TBMM'de konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, 27 Mayıs askeri darbesinin yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, askeri vesayet ve darbe kültürünün demokratik bir sözleşmeyle tamamen kapatılabileceğini ifade etti. Bakırhan, siyasetin kişisellikten arındırılıp kurumsal çözümlere odaklanılması gerektiğini ve siyasetin "benden bize", "kişisel hedeften ortak gelecek eksenine" kaymasının anayasal dönüşümü hazırlayacağını belirtti.
Bakırhan, anayasa tartışmasının tabu değil, demokrasi, özgürlük ve adalet ekseninde samimi bir müzakere alanı olması gerektiğini vurguladı. DEM Parti'nin eski vesayeti ve mevcut merkezleşmeyi kabul etmeyen üçüncü yol ve demokratik zemin olduğunu söyleyen Bakırhan, kimsenin yedeği ya da pazarlık unsuru olmadıklarını ifade etti. Toplantı öncesinde Genel Başkan Devlet Bahçeli başkanlığındaki MHP heyetiyle görüştüklerini belirten Bakırhan, siyasi partilerle istişareler yürüttüklerini ve tarihi süreci, siyasi partilerin sorumluluklarını tartıştıklarını aktardı.
Bakırhan, Orta Doğu halklarının ilk defa kendi senaryosunu yazabileceğini, Türkiye'nin de bu süreçte kendi senaryosunu yazabileceğini dile getirdi. Sayın Öcalan'ın çağrısıyla da rotalarını, senaryolarını yazabilecekleri bir kapı aralandığını belirten Bakırhan, kendi sözünü söyleyen, kendi kararını veren irade ortaklığı sağlamanın mümkün olduğunu ifade etti. Bakırhan ayrıca, hem Kürt halkında hem Türkiye halkında yürüyen sürece ilişkin tereddüt ve güven sorunu olduğunu, bu güveni yeniden tesis etmek için herkese görev düştüğünü, özellikle AK Parti ve ortağına önemli görevler düştüğünü dile getirdi. Bakırhan, DEM Parti olarak yüz binlerce evin kapısını çaldıklarını, bir mektup kaleme alıp vatandaşlarla konuştuklarını, kaygıları varsa gidermeye, önerileri ve eleştirileri almaya çalıştıklarını belirtti.
Toplumun kendilerine "Aylardır bu süreç başladı. Siz sahadasınız. İktidar niye bu konuda ürkek davranıyor? İktidar niye sahada yok?" diye sorduğunu aktaran Bakırhan, "Barış için toplumsal rızayı büyütmek sadece sizin mi görevinizdir?" sorusunu yöneltti. Bakırhan, hasta mahpuslar meselesine de değinerek Adalet Bakanlığı verilerine göre cezaevlerinde 515 günde bin 26 hasta tutsağın yaşamını yitirdiğini hatırlattı. İnfaz Kanunu'nun demokratik standartlara göre yeniden düzenlenmesi ve cezaevlerinin boşaltılması gerektiğini söyleyen Bakırhan, medyanın dilinin değişmesi gerektiğini, halen sürece uygun olmayan, zehirli, tahrik edici bir dil kullanıldığını belirtti. Bakırhan, demokratik, eşit vatandaşlık ve güçlü yerel demokrasi istediklerini, Batman'ın iradesine kayyım atanmamasını, Batman'da yerel yönetimlerin yetkilerinin arttırılmasını istediklerini dile getirdi. "Barış ve demokrasi, bizden de Cumhur İttifakı'ndan da daha büyüktür" diyen Bakırhan, barış ve demokrasi yolunda ucuz siyasi hesapları ve çıkar oyunlarını reddettiklerini ifade etti.