Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, iktidarı eleştirerek ülke yönetiminin sürekli yalanlarla ve insanların yalanlara inanmasını beklemekle olmayacağını belirtti. Gerçekleri gizleyerek anı kurtarma çabasının hem iktidara hem de millete kötülük yaptığını vurgulayan Babacan, Türkiye'nin büyük bir potansiyele sahip olduğunu, ancak bu potansiyelin şeffaflık, ehil ve dürüst kadrolar ve hesap vermeye hazır bir yönetim anlayışıyla ortaya çıkabileceğini ifade etti. Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı algıyla bir yere kadar yönetebileceği ancak gerçeklerin er geç kapısını çalacağı konusunda uyardı ve milletin çoktan uyandığını, iktidarın da uyanması gerektiğini dile getirdi.
Babacan, Sırrı Süreyya Önder'i anarak, onun siyasetçi kimliğinin yanı sıra kültür insanı yönüyle de ülkenin ruhuna dokunmuş birisi olduğunu söyledi. Önder'in hastane ziyaretleri ve cenaze törenine katılanların çeşitli siyasi görüşlerden oluştuğuna dikkat çekerek, toplumdaki barış talebinin gücünü vurguladı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yapılan saldırıyı şiddetle kınayan Babacan, siyasetin kriminal bir alana dönüştürülmeye çalışıldığını ve iktidarın hem yargı yoluyla meşru siyaset zeminini yok etmeye çalışırken hem de nefret söylemiyle siyasi şiddeti beslediğini savundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi rakipleri hakkında kullandığı sert ifadeleri örnek göstererek, bu söylemin siyaseti ve toplumu gerdiğini belirtti.
Babacan, iktidarın ve bazı muhaliflerin dilinin toplumsal uzlaşı talebinin önünde duramayacağını belirterek, DEVA Partisi'nin siyaseti öfke dilinden temizlemeyi hedeflediğini açıkladı. 'Beyaz toroslarla, cenaze torbalarıyla parmak sallayanlara pabuç bırakmayacaklarını' söyleyen Babacan, Türkiye'yi annelerin ağlamadığı, gençlerin cenazelerinin torbalara girmediği bir ülke yapmayı hedeflediklerini vurguladı. İktidarın sürekli yalan söylediğini, 2023 hedeflerine ulaştık iddiasının gerçeği yansıtmadığını ve bu durumun ekonomiyi mahvettiğini, insanları perişan ettiğini savundu. Konut, barınma ve eğitim enflasyonu rakamlarına dikkat çekerek, gençlerin evlenme ve çocuk sahibi olma konusunda yaşadığı zorlukların sebebinin iktidar çevresindeki menfaat şebekesi olduğunu belirtti.