(İZMİR) - Çiğli Belediyesi, halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu'nu muhteşem bir etkinlikle andı. Veysel'in hayat hikayesi, anıları ve türküleriyle dolu bu özel gecede katılımcılar duygusal anlar yaşadı.
Çiğli Belediyesi Fakir Baykurt Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen anma etkinliği, yoğun bir ilgiyle karşılandı. Etkinliğe, Siyasetçiler, gençlik ve kadın kolları üyeleri, Çiğli Sivaslılar Derneği Başkanı Elif Aslan, Çorumlular Derneği Başkanı Veli Salgım ve birçok sanatsever katıldı. Salonu dolduran kalabalık, Veysel'in türküleri eşliğinde unutulmaz bir gece geçirdi.
"Dedem sevginin, sabrın ve umudun simgesiydi"
Büyük halk ozanının torunu Nazender Süzer Gökçe, dedesiyle ilgili anılarını paylaşırken salonda duygusal anlar yaşandı. Gökçe, "Dedem yalnızca bir halk ozanı değil; sevginin, sabrın ve umudun simgesiydi. Onun türkülerinde yaşamın özü, insanlığın sesi yatıyor. Dedem Cumhuriyet'in 10. yılı için "Cumhuriyet Destanı" şiirini yazdı ve Atatürk'e ulaştırmak için Sivas'tan Ankara'ya kadar yürüdü. O, Cumhuriyet'in ve bilimin ozanıydı" dedi.
Dedesiyle Fakir Baykurt'un dostluğundan da bahseden Gökçe, "Dedem ile Fakir Baykurt çok iyi dostlardı. Rahmetli Baykurt, dedemi ziyarete gelmek için Sivas'tan Şarkışla'ya kilometrelerce yürüdü. Dedem her zaman misafirlerini kentin girişinde karşılardı, kahvede ağırladıktan sonra evine götürürdü" ifadelerini kullandı.
"Veysel bana yol gösterdi"
Etkinlikte dikkat çeken anlardan biri, Prof. Dr. Sait Eğrilmez'in çocukluk anılarına dair konuşması oldu. Eğrilmez, Aşık Veysel'in hayatının kendi meslek seçiminde nasıl etkili olduğunu şöyle anlattı:
"Babam, bana 8 yaşındayken Dostlar Beni Hatırlasın kitabını hediye etmişti. O kitabı okuduktan sonra Aşık Veysel'in yaşadığı zorlukları anladım. Okula gidecekmiş ama 7 yaşında gözlerini kaybettiği için gidememiş. Askere gitmek istemiş ama görme engelli olduğu için alınmamış. Dahası, 8 yıllık eşi onun görme engelli olduğunu öğrenince 6 aylık bebeğiyle onu terk etmiş. Bu hikayeleri okuyunca, 8 yaşında bir şeyler yapmam gerektiğine karar verdim. Çünkü Aşık Veysel göz doktoruna ulaşamamış. Ailesi üç ay para biriktirmiş, Yozgat'a gideceklerdi ama o süreçte görme kaybı yaşamış. O gün göz doktoru olmak istedim. 1997'de uzmanlığımı aldıktan sonra Aşık Veysel'in evini ziyaret ettim. Öz kızı Zehra Hanım evin içinde gezdirdi beni. Aşık Veysel'in dokunduğu her insan iyi olmuş."
Türkülerle yaşatılan bir miras
Gece boyunca sanatçılar, dev ozanın unutulmaz eserlerini seslendirdi. "Benim Sadık Yarim Kara Topraktır", "Dostlar Beni Hatırlasın", "Güzelliğin On Para Etmez" ve "Çiğdem Der ki Ben Ağlayım" gibi türkülere tüm salon hep bir ağızdan eşlik etti. Gece, "Uzun İnce Bir Yoldayım" türküsünün topluca söylenmesiyle son buldu.
"Veysel'in ışığı hiç sönmeyecek"
Aşık Veysel'in ışığının asla sönmeyeceğini vurgulayan Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, "Aşık Veysel bu toprakların vicdanı ve sesi. Onun sevgiyi, birliği ve insanlığı anlatan eşsiz sözleri bize daima yol gösteriyor. Veysel'in ışığı hiç sönmeyecek" dedi.