(ANKARA) - Birleşmiş Milletler'in (BM) 80'inci yıl dönümü dolayısıyla Ankara'da gerçekleştirilen panelde, Türkiye'nin BM'ye katkıları, çok taraflı diplomasinin önemi ve küresel kalkınma konuları masaya yatırıldı. Dışişleri Bakan Yardımcısı Zeki Levent Gümrükçü, BM Güvenlik Konseyi'nin etkisizliğine dikkat çekerek, "Bugün, soğuk savaş döneminden bile daha karmaşık ve tehlikeli bir ortamdayız" ifadesini kullandı. Gümrükçü, etkin çok taraflılığın önemine vurgu yaparak, BM ile iş birliğinin gerekliliğini belirtti.
BM'nin 80'inci kuruluş yıl dönümü çerçevesinde "80'inci Yılında Birleşmiş Milletler: Türkiye'nin BM'ye ve Çok Taraflılığa Desteği Küresel Barış ve Kalkınmayı Nasıl İlerletiyor" başlıklı panel Ankara'da gerçekleştirildi.
Panelin moderatörlüğünü Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) Türkiye Ofisi Direktörü Yasser Hassan üstlendi. Konuşmacılar arasında Dışişleri Bakan Yardımcısı Zeki Levent Gümrükçü, BM Mukim Koordinatörü Babatunde Ahonsi, TİKA Başkan Yardımcısı Rahman Nurdun ve Capital Gençlik Meclisi Gençlik Temsilcisi Hilal Gedik yer aldı.
Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren BM Mukim Koordinatörü Ahonsi, çok taraflılığın ve uluslararası dayanışmanın küresel barış için taşıdığı önemi vurguladı. Ahonsi, "BM'nin 80 yıldır barış, diyalog ve iş birliği ilkeleri üzerine inşa edildiğini" ifade etti. "Hiçbirimiz tek başımıza ayakta duramayız" diyen Ahonsi, BM'nin bu anlayışla hareket ettiğini belirtti.
Ahonsi: "Türkiye, çok taraflılığın güçlü savunucusu"
Ahonsi, Türkiye'nin BM'nin kurucu üyelerinden biri olarak çok taraflılığın güçlü bir savunucusu olduğuna dikkat çekti. Türkiye'nin, dünya çapında en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapması ve Karadeniz Tahıl Girişimi gibi diplomatik adımlarla uluslararası iş birliğine katkıda bulunduğunu kaydetti.
Ahonsi, Türkiye'nin En Az Gelişmiş Ülkeler için BM Teknoloji Bankası'na ev sahipliğinin, ülkenin bilim, teknoloji ve yenilik alanındaki küresel liderliğini gösterdiğini belirtti. Ayrıca, 2026-2030 dönemini kapsayan yeni BM Sürdürülebilir Kalkınma İşbirliği Çerçevesinin hazırlıklarının sürdüğünü ve bu çerçevenin "barış, istikrar ve insani müdahale alanındaki ortak çalışmaları güçlendireceğini" ifade etti.
"Hiçbir ülke tek başına küresel sorunları çözemez"
Ahonsi, konuşmasını BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in mesajıyla sonlandırdı. Guterres'in mesajında, "Hiçbir ülke tek başına küresel sorunları çözemez. Gelin, birlikte duralım ve BM'nin olağanüstü vaadini yerine getirelim" çağrısını aktardı.
Gümrükçü: "BM'yi daha verimli ve etkin hale getirmeliyiz"
Yasser Hassan'ın Türkiye'nin BM reformlarına yaklaşımını sorması üzerine Gümrükçü, çok taraflılığın karşı karşıya olduğu derin sorunlarla yüzleşme fırsatının önemli olduğunu söyledi. Gümrükçü, "Mevcut kurumları küçük düzeltmelerle iyileştirerek bugünün sorunlarını çözmek mümkün değil. BM'yi daha verimli ve etkin hale getirmeliyiz" ifadelerini kullandı.
Gümrükçü, güncel küresel sorunlara değinerek, "Bugün, soğuk savaş döneminden bile daha karmaşık ve tehlikeli bir ortamdayız. Avrupa'da dört yıldır süren bir savaş var, Orta Doğu hiç bu kadar istikrarsız olmadı ve Hindistan ile Pakistan kısa süre önce savaşın eşiğine geldi" diye konuştu.
Aşırı milliyetçilik kalıcı çözüm sunmuyor
Gelişmiş teknolojinin yıkıcı etkisi, radikalizm ve BM Güvenlik Konseyi'nin etkisizliği nedeniyle uluslararası güvenin zedelendiğine dikkat çeken Gümrükçü, birçok ülkenin içe kapanma ve yalnızca kendi çıkarlarına odaklanma eğiliminde olduğunu ifade etti. Gümrükçü, birçok ülkenin yalnızca kendi çıkarlarını düşünerek krizleri çözmeye çalıştığını da vurguladı.
