CHP kongresinde Aylin Nazlıaka'dan net mesajlar

CHP kongresinde Aylin Nazlıaka'dan net mesajlar

Aylin Nazlıaka, geleceği yeniden kazanmak için çalıştıklarını vurguladı.

(DÜZCE) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, 39. Olağan Düzce İl Kongresi'nde önemli açıklamalarda bulundu.

39. Olağan Düzce İl Kongresi KYK Soğancı Konferans Salonu'nda düzenlendi. Kongrede başkanlık için mevcut İl Başkanı Özcan Dağıstanlı ve Semih Cemşit aday oldu.

Aylin Nazlıaka, konuşmasında iki adayın yarışacağını ancak kazananın yine CHP ve demokrasinin olacağını ifade etti.

Toplantının yalnızca kongre için yapılmadığını belirten Nazlıaka, CHP'nin iktidara ulaşma yolunda taşları döşediklerini, buradan yalnızca şehir yönetimini değil, Türkiye'yi yönetecek kadroları da belirlediklerini duyurdu. Nazlıaka, Mustafa Kemal Atatürk'ün "Benim iki büyük eserim var, biri Cumhuriyet, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi'dir" sözünü hatırlatarak, her iki esere de sonsuza kadar sahip çıkacaklarını vurguladı.

CHP'liler olarak baskılara ve tehditlere karşı yılmadıklarını belirten Nazlıaka, şöyle konuştu:

"Bizler, tam bağımsız Türkiye için mücadele edenleriz. Ata'mızın "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesine bağlı kalıyoruz. Adaletin sağlanması ve sosyal ihtiyaçların karşılanması konusunda kararlıyız. Yoksulluğun dertleriyle ilgilenip, bu durumu ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Atatürk ilke ve devrimlerinin savunucularıyız. Cesur kalplere sahibiz ancak zorlu bir süreçle karşı karşıyayız. 31 Mart 2024 tarihinde CHP, Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel liderliğinde, birinci parti olma konumunu sürdürüyor. Bu durumu hem anketler hem de saha çalışmalarımız kanıtlıyor. Ancak iktidarın, 31 Mart'taki mağlubiyeti kabullenmeyişi, belediyelerimizi hedef almasına yol açtı. Biz biliyoruz ki, belediye başkanlarımız temiz olmalarına rağmen asılsız iddialarla suçlanıyorlar.

15,5 milyon seçmenin oyuyla Cumhurbaşkanı adayı olan Sayın Ekrem İmamoğlu ve diğer belediye başkanlarımız, bürokratlarımız, parti meclisi üyemiz ve eski milletvekillerimiz şu an tutsak durumdalar. Kendilerine selam gönderiyorum.

"İktidar, kayyum dayatmalarıyla partimizi kuşatmaya çalışıyor"

Onlar, partimizin başarısının ve demokrasinin zorlu süreçteki bedelini ödüyorlar. Kalbimiz onlarla atıyor. Gerçeklerin er geç ortaya çıkma gibi bir özelliği var. Ancak iktidar, 31 Mart'tan sonra yaşadığı hazımsızlıkla partimizi kuşatmaya çalışıyor. Oluşturduğu algılarla partimizi yargı vesayeti altına almak istiyor fakat Cumhuriyet Halk Partisi'nin yükselişini engelleyemeyecekler.

"Anlıyoruz ki önümüzdeki günlerde iddianameler açıklanacak"

Bu süreçte, yandaşlar tarafından yalan haberler dolaşıma sokuluyor. Önlümüzdeki günlerde, bazı iddianamelerin açıklanması bekleniyor. Bu durum, tekrar asılsız bilgilerle gündeme gelecektir. Bu aşamada yapmamız gereken, dayanışmamızı artırmak, direncimizi güçlendirmek ve birbirimize güvenimizi tazelemek. Yan yana durup, sahada bulunarak halka gerçeği anlatmalıyız. Halkımızı yanıltmaya çalışanlara karşı durmalıyız. Cumhuriyet Halk Partisi'ne duyulan güvenin asla sarsılmamasını sağlamalıyız.

"Toplumun her kesimi kan alıyor"

Örgütlü bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Ancak halkın gerçekte neler yaşadığını hissettirmemiz gerekiyor. Bugün halk, yoksullukla pençeleşiyor. Asgari ücret, ortalama ücret haline geldi ve dört kişilik bir ailede tüm bireyler çalışsa bile, yoksulluk sınırının altındalar. İşçiler, emekliler, memurlar zor durumda. Gençler umutsuz, kadınlar güvencesiz. Toplumun her kesimi zor bir süreçten geçiyor. Çiftçiler üretimden vazgeçiyor, işçi bulmakta sıkıntı yaşıyorlar.

