Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Dikmen Hakimevi'nde düzenlenen İdari Yargı Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu.
Toplantıya, Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanvekili Mehmet Akif Ekinci ile çok sayıda yargı mensubu katıldı. Bakan Tunç, 2017 yılından önce idari yargıda çift başlı bir sistem olduğunu, 2017'deki anayasa değişikliğiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemeleri'nin kapatılarak bu ayrımın ortadan kaldırıldığını belirtti. Ayrıca, askerlerin ve sivillerin ayrı yargı kollarında yargılanmasına son verilerek Türkiye'nin hukuk devleti vasfının güçlendirildiğini vurguladı.
Bakan Tunç, 80 yıldır uygulanan ancak günümüz ihtiyaçlarına cevap vermeyen Ceza Kanunu, Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Kanunu gibi temel kanunların yenilendiğini ifade etti. 23 Ocak'ta Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde 5 temel amaç doğrultusunda 264 yeni faaliyet belirlendiğini, bu faaliyetlerin kararlılıkla hayata geçirileceğini söyledi.
Bakanlık bünyesinde Adalet Teşkilatı Performans ve Verimliliği Daire Başkanlığı, HSK bünyesinde Yargı Teşkilatı Performans ve Verimliliği Birimi, Bölge İdare Mahkemeleri Adalet Komisyonları bünyesinde Yargı Hizmetlerinin Etkinliği büroları oluşturulacağını açıkladı. Bakan Tunç, son 2 yılda 2 bin 483 konutu adalet teşkilatına kazandırdıklarını, hakim ve savcı sayısının 19 bin 349'dan 25 bin 695'e çıkarıldığını, son 2 yılda 227'si idari yargıda olmak üzere 3 bin 369 yeni hakim-savcı ataması yapıldığını belirtti. Hukuk fakültelerine girişte başarı sıralamasının 100 bine yükseltildiğini, son 2 yılda 3 bin 38 ilk derece mahkemesi, idari yargıda 89 ilk derece mahkemesi kurulduğunu ifade etti. Bakan Tunç ayrıca, bazı çevrelerin 25 bin hakim ve savcının emeğine saygısızlık yaptığını, masa başında hazırlanan belgeler ve istatistiklerle Türkiye'yi karalamaya yönelik çabalara fırsat vermeyeceklerini söyledi. Amerika Birleşik Devletleri Eski Barolar Birliği Başkanı'nın kurduğu bir dernek vasıtasıyla yapılan hukuk güvenliği endeksinin kendileri için hiçbir hukuki anlamı olmadığını vurguladı. Türkiye'de 13 milyon 900 bin karar verildiğini, birkaç soruşturmayı öne sürerek Türkiye'de yargı bağımsızlığı olmadığı iddiasının doğru olmadığını belirtti. Türkiye yargı tarihinin karanlık dönemlerden geçtiğini, 27 Mayıs yargısı gibi ibretlik dönemler yaşandığını, ancak bunların geride kaldığını ifade etti.
