CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 4 Haziran 2025 tarihinde İstanbul'daki Marmara Kapalı Cezaevi'nde, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nu ziyaret etti. Ziyaret sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Özel, çeşitli konularda değerlendirmelerde bulundu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile DİSK Genel-İş arasında yaşanan ve sonuçlanan toplu iş sözleşmesi sürecine değinen Özel, "Bu süreçte çok zorlu bir süreci hem DİSK ailesi hem CHP ailesi bütün zorluklara rağmen atlattılar. Kötü sözler duyduk, Belediye Başkanımıza karşı alaycı ifadeler, kötü ifadeler duyduk. Bizim taraftan kullanılan sözlerin incitmiş oldukları olabilir. Bizim kırdığımız, üzdüğümüz varsa veya herhangi bir emekçi kardeşim İzmir'de yaşananlar üzerinden üzüldü, kırıldıysa tümünü üstüme alıyorum. Haklarını helal etsinler. Bizden yana helal olsun." dedi. Özel ayrıca, "En kötü sendika sendikasızlıktan iyidir. Herkes sendikalı olsun. Sendikal mücadele versin." ifadelerini kullandı.
Özel, bazı belediye başkanlarının gözaltına alınmasıyla ilgili olarak, "Dün yaşananlar Yassıada mahkemelerinde, Yassıada'da yaşananlardan farklı değildir. Bir utanç filmi çekmiştir. 'Filmin senaristi, yazanı, çizeni, hepsi bendim ben' diyen Recep Tayyip Erdoğan'dır." şeklinde konuştu. Gözaltına alınan belediye başkanlarından Murat Çalık'ın sağlık durumuyla ilgili endişelerini dile getiren Özel, Çalık'ın ailesinden uzak tutulmasının doğru olmadığını belirtti. Kurultay iddianamesine de değinen Özel, iddianamenin "bomboş" olduğunu ve MASAK raporunun da iddiaları yalanladığını söyledi. Özel, iddianamede yer alan iddiaların gerçek dışı olduğunu ve elinde iddiaları çürütecek belgeler olduğunu ifade etti.
CHP lideri, 11 belediye başkanının tutuklanmasıyla ilgili olarak, "Yanımda olması gereken iki milyon partili yanımda. Memleketin yüzde 70’i yanımda." dedi. Özel, yaşananların yeni nesil bir kumpas olduğunu ve FETÖ kumpaslarıyla benzerlik gösterdiğini söyledi. Belediyelere yönelik operasyonların genişlemesi ihtimaline ilişkin ise, "Hukuk varsa yoktur, Akın varsa her şey olur." ifadelerini kullandı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun kurultay iptali davasında ifade vermeye gitmemesine ilişkin ise, "Bulunduğum mevkiden bakıyorum. Genel Başkanlık mevkii her sürece her baktığın açıyı, her sorulduğunda cevaplandırmamayı gerektiriyor." dedi.
