Ankara ve Bolu’da yatan 2 hastada ‘deli dana’ tespit edildiği yönünde çıkan haberler bir anda gündemin üst sıralarına yerleşmişti. Ancak uzman isim bir salgın ihtimalinin neredeyse imkansız olduğunun altını çizdi.
İlk olarak 1980’li yılların sonunda İngiltere’de çıkan ve tüm dünyada büyük paniğe neden olan deli dana hastalığı Türkiye’de yeniden gündeme geldi. Ankara’da ve Bolu’da yatan 2 hastada birkaç hafta ara ile yapılan testlerde deli dana hastalığının insanlarda görülen şekli olan ve tıp literatürüne “Creutzfeldt-Jakob hastalığı” hastalık tespit edildi.
Tedavisi olmayan hastalığın Türkiye’de görülmesi bazı kesimlerde büyük paniğe neden olurken bir salgın olup olmayacağı ise merak konusu haline geldi.
Yapılan çalışmalara göre Türkiye’de deli dana vakası bildirilmese de insanlarda görülen Creutzfeldt-Jakob hastalığına ilişkin 9 vaka tespit edildi. Ancak Türkiye’de kesinlikle bir salgın meydana gelmedi.

HASTALIĞIN İNSANLARA BULAŞMASI NEREDEYSE İMKANSIZ
İstanbul Tıp Fakültesi Davranış Nörolojisi ve Hareket Bozuklukları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Hakan Gürvit, hastalığın yapısı, nasıl bulaştığı ve bir salgına neden olup olmayacağı hakkında açıklamalar yaptı.
Yeniçağ'dan Serkan Talan'ın haberine göre; Hastalığın insanlara bulaşmasının neredeyse imkansız olduğunun altını çizen Prof. Dr. Gürvit, yaptığı açıklamada insanların hastalığa ancak hastalıklı bir hayvan ya da insan etine temas etmeleri ya da yemeleri durumunda maruz kalabileceklerinin altını çizerek, “2’sinde de prion biriktiriyor. Fakat birbirlerine bulaştırmaları mümkün değil. Ayrıca Creutzfeldt-Jakob hastası olan bir kişi de hastalığı bir başka insana bulaştıramaz. Yeter ki bir insan hasta bir kişinin beynini yemiyor olsun” dedi.
Öte yandan hastalığın beyin zarı, kornea ya da büyüme hormonu nakilleriyle de bulaşabildiğini belirten Gürvit, “Ancak bunlara son derece dikkat edildiği için ortadan kalktı. Creutzfeldt-Jakob hastalığı insandan insana bulaşmaz. Bu konuda müthiş bir önyargı vardır. İnsanlar zaten birkaç hafta içinde hayatını kaybedecektir. Bu hastalar izole edilirler” ifadelerini kullandı.

AFRİKA’DAKİ BİR KABİLE AYİNİNİ ÖRNEK GÖSTERDİ
Papua Yeni Gine’de terk edilen Fore Adaları’nda o dönemde yaşayan yerel bir halkın dinsel törende ölen erkeklerin beyinlerinin kullanıldığını belirten Prof. Dr. Gürvit, “Ancak hasta insanlardan kendilerine Creutzfeldt-Jakob hastalığı bulaştırdılar. Buna ‘kuru hastalığı’ denilirdi. Bu seremoni yasaklandı ve son vaka 2000’de görüldü” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Gürvit, hastalığın yapısı ve tarihçesi konusunda ise şunları söyledi:
Hatırladığım kadarıyla 8-9 yıldır yeni vaka görülmedi. Kökeni İngiltere’dir bunun… Türkiye’de tek bir vaka bile görülmedi şimdiye kadar. İngiltere’den et ithal eden komşu ülkelerde görüldü. İkinci sırada Fransa gelir.
Nedense Türkiye’de bu konuda gürültü çıkarmak çok popülerdir.

“Deli dana denilen hastalık, danalarda görülen bir hastalıktır. Prion denilen protein normal işlevini kaybedip beyinde birikmeye başlarsa hızlı seyirde beyin dokusu kaybı ve demans olur. Sadece insanlarda değil bir takım memeli hayvanlarda olur. Sadece danalarda değil, vizonda, kedide de olur. Hayvanlar yoluyla insanlara bulaşma 1980’lerin sonunda 90’ların başında deli dana görülene kadar bildirilmemişti. Bu hayvanlar ne kadar ağır hasta olurlarsa olsunlar insanlara bulaştırmazlardı; İngiltere’de insanlara geçene kadar.
Hastalığın insanlardaki şekli iki Alman tarafından 20’nci yüzyılın başlarında bildirilmiştir 2 alman bilim insanı tarafından. Bu yüzden Creutzfeldt-Jakob hastalığı olarak bilinir. Özellikle 2000’li yılların başında insana bulaşan hastalığa da ‘deli dana’ dendiği olmuştur. “