Bazı insanlar belirli yer, nesne ve aktiviteler karşısında yoğun korku hissi yaşayabilir.
Bazı insanlar belirli yer, nesne ve aktiviteler karşısında yoğun korku hissi yaşayabilir.
Bu durum günlük ve sosyal yaşantılarını sekteye uğratabilir.
Fobi, kişinin gündelik işlevselliğini engelleyecek düzeyde olabilen bir duygu durumu olarak bilinmekte.
Çoğu zaman kişiler korkularının yersiz olduğunun bilincinde iken korkuları engelleyemez ve günlük yaşantılarını olumsuz etkilemeyi sürdürür.
Sosyal fobi, bir diğer adıyla sosyal anksiyete bozukluğu olarak da bilinmektedir. Sosyal fobiye sahip gençlerin; yeni kişilerle tanışma ya da karşı cinsten biriyle tanışma gibi sosyal aktivitelerden kaçındıklarını sıklıkla görürüz.
Uzman Psikolog Kaan Üçyıldız, sosyal fobi hakkında önemli bilgilerini paylaştı. İşte tüm detaylar…
Uzman Psikolog Kaan Üçyıldız, Sosyal fobinin bir sosyal anksiyete bozukluğu olarak da bilindiğini belirtirken, “Sosyal fobiye sahip gençlerin; yeni kişilerle tanışma ya da karşı cinsten biriyle tanışma gibi sosyal aktivitelerden kaçındıklarını sıklıkla görürüz. Aynı zamanda topluluk içinde konuşamama, rahat hissedememe, yemek yiyememe ve umumi tuvaletleri kullanamama gibi davranışlarda gözlenmektedir.” ifadelerine yer verdi.
Sosyal fobiye sahip gençlerin neler hissettiğini Üçyıldız şu ifadelerle anlattı:
“Sosyal fobiye sahip olan bireyler, diğerlerinin gözünde ki kendi değer algıları ile meşguldür. Diğer insanlarla olunan zamanlarda yüzlerinin kızarmasından ve kontrolü kaybetmekten korkarlar. Yoğun olarak insanların kendileri hakkında olumsuz düşüncelere sahip olduğu, yargıladığı düşüncesi hakimdir. Bu durum kendilerinin aşağılanmış ve yetersiz hissetmesine sebep olmaktadır. Sosyal anksiyete bozukluğuna sahip gençler korktukları bir durumla karşılaştıklarında; ders içerisinde sunum yapmaları gerektiğinde rahatlıkla konuşamaz, yüzleri kızarır, söyleyeceklerini unutur ve herkesin kendilerine baktığını düşünmesi endişelerini arttırır. Bu durum akademik ve sosyal başarılarında olumsuz etkileyebilir.”
Sosyal fobi ve utangaçlığın aynı şeyler olmadığını belirten Üçyıldız, “Sosyal anksiyete, kişiler arasında bir utangaçlık olarak değerlendirilmektedir ancak utangaçlıktan farklıdır. Utangaçlık genelde kısa sürelidir ve kişinin hayatını, gündelik yaşantısını yoğun bir şekilde olumsuz etkilemez. Sosyal fobi sürekli devam eder ve kişiyi diğerlerinden daha zayıf olduğunu hissettirir. Örneğin Yeni bir ortama giren herkes endişe yaşayabilir ve bu durumun sosyal fobi olarak değerlendirilebilmesi
Üçyıldız, fobiyi aşmak için öncelikle gençler arasında kendiliğinden geçecek bir hastalık olmadığının altını çizdi. Üçyıldız, “Kişinin kendisine duyduğu güveni zedeleyen, sosyal ortamlardan uzaklaştıran bu durum için ruh sağlığı uzmanından destek alınması gerekmektedir. Olumsuz düşünceleri yönetmeyi öğrenmek, daha sosyal olabilmek ve kişinin değer algısının pozitif anlamda sağlanması gerekir. Sosyal fobi, zamanla geçer mantığı ile yaklaşmak kişinin farklı ruh sağlığı problemleri geliştirmesine sebep olabilir.'' ifadelerini kullandı.