AYM, enflasyon zararını tazmin etmek için TBMM'ye düzenleme önerdi

AYM, enflasyon zararını tazmin etmek için TBMM'ye düzenleme önerdi

Anayasa Mahkemesi, alacak davalarında enflasyon nedeniyle değer kaybı yaşayan hak sahiplerinin mağduriyetini gidermek için yeni bir düzenleme talep etti.

(ANKARA) - Anayasa Mahkemesi (AYM), bir alacak davasında hak sahiplerinin enflasyondan kaynaklanan değer kaybı için tazminat talebine yönelik ihlal kararı verdi. Yüksek Mahkeme, başvurucunun alacağının enflasyon karşısında kayba uğradığını belirterek, etkili bir hukuk yolu bulunmadığına vurgu yaptı. Ayrıca, bu durumun telafi edilebilmesi için açık bir yasal düzenlemenin gerekliliği vurgulandı. İhlalin kaynağının yapısal sorunlar olduğunu gözlemleyen AYM, bu durumu Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmeye ve sorun hakkında çözüm önerileri geliştirmeye karar verdi. Ayrıca, benzer konudaki başvurulara 6 ay süreyle inceleme yapmayacak.

AYM'nin Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre, başvurucu Caner Şafak, bir inşaat şirketinin taahhüt ettiği konutu almak için özel bir bankadan konut kredisi aldı. Şirket ve bankaya toplamda 48.854 TL ödeme yapan Şafak, konutun teslim edilmeyeceğini öğrendikten sonra bankanın sorumlu olduğunu ileri sürerek, 2010 yılında icra takibi başlattı. İtiraz sonrası takibin durması nedeniyle bu kez başka bir talep ile dava açtı. 2020 yılında, tüketici mahkemesi başvurucuya, yıllık yüzde 9 faiz ile toplam 119.114 TL ödenmesine karar verdi.

Şafak, ödenen miktarın 10 yıl içinde enflasyon nedeniyle değer kaybını karşılamadığını belirterek, 2020 tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte 100 bin TL talep etti. Tüketici Mahkemesi davayı reddettikten sonra, Şafak Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu ve alacağının enflasyon nedeniyle değer kaybı yaşamasının mülkiyet hakkını ihlal ettiğini savundu.

Pilot karar TBMM'ye bildirildi, AYM aynı konudaki başvurulara 6 ay bakmayacak

Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuruyu genel kurul gündemine aldı. Yüksek Mahkeme, başvurucunun mülkiyet hakkı ile etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

Yapısal sorunların kaynağını anladığından, pilot kararın uygulanmasına, çözüm önerisinin TBMM'ye bildirilmesine karar verdi. Kararın yayımlandığı tarihe kadar mülkiyet hakkı ihlali iddiasıyla yapılmış başvurular ile bu tarihten sonra yapılacak aynı konudaki başvuruların incelenmesi, kararın Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten itibaren 6 ay süreyle ertelendi.

"Enflasyonun başvurucu üzerinde olumsuz bir etkiye yol açıp açmadığı tespit edilmeli"

Anayasa Mahkemesi'nin gerekçesinde, yıllık faiz oranları ve enflasyon verilerinin dikkatlice incelenerek, enflasyonun başvurucu üzerinde olumsuz etkiler yaratıp yaratmadığının tespit edilmesi gerektiği vurgulandı.

3095 sayılı Kanun ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası verileri doğrultusunda, 2010 yılından bu yana geçerli olan yasal faiz oranları ve yıllık tüketici fiyat endeksi (TÜFE) oranları ile ilgili tabloya da gerekçede yer verildi.

"Bu tablolardaki verilere göre, 3095 sayılı Kanun'da belirlenen faiz oranlarının, enflasyon oranlarının altında kaldığı, bu nedenle başvurucunun-borçlunun borcunu vadesinde ifa etme yükümlülüğünü yerine getirmemesinden kaynaklı olarak geç kavuştuğu alacağının enflasyon karşısında değer kaybına uğradığı açıktır. 3095 sayılı Kanun'daki düzenlemelerin, alacağın enflasyon karşısında uğradığı değer kaybını önlemeye elverişli olmaması nedeniyle faizi aşan zararlar 818 sayılı mülga Kanun'un 105. ve 6098 sayılı Kanun'un 122. maddesi uyarınca munzam zarar davası yoluyla giderilmeye çalışılmıştır. 1980'li yıllardan bu zamana kadar bazı yargı kararlarında enflasyon olgusunun zararın ispatı için yeterli görülerek bu davaların kabul edildiği ancak bazı kararlarda ise munzam zarar talebinin enflasyon etkisi dışında somut bir zarara ilişkin olması gerektiği gerekçesiyle reddedildiği görülmektedir.

818 sayılı mülga Kanun'un 105. ve 6098 sayılı Kanun'un 122. maddeleri kapsamında munzam zarar davasının alacakların enflasyon karşısında uğradığı değer kaybının tazmin edilmesini güvence altına almadığı ve bu yöndeki içtihadın etkili bir hukuk yolunun bulunduğu yönünde gelişme göstermediği görülmüştür. Bu nedenle alacağın enflasyon nedeniyle uğradığı değer kaybının tazmin edilmesi açısından 818 sayılı mülga Kanun'un 105. ve 6098 sayılı Kanun'un 122. maddeleri kapsamında munzam zarar davasının da teorik düzeyde başarı şansı sunma kapasitesinin bulunmadığı değerlendirilmiştir. Sonuç olarak hukuk sisteminde başvurucunun alacağının enflasyon karşısında uğradığı değer kaybının tazmin edilmesini sağlayacak etkili bir hukuk yolunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır."

"Bu konudaki başvuru sayısı her geçen gün artıyor"

Gerekçede, özel hukuk kişileri arasındaki alacakların enflasyon karşısında değer kaybına uğraması nedeniyle artan başvuruların her geçen gün arttığına dikkat çekildi. Bu konudaki birçok şikâyetin Anayasa Mahkemesi'nin önüne bireysel başvuru yolu ile getirildiği kaydedildi.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.