Yargıtay'dan gününde ödenmeyen işçi alacaklarına karşı emsal nitelikte bir karara imza attı.
İki senedir çalıştığı şirketten kovulan işçi, fazla mesai alacakları için arabulucuya yönlendirildi. Arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamayınca işçi, İş Mahkemesi'nin yolunu tuttu.
Davacı işçi; fazla çalışma yapmasına rağmen bu çalışmaların karşılığı olan fazla çalışma ücretinin ödenmediğini, fazla çalışma iddiasının işverence tanzim edilen puantaj kayıtları ve tanık beyanlarıyla ispatlanacağını ileri sürerek 10 bin TL fazla çalışma ücretinin davalıdan tahsil edilmesini talep etti. Davalı ise iddiaları reddetti.
ADALET BAKANLIĞI TALEP ETTİ YARGITAY DEVREYE GİRDİ
Mahkeme, davanın kısmen kabulüne hükmetti. Adalet Bakanlığı, kararın kamu yararına bozulmasını talep edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
Kararda; davacının ödenmeyen fazla çalışma ücretinin en yüksek banka mevduat faizi ile tahsilini talep ettiği, ancak mahkemenin kanuni faiz uygulanmasına karar verildiği hatırlatıldı. 4857 sayılı İş Kanunu'na göre gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulandığının hüküm altına alındığı dile getirildi.
KARARIN BOZULMASINA HÜKMEDİLDİ
Kararda şu ifadelere yer verildi:
"Fazla çalışma ücreti, yasaya göre; ücret niteliğinde olup gününde ödenmeyen fazla çalışma ücretine mevduata uygulanan en yüksek faiz uygulanmalıdır. 4857 sayılı Kanun'un 34'üncü maddesinde ifade edilen en yüksek mevduat faizinin de Kanun'da öngörülen bir faiz türü olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Ancak kanuni faiz ile kanundan kaynaklı faiz, aynı faiz oranını ifade etmez. Bu sebeple mahkemece alacağın kanuni faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi hâlinde hükümden anlaşılması gereken faiz oranı, 3095 sayılı Kanun'un 1 inci maddesinde öngörülen faiz oranıdır. Açıklanan nedenlerle hüküm altına alınan fazla çalışma ücretine en yüksek mevduat faizi uygulanması gerektiği açıktır. Mahkemece, davacının dava ve ıslah dilekçesindeki açık talebine rağmen, Kanun'un açık hükmüne aykırı şekilde kanuni faize hükmedilmesi, kararın kanun yararına bozulmasını gerektirmiştir. Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın kanun yararına bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir."