CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, okullarda yaşanan olumsuzluklar ve denetimsizlik konusunda yazılı bir açıklama yaptı. Özçağdaş, son günlerde sosyal medyada ve basında okullarda yaşanan sorunlara dair haberlere sıkça rastlandığını belirtti. Konya'da bir okul müdürünün 10 yaşındaki bir öğrencinin başı açık olduğu gerekçesiyle kaydını yapmadığını, İstanbul'da bir ilkokul öğretmeninin öğrencilere şort giymemeleri gerektiğini söylediğini ve gerici telkinlerde bulunduğunu, yine İstanbul'da bir ortaokul öğretmeninin öğrencisine fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığını aktardı.
Özçağdaş, bu olayların gündeme geldiği için haberdar olduklarını, ancak öğrenci, öğretmen veya veli şikayetçi olmadığı için gündeme gelmeyen pek çok olay yaşandığını vurguladı. Gündeme gelen olaylarda müfettiş görevlendirildiği açıklaması yapılsa da, sembolik cezalar verildiğini ve sonraki olaylar için önleyici tedbirler alınmadığını ifade etti. Okulların denetlenmediğini, kendi sınavını yapan okullar, kayıt parası isteyen okul müdürleri, programlar dışında eğitim veren öğretmenlerin çocukların eğitim hakkına engel olduğunu dile getirdi. Özçağdaş, bu durumların münferit olaylar olmadığını, AKP iktidarının ve atanmış Bakanlarının laik, bilimsel, nitelikli, kamusal eğitimde yarattığı tahribatın bir yansıması olduğunu söyledi.
Özçağdaş, AKP iktidarında işlevsizleştirilen teftiş ve denetim sistemi nedeniyle okullar ve eğitim sisteminin savrulduğunu belirtti. Bağımsız, nitelikli ve etkili işleyen bir teftiş ve denetim mekanizması olmadan eğitim sisteminin niteliğinden söz edilemeyeceğini, aksayan ve çalışan yönlerin tespit edilemeyeceğini, alınan kararların sağlıklı temellere dayandırılamayacağını vurguladı. Teftiş ve denetimin yalnızca yaşanan olayları soruşturmak için değil, okulların rehberlik alması, yöneticilerin görevlerini uygun yapması, öğretmenlerin gelişimi ve öğrencilerin haklarının korunması için yapılması gerektiğini ifade etti. Yeterli sayıda ve nitelikte müfettişin eğitim sisteminde görev yapıyor olması gerektiğini, denetlenmeyen bir sistemin iyileştirilemeyeceğini, güçlendirilemeyeceğini ve verimli çalışamayacağını sözlerine ekledi. Özçağdaş, Bakan Tekin'e eğitim sisteminde yaptığı değişiklikleri neye dayandırdığını sorduğunda sağlıklı cevap alamadıklarını, Bakanlıkta ne sağlıklı bir izleme-değerlendirme sistemi ne de işleyen bir denetim mekanizması olduğunu belirtti. Bakan Yusuf Tekin'in sorunlara çözüm üretmek yerine, Türkiye’nin birinci partisinin Genel Başkan’ına haddi olmayan laflar söylediğini, Bakanlık kadrolarını tüm kademelerde liyakatsiz atamalarla doldurduğunu ve hakkını arayan öğretmenlere hakaret ettiğini iddia etti. Özçağdaş, Bakan'ın görevini yapmadığını, eğitim sisteminin savrulduğunu ve en çok zararı ülkenin ve çocukların gördüğünü ifade ederek, Anayasa’da ve Milli Eğitim Temel Kanunu’nda düzenlendiği üzere, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre yürütülmesi ve tüm çocukların laik bilimsel, nitelikli, kamusal eğitim hakkının güvence altına alınması için mücadele etmeye ve Bakan'a sorumluluklarını hatırlatmaya devam edeceklerini belirtti.