DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, TBMM'deki parti grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Kürsünün yanında, vefat eden TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in fotoğrafı ve 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı'nı kutlayan Kürtçe dövizler yer aldı.
Bakırhan, konuşmasına 11 yıl önce Soma'da hayatını kaybeden 301 madenciyi anarak başladı ve davanın takipçisi olacaklarını söyledi. "Çok önemli bir tarihsel sürecin içindeyiz. Yıllardır umutla beklenen bir sürecin kapısı aralandı. Türkiye halkları için hayırlı olsun" dedi. Bakırhan, 5-7 Mayıs 2025 PKK kongresi ve 12 Mayıs'ta açıklanan kararların barış için önemli bir fırsat olduğunu vurguladı. 12 Mayıs'ın, geçmişin yüklerini hafifletmenin başlangıç günü olarak tarihe geçeceğini ifade etti.
Bakırhan, 27 Şubat'tan 12 Mayıs'a kadar olan sürecin yeni bir dönemin açılışını ilan ettiğini belirtti. Öcalan öncülüğünde yaşanan dönüşümün Kürt siyasal tarihi ve Türkiye tarihi için önemli olduğunu söyledi. Mücadelenin yerini artık meselenin çözümü ve demokratik toplumun inşasının aldığını vurguladı. Bu kararın sadece Kürtlere değil, Türkiye ve uluslararası kamuoyuna da önemli bir mesaj olduğunu ifade etti. Siyasetin, barış sürecini kalıcı hale getirmek ve hukuki/siyasi düzenlemeler yapmakla sorumlu olduğunu belirtti. Meclis, siyasi partiler, sivil toplum, aydınlar ve sanatçıların bu sürecin gerçek sahipleri olduğunu ve başarıya ulaşmasında önemli rol oynayacaklarını söyledi.
Bakırhan, Devlet Bahçeli ve Özgür Özel'in açıklamalarını değerli bulduğunu ve desteklediğini ifade etti. İnsani ve güven arttırıcı düzenlemelerin bayram sonrasına bırakılmadan yapılmasının Türkiye'nin önünü açacağını ve Kurban Bayramı'nı çifte bayram haline getireceğini söyledi. Yürütme erkinin üzerine düşen görevleri yerine getirmesini beklediklerini belirtti. Bakırhan, 22 Ekim'de Bahçeli'nin çıkışının, 27 Şubat'ta Öcalan'ın çağrısının, 10 Nisan'da Erdoğan'ın süreci sahiplenmesinin ve kararlılığının barışı limanına ulaştırmanın rehberi olduğunu söyledi. 12 Mayıs'ta PKK'nın kongre kararlarının eşit ve demokratik bir geleceği müjdelediğini belirtti. Zorlu bir yolda olduklarını ancak barışı sağlayacaklarından emin olduğunu ifade etti. Artık ölümden değil yaşamdan, çatışma ve şiddetten değil barıştan yana olma zamanı olduğunu vurguladı. Bakırhan, geçmişle yüzleşeceklerini ancak geçmişe takılmadan demokratik bir Türkiye inşa edeceklerini söyledi. Barışın ve çözümün adresinin Meclis olduğunu, Öcalan ve PKK'nın da Meclis'i işaret ettiğini belirtti. "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözünün gerçeğe dönüşmesini ve Meclis'in barışın kurucu gücü olmasını istedi. Cumhuriyeti kuran Meclis'in, 100 yıl sonra Cumhuriyeti demokratikleştirmesini diledi. Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye'nin demokratikleşmesi için Meclis'in önünde tarihi bir görev olduğunu ve tüm erklerin sorumluluk alma zamanı olduğunu söyledi. Silahlar susuyorsa demokratik siyasetin konuşması ve önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini, demokratik siyaset ve çözümün herkesi güçlendireceğini belirtti. Bakırhan, Türkiye'nin iç barışının Orta Doğu'da istikrarın sigortası ve barış havzası haline gelmesinin garantisi olduğunu söyledi. Bunun bir son değil, yeni bir başlangıç olduğunu ifade etti. Sırrı Süreyya Önder ve Mustafa Mesut Tetik şahsında, mücadelede yitirilenleri anarak sözlerini tamamladı.