"Bugün sarayda her saat başı 72 asgari ücret harcanıyor"

Bugün Türkiye'deki işsiz sayısı 27 Avrupa ülkesinden fazla. 13,5 milyon geniş tanımlı işsizimiz var. Avrupa'daki toplam işsiz sayısı ise 13 milyon. Esnaflar kepenk kapatıyor. Sanayici, yatırımlarını durdurma noktasında. Hem ekonomik hem de siyasi baskılar artıyor. Bu koşullarda, üzerimize büyük bir sorumluluk düşüyor. Türkiye, yoksullukta Avrupa'nın zirvesinde. Suç oranlarında da birinci sıradayız. Nasıl olmasın ki? Uyuşturucu çeteleri serbestçe dolaşıyor. Çocuklarımız açlıkla sınanıyor. Her beş çocuktan biri sağlıklı gıdaya ulaşamıyor. Dört çocuktan biri okula aç gidiyor. Çocuklar gelecek kaygısı taşıyor. Halk, yoksullukla mücadele ederken iktidar keyfine bakıyor. Sarayda her saat 72 asgari ücret harcaması yapılıyor. Sarayda her saat 92 emekli maaşı tüketiliyor. Biz burada otururken, kim bilir kaç emekli maaşı ve asgari ücretten harcandı. Yurttaşlara "Sabredin" denirken, kendileri sarayda rahat yaşıyor. Emeklilere, kadınlara, işçilere insana yakışan bir yaşamı çok görüyorlar. Çocuklarımıza ücretsiz öğün sağlamayı maliyet olarak değerlendiriyorlar ancak kendileri keyif sürüyor. İşte bu nedenle mücadele ediyoruz. Her zaman olduğu gibi ülkemizi bu karanlıktan çıkarabilmek için savaşıyoruz.

"Halkı yok sayan ve sadece bir avuç azınlığın çıkarlarını kollayan bir iktidar yarattılar"

Bu ülkede çocuklar, diğerleriyle eşit fırsatlara sahip olamadan hayata başlıyor. Yoksulluk, ebeveynlerden çocuklara miras kalıyor. O çocuklar, eğitimde eşitlikten yoksun ve sağlıklı gıdaya ulaşamadıkları için gelecekte bağımsız olamıyorlar. Cumhuriyetimiz, eşit yurttaşlık ilkesine dayanarak kurulmuştur. Atatürk ne söylemişti? "Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir." Bu yüzden bu topraklarda doğan her çocuk eşittir. Bu eşitlikle bir çobanın oğlu Cumhurbaşkanı olabildi. Bir apartman görevlisinin kızı en üst kademelere yükseldi. O dönem liyakat, eşitlik ve adalet vardı. Ama bugün, Aile Bakanlığını kendi ailesinin çıkarları için kullananlar bile var. Ticaret Bakanlığı ile kendi şirketi arasında ticaret yapanlar da mevcut. Sağlık Bakanı özel sağlık kuruluşu işletiyor. Milli Eğitim Bakanı özel eğitim kurumunun sahibi. Turizm Bakanı kendi turizm şirketine sahip. Gerçekten de halkı yok sayan bir iktidar mevcut.

"Çocuklarımızın sadece hayallerini değil, hayatlarını da çalıyorlar"

Çocuklarımızın eğitim alacağı mekanların çocuk işçiliğini teşvik eden projelerle dolmasını asla kabul etmiyoruz. 4 + 4 + 4 sisteminin ardından erken yaşta evlilikler ve çocuk işçiliği arttı. Şimdi eğitim sistemini yeniden değiştirmeyi planlıyorlar. Karma eğitim tartışılıyor. Okullara imam sokma projeleri ile laiklik ilkesi göz ardı ediliyor. Çocuklarımızın sadece hayallerini değil, yaşamalarını da riske atıyorlar. Küçük çocuklar iş makinelerinin altında can veriyor. Biz, çocuklarımızın sağlıklı bir geleceği ve kadınların güven içinde yaşaması, her bireyin potansiyelini geliştirebilmesi için ve zenginleşebileceğimiz bir Türkiye amacıyla çalışıyoruz.

Bu yolda kararlılıkla mücadele ediyor, dayanışma ruhumuzu güçlendiriyoruz. Bugün bu kongre, muhalefetteki son kongremiz olacak. Bundan sonraki toplantılarımızı iktidar partisi olarak gerçekleştireceğiz.

Biz, sadece seçim kazanmak için mücadele etmiyoruz, geleceğimizi yeniden kazanmak için çalışıyoruz. Çünkü bu iktidar bizim geleceğimizi de alıyor. Düzce için hedefimiz net: Mevcut vekil yetersiz, vekillerimiz olacak. Belediyemiz mevcut ama yeterli değil. Düzce'de Cumhuriyet Halk Partisi bayrağı en kısa zamanda dalgalanacak. 19 Mayıs 1919'da Bandırma Vapuru'na binen o bir çift mavi gözün izinden gidiyoruz ve 102 yıl önce nasıl başardıysak yine başaracağız. Başaracağız.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.