Buğra Kavuncu: Terör örgütü liderinin adını ananları protesto ediyoruz!

Buğra Kavuncu: Terör örgütü liderinin adını ananları protesto ediyoruz!

İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, TBMM’de terör örgütü liderinden bahsedenleri kabul edilemez buldu ve yetkilileri harekete geçmeye çağırdı.

(TBMM) - İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, "Cumhuriyetimizin yarattığı ortak kimliği ve bizleri bir arada tutan ortak vatandaşlık kavramını tahrip edecek her türlü adım, geri dönüşü olmayan yaralar açıyor. TBMM çatısı altında arsızca terör örgütü liderinin adını anan bu güruhu ve siyasi partiyi protesto ediyoruz, bu durumu kabul edilemez buluyoruz. Yetkilileri gerekli adımları atmaya ve hareket geçmeye çağırıyoruz" dedi.

İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında şöyle konuştu:

"Terörün sona ermesi amacıyla başlatılan "Terörsüz Türkiye" süreci, gerçek niyetin sorgulanmasına sebep oldu. Her bir siyasetçi sorumluluk taşıyor. Bu konuya her değindiğimizde, ileride yaşanabilecek olaylar için sorumluluk taşımamız gerektiğini aklımızda tutuyoruz. Bu ülkede hiç kimsenin canı, malı ve hakkına zarar gelmemesi için dikkatli olmalıyız. İktidarın bu dönemdeki tereddütleri bizi endişelendiriyor. Geçtiğimiz yasama döneminde, mağarada şehit düşen askerlerimizle ilgili detaylı açıklama talep ettik ama olumlu yanıt almadık. Sonrasında bir drone saldırısında şehit verdiğimiz askerle ilgili yine bilgi istedik ama yine sonuç alamadık. Belki iktidar bu süreçte şehitlerle ilgili bilgi vermekten kaçınıyor. Ancak, salı günü burada 40 bin kişinin katili olan terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın adının anılması kabul edilemez. Bu durum, bu kutsal Meclis çatısı altında kimsenin tahammül edemeyeceği bir olaydır. Buna en sert şekilde tepki gösteriyoruz."

Öcalan bir terör örgütü lideridir

Bu durumu dile getirdiğimizde, büyük bir tepkiyle karşılaştık. Çünki bu anlayış, bölücü bir zihniyetin ne kadar sürdüğünü göstermekte. Terör örgütü liderinin lehine TBMM çatısı altında yapılan konuşmalara karşı çıktık. Bu kişi bir kanaat önderi değil, bir terör örgütü lideridir dedik. Bu açıklamaların ardından, "Kürtler konusunda söz söyleme hakkına sahip değilsiniz" dediler. Ayrımcılığın ve bölücülüğün başladığı yer burası. Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında yaşayan her vatandaş bizim vatandaşımızdır. Etnik kimliğine, mezhebine bakarak mı konuşacağız? Bazı partiler mi bu kimlikleri temsil ederek siyaset yapacak? Abdullah Öcalan bir terör örgütü lideridir, bunu bu millete barış elçisi diye yutturamazsınız. Bütün Kürtleri temsil etmeye çalışan bu tavır, ülkemizde onarılamaz zararlar verecek.

Komisyonun İmralı ziyareti

Daha önce Mehmet Uçum, "Komisyon İmralı'ya gidip terör örgütü liderini dinlemeli" dedi. Ama bunun dinlemek anlamına geldiği düşünülmemeli. Her türlü mesaj veriliyor, komisyondan beklediğimiz ziyaretlerin anlamı farklıdır. Bunu bilmeyen yok. Basında sayfa sayfa açıklamalar yapılıyor, komisyonun orada olmasının anlamı çok daha derin. Umut hakkı meselesi de gündeme geldi. AİHM'e bir başvuru yapılmıştı. Adil bir yargılamanın olabilmesi için bu yasanın tam olarak oluşturulması gerektiği ifade edildi. İngiltere, kamu görevlilerine yöneltilen saldırılar ve cinayetleri umut hakkı dışına çıkardı. Bizde bunun en önemli şartlarından biri pişmanlık ve ikna çabası olması. Ancak bu çabayı göremiyoruz. Cumhuriyet'in tapusu olan Lozan'a hakaret eden bir yaklaşım sergiliyorlar.

Yetkililere çağrı

Yaşanan bu süreçler Türkiye'yi giderek zor bir duruma sokacaktır. Daha önce de belirttiğimiz gibi bir iktidar değişikliği sonrası ekonomi, hukuk ve eğitim gibi alanlarda geri dönüş sağlanabilir. Ancak Cumhuriyet'in yarattığı ortak kimlik ve ortak vatandaşlık kavramını tahrip edecek her adım geri dönüşü olmayan yaralar açıyor. Bu nedenle TBMM çatısı altında yapılan, terör örgütü liderinin adını anarak bu durumu protesto ediyoruz. Budur, yetkilileri harekete geçmeye davet ediyoruz. 2023 seçimlerinde böyle bir hadise yaşanmış olsaydı, bunun ateşli bir şekilde propagandası yapılır ve yasal müdahalelerle buraya müdahale edilirdi.

