(ANKARA) - CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, pamuk üretimindeki düşüşü ve çiftçilerin artan maliyet yükünü gözler önüne serdi. Sarıbal, pamuk alım fiyatlarının en az 40 TL olması gerektiğini vurguladı. AK Parti döneminde 18,8 milyon ton pamuk ithalatı yapıldığını ve bunun maliyetinin 33,8 milyar dolar olduğunu dile getirdi.
Sarıbal, pamuk üretiminin düşmesiyle birlikte alım fiyatlarının 40 TL'nin altına inmemesi ve 160 kuruşluk destek priminin artırılması gerektiğini savundu. Pamuk hasadı şu an GAP, Çukurova ve Ege bölgelerinde başlamışken, kuraklığın verim üzerinde ciddi düşüşlere yol açtığını belirtti. Üreticilerin düşük fiyatlar nedeniyle ayakta kalmakta zorlandığını dile getirdi.
Pamukta istikrarsızlık nedenleri
Pamukta yaşanan istikrarsızlığın sebeplerinden birinin üretici örgütlerinin güç kaybetmesi olduğunu aktaran Sarıbal, Tariş, Çukobirlik ve Antbirlik gibi kooperatiflerin kamu destek eksikliği nedeniyle etkilerini kaybettiğini ifade etti. Ayrıca, TÜİK'in Eylül ayı verileri doğrultusunda enflasyonun yüzde 33,2 olduğunu ancak üretim girdilerinin daha yüksek oranlarda artış gösterdiğini dile getirdi.
Üretim düşüyor
Sarıbal, 2024/2025 sezonunda 467 bin hektar alandan 830 bin ton lif pamuk elde edildiğini, ancak ABD Tarım Bakanlığı'nın raporu doğrultusunda bu yıl üretimin yüzde 19 düşerek 700 bin tona gerileyeceğini açıkladı. Düşük fiyatlar, yetersiz su kaynakları ve artan kuraklığın bu gerilemede etkili olduğunu belirtti.
Dış ticaret dengesi aleyhimize
Sarıbal, pamukta dış ticaret dengesinin Türkiye aleyhine olduğunu vurguladı. Ayrıca, AK Parti iktidarının yeni yasa teklifleriyle doğayı, emeği ve kamusal alanları şirketlere devrettiğini sert bir dille eleştirdi.
Yeni yasalar ve ekolojik durum
AK Parti'nin Meclis'e sunduğu Milli Parklar ve Kültür Alanlarını Düzenleyen Kanun Teklifine de değinen Sarıbal, Bursa'da yaşanan su krizi üzerinden ekolojik duruma ilişkin açıklamalarda bulundu.
"Bursa’nın barajlarını besleyen su havzaları maden ve sanayiyle delik deşik edildi. Uludağ’ın suları şirketlerin tesislerine indirildi. ‘Su şehri’ Bursa, suyu en pahalı kullanan şehir haline geldi. Barajlardaki doluluk oranı yüzde 0,5’e düştü, kent 12 saatlik su kesintileriyle yaşıyor. Bu yalnızca Bursa’nın değil, Türkiye’nin geleceğinin fotoğrafıdır. Çünkü suyun olmadığı yerde tarım, tarımın olmadığı yerde yaşam yoktur. OECD verilerine göre Türkiye yüzde 33,3 gıda enflasyonu ile 38 ülke arasında açık ara birinci. Su, beslenme ve gıda temel insanlık haklarıdır. Devletin görevi bunları piyasaya değil, halka sunmaktır. Tarım ve gıda politikası iktidarlara göre değişemez."