Birleşik Kamu İş’e bağlı Büro-İş Sendikası üyeleri, ağustos ayında gerçekleştirilecek 8. dönem toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde Adalet Bakanlığı binası önünde bir araya gelerek açıklama yaptı. Sendika Başkanı Alay Hamzaçebi, yargının siyasi amaçlarla kullanıldığını ve keyfi uygulamaların arttığını belirtti. Hamzaçebi, siyasi parti liderlerinin, belediye başkanlarının, sendikacıların, gazetecilerin ve öğrencilerin hapse atıldığını, avukatların savunma görevini yapamaz hale geldiğini ifade etti.
Hamzaçebi, iktidarın liyakatsiz yandaş sendika yöneticilerini kurumlarda müdür ve amir olarak atadığını, bu kişilerin de baskı ve mobbing yoluyla üye topladığını iddia etti. Bu durumun en çok Adalet Bakanlığı'nda yaşandığını vurgulayan Hamzaçebi, sendikacılığın mertçe yapılması gerektiğini söyledi. Dünya Adalet Projesi’nin Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ne göre Türkiye'nin 142 ülke arasında 117. sırada olduğunu belirten Hamzaçebi, yargı kararlarının keyfiyetten ve siyasi baskıdan uzak verilmesi gerektiğini dile getirdi.
Hamzaçebi, Birleşik Kamu-İş’in verilerine göre açlık sınırının 25 bin 720 lira, yoksulluk sınırının ise 78 bin 230 lira olduğunu hatırlatarak, ocak ayında toplu sözleşmeyle verilen yüzde 6 zammın eridiğini ve yandaş sendika ile hükümetin işbirliğiyle belirlenen düşük zam oranları ve mahsuplaşma hileleriyle çalışanların yoksullaştırıldığını ifade etti. Hamzaçebi, hakim ve savcılar dışındaki tüm yargı emekçilerinin yoksulluk sınırının altında maaş aldığını, yoğun iş yükü ve baskı altında çalıştıklarını belirtti. 8. dönem toplu sözleşme taleplerini de aktaran Hamzaçebi, en düşük memur maaşının yoksulluk sınırının üzerinde olmasını, tüm memur ve memur emeklilerine seyyanen zam verilmesini, ek ödemelerin taban aylığa yansıtılmasını ve her ay refah payı ile enflasyon farklarının ödenmesini talep etti.