AK Parti milletvekillerinin, üç milletvekilinin İsrail tarafından alıkonulması üzerine konuşulurken o kürsüye çıkıp "Dünya liderimiz" ifadesiyle kendi genel başkanlarını övmeleri tutarsız bir durum. Bu kabul edilemez bir yaklaşım. Çünkü üç milletvekilimiz alıkonulmuşken, o konuşmaların yapılacağı en son zaman dilimi. Dünya lideri sıfatı nasıl kazanılır? İsrail, "Aman dokunmayalım, Türkiye ne der" dediği zaman belki bunu yüceltmeye hak kazanırsınız. Artık bu üslup terk edilmelidir.

Türkiye'nin güvenliği

İstanbul'un göbeğinde bir suikast gerçekleştirildi. Bu tür olayların yaşandığı yerde genellikle polis bulunur. Yakaladığımız saldırganların neredeyse tamamı genç. Geçtiğimiz yıl eylülde bir önerge vermiştik. Gürcistan, Türkiye'nin adeta Meksika'sı haline geldi. Tüm suç örgütleri bu bölgeden yayılıyor. Çete ve mafya savaşları Avrupa'ya sıçramış durumda. Eğer Türkiye, gençlerini sahipsiz bırakıyorsa bunu konuşmak zorundayız. Bu bir beka problemidir.

Bir su sıkıntısı sıkıntısıyla da karşı karşıyayız. Bursa'da resmi verilere göre barajların doluluk oranı yüzde 0,54'ün altına düştü. Yani Bursa, artık "sudan ibarettir" değil, "susuzluktan ibarettir" durumuna geldi. İklim değişikliği bu gerçeği her geçen gün gözler önüne seriyor. Geçen yaz Uşak'ta su kesintileri büyük sıkıntı oluşturdu. İklim değişikliği kuraklık getirirken, kontrolsüz madencilik su kaynaklarımızı tehdit ediyor. Türkiye'deki birçok şehir bu sorunla karşı karşıya kalıyor.

Kokarca istilasıyla mücadele

Karadeniz hattında Sakarya'dan Trabzon'a kadar kokarca istilası yaşanıyor. Çiftçimiz, halkımız zor durumda. Önümüzdeki hafta Trabzon Milletvekilimiz Yavuz Aydın, bu konuda ciddi bir çalışma yapacak ve TBMM gündemine getirmeyi hedefliyoruz. Mücadele yetersiz. Geçtiğimiz dönemde kokarca konusunda konuştuk ama henüz önlem alınmadı. Kokarca, bu yıl iki ya da üç kat artmış durumda.

Komisyonun önemi

Kavuncu, gazetecilerin soruları üzerine Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamaları ile İstanbul merkezli uyuşturucu operasyonu hakkında, "Sayın Uçum böyle bir açıklama yaptı, "Dinlensin" dedi. Ancak burada amaç bambaşka. TBMM'de oluşturulan bir komisyonun oraya gidip muhatap alması, siyasi anlamı tamamen farklıdır. Zaten birçok iletişim kuruldu, avukatlar ve milletvekilleri gidip geliyor. Komisyondan farklı bir bilgi çıkmaz!" şeklinde konuştu.

Sanatçılara yapılan eziyet

Tutuklanan sanatçılar bir algı yaratılıyor. Onlara uyuşturucuyla bağlantılıymış gibi bir damga vurulmakta. Bu bir düşman hukuku anlayışıdır. Sanatçılarımıza yapılan eziyet sosyal alana da yansımakta. Saraçhane'ye destek veren gençlere de benzer muamelelere maruz bırakılmakta. Bu durum giderek büyüyor. Belediye başkanları tutuklanırken, haksızlığa uğrayan herkesin yanında olmaya devam edeceğiz. Artık zulüm, sadece rakiplerle kalmıyor. Bu, her geçen gün artmakta.

İktidarın son dönemleri

İktidar şu an son dönemini yaşıyor. Bunu hissediyorlar ve bu, paniğe yol açıyor. Üç milletvekiliniz İsrail tarafından alıkonulmuşken dünya lideri edasıyla konuşmalar yapmanız kabul edilemez. Türkiye, yaklaşan seçimle birlikte büyük bir değişim arz etmekte. Herkes bu değişimi bekleyecek. Panik ortamında hatalar artmakta. Ayşe Barım serbest bırakılıyor ama bu bir eziyet. Fatih Altaylı içeride ve Türkiye'nin en çok takip edilen basın mensubu, bunların hepsi bir zulüm. Artık bu tür geçmişte yaşanan hak ihlalleri sona ermelidir. Bu hikaye, faili meçhul bitmeyecek ve vatandaş sandıkta bunun neticesini en ağır şekilde verecektir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.