CHP'li Gürer: Derin Yoksulluk Toplumu Sarmaladı

CHP'li Gürer: Derin Yoksulluk Toplumu Sarmaladı

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, geniş kitlelerin sorunlarına çözüm üretilmediğini ve derin bir yoksulluk içinde olduğunu vurguladı.

(ANKARA) - CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, iktidarın birçok toplum kesiminin sorunlarına çözüm bulmak yerine, bu problemlere kayıtsız kaldığını ifade etti. Ayrıca, gençler, emekçiler ve emeklilerin de göz ardı edildiğini belirtti. Gürer, "Çiftçi girdi maliyeti altında eziliyor, maliyetine ürün satamıyor. Aracı eliyle katlanan ürün fiyatları, dar ve sabit gelirlilerin raftaki ürünü almasına olanak sağlamıyor. Esnaf, sattığı ürünü aynı fiyata yenisini alıp rafa koyamıyor. İşçi, işsiz, çiftçi, emekli, esnaf… Toplumun geniş kesimleri derin bir yoksulluğa sürükleniyor" dedi.

Gürer, yazılı açıklamasında derin bir yoksulluk yaşandığına dikkat çekti. Alım gücünün azalması nedeniyle, yurttaşların sağlıklı beslenme için gerekli gıdayı yeterince alamadığını söyledi. Cepteki paranın, raflardaki gıdaları almaya yetmediğini vurguladı. Bu sebeple, özellikle protein değeri yüksek et ve süt ürünleri ile mevsim meyvelerinin tüketilemediği bir dönemin yaşandığını belirtti.

"İktidar başta emekliyi yoksul yaşamaya mahkûm etti"

Gürer, ekonomik sistemin her kesimi yoksullaştırdığını ve iktidarın gelirleri azaltarak, yaşam dengelerini alt üst ettiğini dile getirdi. Aşağıdaki ifadeleri kullandı:

"İktidar başta emekliyi yoksul yaşamaya mahkûm etti. 15 milyon emekli enflasyon karşısında ezildi, derin bir çaresizlik içinde. Nerede karşılaşsak sandığı beklediklerini, bu iktidarı mutlaka göndereceklerini ve hiçbir zaman bu kadar zor bir yaşama düşmediklerini anlatıyorlar. Geçim sıkıntısı bellerini bükmüş durumda. Simit almaya korkar durumdalar. Aile bütçesini tutturabilmek için kıt kanaat yaşamaya çalışıyorlar. Emekliler, örgütsüzlüğün de getirdiği yalnızlığın farkında. Toruna harçlık veremiyorum muhabbeti yerine, eve ekmeği nasıl alacağım derdine düşmüş. Yoksullaşan emekli, emekli maaş katsayısının 2008 yılında AKP iktidarlarınca yüzde 70’lerden yüzde 30’lara çekilmesi ile ortaya çıkan düşük emekli maaşının farkını yaşayarak gördü. Bu nedenle tüm emekli işçi ve memur, seyyanen zam ve en düşük emekli maaşı asgari ücret olsun istiyor ama bu iktidardan umudu yok. Sandığı bekliyor. Bir oyun ne kadar değerli olduğunu emekli fark etmiş durumda. İlaç katkı payının kaldırılmamasını dahi emekli, iktidarın emekliye karşı duruşu olarak görüyor."

"Taşeron uygulaması modern köleliktir"

Yıl sonuna doğru taşeron çalışanların sürelerinin "girdi-çıktı" düzenlendiğini ve bu süreçte bazı taşeron işçilerin işsiz kaldığını vurguladı. Taşeron uygulamasının modern kölelik hali olduğunu söyledi ve "696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bir kısım kamu taşeronu kurum şirketlerine alınsa da KİT ve belediyelerde taşeron devam etmektedir. Taşeronda çalışma düşük ücret ve güvencesiz çalışma, emek sömürüsüdür. Tüm taşeronda çalışanlara ve 4 Aralık mağdurlarına kadroları verilmelidir. Kamu’da taşeron işçi olmamalıdır. Sağlıkta, ulaştırmada, güvenlikte, tarımda, Milli Eğitim’de binlerce taşeron çalışana kadro verilmelidir" dedi.

Staj ve çıraklık yapanların işe başladıklarında yalnızca kaza sigortası aldıklarını belirten Gürer, emeklilik için gereken sigortanın 18 yaşından önce başlatılmadığını ifade etti. "İş var, işçi gibi çalışıyor ama yaşın 18 olmadan emekliliğe esas sigorta başlatmamak büyük haksızlıktır. Primi yatırıp işe başladığı gün stajyer ve çırak için emekliliğe esas sigortanın başlaması sağlanmalıdır. Staj ve çırak mağduriyeti bir an önce sonlandıracak düzenleme Meclis’te ele alınmalıdır" ifadesini kullandı.

"Çiftçi girdi maliyeti altında eziliyor, maliyetine ürün satamıyor"

Çiftçi ve esnafın emeklilik sürecine ulaşmasının zorlaştığını, prim yatırmada sıkıntı yaşadıklarını söyleyen Gürer, prim yatırmakta zorlananların sistem dışına itildiğini söyledi. "Cumhurbaşkanı seçim öncesi BAĞ-KUR primini 9000 günden 7200 güne düşürdü. ‘Hayırlı olsun’ dediğinden bugüne geçen ve üç yıla yaklaşan sürede kanuni düzenleme yapılmadı. Prim sorununun bir an önce çözülmesini istiyoruz" dedi.

Gürer, "Çiftçi girdi maliyeti altında eziliyor, maliyetine ürün satamıyor. Aracı eliyle katlanan ürün fiyatları, dar ve sabit gelirlilerin raftaki ürünü almasına olanak sağlamıyor. Esnaf, sattığı ürünü aynı fiyata yenisini alıp rafa koyamıyor. İşçi, işsiz, çiftçi, emekli, esnaf… Toplumun geniş kesimleri derin bir yoksulluğa sürükleniyor” dedi.

Eğitim döneminin başlamasının okul giderlerini artırdığına dikkat çeken Gürer, "Taşımalı eğitimde öğrenciler ve aileler için de pek çok sorun olduğunu belirtti. Öğrencilerin ve aile bütçelerinin daralmasıyla birlikte yaşadığı sorunların arttığını kaydetti. Yemek öğünlerinin sayısının azaltıldığı, gençlerin hayal ettikleri şeylere ulaşmasının zorluğunun mutsuzluk yarattığını belirtti. Okul dışında ek gelir için çalışan öğrenci sayısının artması da eğitim kalitesini tehdit ediyor. Yurt sorunundan ek kitaplara ulaşmaya kadar sıkıntılar yaşandığını söyledi. Sosyal etkinliklere katılım da zorlaştı. Mutlu bir azınlık dışında herkesin derdi var. İcraların arttığını, borçların büyüdüğünü ve geçim sıkıntısının her kesimi etkilediğini aktardı. Oysa çözümün seçimlerle iktidar değişiminde yattığını kaydetti.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.