını talep etti. Mağdurların avukatları ise tüm sanıkların tutuklanmasını istedi.

Duruşma 16 Ocak'a ertelendi

Mahkeme heyeti, mevcut aşamada tutukluluğu gerektirecek bir durumun olmadığına karar vererek mağdur avukatlarının tutuklama talebini, sanık avukatlarının ise adli kontrolün kaldırılmasına yönelik talebini reddetti.

Celse arasında bilirkişi raporunun beklenmesine ve taraf avukatlarına bilgilendirme yapılmasına karar verildi. Bir sonraki duruşma 16 Ocak 2026'ya ertelendi.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.