Ahonsi: "Üye devletler, "Gerevinizi kötüye kullanıyorsunuz" diyor"
Hassan, 2023 yılında BM fonlarının yaklaşık yüzde 80'inin gönüllü katkılardan sağlandığına değinerek, Ahonsi'ye Türkiye'deki finansman zorluklarını nasıl değerlendirdiğini sordu. Ahonsi, BM reformunun önemine dikkat çekerek, "Üye devletlerle görüşmeye başladığınızda, hep aynı şeyi söylüyorlar: "Gerevinizi kötüye kullanıyorsunuz." Genel Sekreter'in önerileri, bu parçalanma ve sorunların kaynaklarını doğrudan ele alıyor" dedi. Ahonsi, reformun ilerlemesinin üye devletlerin uzlaşmasıyla mümkün olacağını kaydetti.
Türkiye'yi BM çalışmalarında stratejik bir ortak olarak gören Ahonsi, ülkenin üst-orta gelir seviyesi, dinamik özel sektörü ve çok taraflılığa güçlü desteği sayesinde önemli fırsatlar sunduğunu ifade etti. Bu çerçevede üç ana alana odaklanacaklarını belirten Ahonsi, şunları söyledi:
"Türkiye hükümetinin desteğini daha fazla talep etmeli ve BM çalışmalarını ilerletmeliyiz"
Ahonsi, Türkiye'nin 2026-2030 dönemi için hazırlanan beş yıllık planının ulusal kalkınma önceliklerini göz önünde bulundurduğunu belirtti. Plan, yeşil dönüşüm, yüksek kaliteli insan kaynağı geliştirme, dijital dönüşüm, inovasyon, mülteci ve göç yönetimi ile afet hazırlığı ve dayanıklılığı gibi alanları içeriyor. Bu adımların BM'nin Türkiye'deki çalışmalarla uyumlu olduğunu ve ülke için daha etkili programların hayata geçirilmesine katkı sağlayacağını vurguladı.
Nurdun: "Kalkınma finansmanı hedeflerin anahtarıdır"
TİKA Başkan Yardımcısı Nurdun, kalkınma iş birliğinin geleceği üzerine değerlendirmelerde bulundu. Nurdun, "25 yıl önce dünya liderleri New York'ta millennium kalkınma hedefleri için ciddi bir taahhütte bulundu. 2015 yılında bu hedeflere ulaşmak için adım attık ve o zamandan beri önemli bir süreç geçti. Bu nedenle kalkınma finansmanı çok önemlidir; bu hedefleri başarmanın anahtarıdır. Geleceğin kalkınma finansmanı, geleneksel kalkınma finansmanından etkin bir şekilde uzaklaşmamızla mümkün olacaktır" dedi.
Nurdun, geçmişte kalkınmanın büyük ölçüde resmi kalkınma yardımlarına dayalı olduğunu ancak artık bu yaklaşımın geçerli olmadığını belirtti. "Çünkü Küresel Güney'de birçok yeni bağışçı var ve Kuzey'in geleneksel bağışçıları iklim değişikliği ve diğer küresel sorunlarla oldukça meşgul" diyen Nurdun, geleceğin kalkınma finansmanının özel sektör kaynaklarını harekete geçirmek ve Küresel Güney'deki yeni ortaklardan faydalanmayı gerektirdiğini sözlerine ekledi.
"Sorun para eksikliğinde değil, mevcut kaynakları iyi kullanmakta"
Nurdun, Meksika, Kolombiya, Endonezya, Tayland gibi ülkelerin kendi kalkınma ajanslarını oluşturarak küresel sorunların çözümüne katkıda bulunduğunu ifade etti. Bu ülkeler uzun yıllar yardım alıcı konumundaydı ve Türkiye'nin de benzer bir deneyimi bulunduğunu belirtti. Dolayısıyla, nasıl yardım kullanacaklarını ve kalkınmayı nasıl finanse edeceklerini bildiklerini söyleyen Nurdun, bilgi ve deneyimin finansmandan en az paranın kendisi kadar önemli olduğunu vurguladı.
Nurdun, "Sorun para eksikliğinde değil; elimizde para var. Sorun mevcut kaynakları en iyi şekilde nasıl kullanacağımızdır. Elimizde bilgi, araçlar ve Küresel Güney'de birçok bağışçı var. Bu kaynakları çeşitlendirmeli ve güçlerimizi birleştirerek ortak fayda için çalışmalıyız. Etkin kalkınma finansmanı tam da bunu gerektiriyor. Ayrıca işlem maliyetlerini düşürmek için bugün harekete geçmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.
Gedik: "BM'den en büyük beklentimiz, gençliğe odaklanan bir ofis kurulmasıdır"
Gençlik Temsilcisi Hilal Gedik, Türkiye'nin BM çalışmalarından en büyük beklentilerini paylaştı. Gedik, "Burada bir gençlik temsilcisi ve genç bir kadın olarak bulunmaktan onur duyuyorum. Sosyal konular konuşulduğunda, bu süreçte yer almak bizim en temel hedefimiz" dedi. Gedik, iş birliği ve ittifakların önemine dikkat çekerek, BM ile gençlik alanında doğrudan çalışmanın önemini vurguladı. "BM'den en büyük beklentimiz, Türkiye'de özellikle gençliğe odaklanan bir Birleşmiş Milletler ofisinin kurulmasıdır" diye ekledi. Gedik, mevcut iş birliklerinin faydalı olsa da gençlik sorunlarının yalnızca diğer ajanslar altında ele alınacak kadar küçük olmadığını ifade etti.