Artvin'de doğa sermayeye kurban gidiyor

Artvin'de doğa sermayeye kurban gidiyor

Sol Parti Sözcüsü Başer, Artvin'in büyük bir kısmının maden ruhsatıyla kaplı olduğunu vurguladı. Halkın yaşam koşulları zorlaşıyor.

Haber: Uğur İstanbullu

(ARTVİN) - Sol Parti MYK üyesi İlknur Başer, Artvin'deki maden ruhsatlarının oranını yüzde 71 olarak açıkladı. Başer, "HES'ler, madenler ve ormanların talanıyla yaşam şartları giderek zorlaşıyor. Halk topraklarını terk etmek istemiyor ama geçim sağlayamıyor" ifadelerini kullandı.

Sol Parti'nin Artvin'de gerçekleştireceği faaliyetlerden bahsetmek ve saha kontrolleri yapmak üzere bölgeye gelen Merkez Yürütme Kurulu üyesi ve Parti Sözcüsü İlknur Başer, ANKA Haber Ajansı'na önemli açıklamalarda bulundu.

Başer, buradaki sorunları yerinde görmek ve yerel halkla birebir temas kurmak amacıyla Artvin'de olduklarını belirtirken, "Artvin'in hemen hemen tüm meselelerini dinledim. Üç gündür halkla birlikte dolaşıyoruz, sohbetler ediyoruz. Burası adeta cehenneme dönüştürülmeye çalışılıyor. Bu cennet gibi bölge, bazı projeler nedeniyle cehenneme dönüşüyor. Artvin'in yüzde 71'ine maden ruhsatı veren iktidarın politikaları, burada yaşayan insanlar tarafından sorgulanıyor. Geçtiğimiz günlerde Borçka'da meydana gelen sel felaketi büyük hasara yol açtı. Önceki yıllarda da can kayıpları yaşandı; bunların arkasında doğanın tahribatı var. Şirketler burada doğayı talan ediyor; özellikle HES'ler, maden aramaları ve orman katliamları yaşamı zorlaştırıyor. Buna rağmen halk burayı terk etmek istemiyor; burada doğmuşlar, burada yaşamak istiyorlar ama koşullar uygun değil.

Artvin'de zorlaşan yaşam koşulları

Emekli şehrine dönüşen Artvin'de yaşamı daha da zor hale getiriyor. Hayvancılıkta da ciddi sıkıntılar mevcut. Kars bölgesinde görülen şap hastalığı şimdi buraya da sıçradı; hayvan kayıpları artıyor. Üreticiler ve besiciler aldıkları kredileri ödeyemez hale geldi, bu durum onları hayvancılığı bırakma noktasına getiriyor. Bu olay Türkiye genelinde yaşanan bir sorun; tarım ve hayvancılığa gereken yatırım yapılmadığında ve devlet desteği kısıtlandığında, şap gibi hastalıklara müdahale yapılmadığında sorunlar doğuyor. Tek adam rejiminin bu sorunların kaynağı olduğunu düşünüyorum. Türkiye şu anda büyük bir dönüşüm sürecinde; Cumhuriyet rejiminden tek adam rejimine geçiş yaşanmak isteniyor. Cumhuriyetin kazanımları yok edilmek isteniyor. Siyasal İslamcı tek adam rejimi, laiklik, Cumhuriyetin aydınlanmacı değerleri ve tam bağımsızlık ilkelerini yok etmeye çalışıyor. Hatırlayacaksınız, Recep Tayyip Erdoğan kısa süre önce ABD'deydi ve Trump'la görüşmeler yaptı; bu görüşmelerle meşruiyet sağlamaya çalıştığını ifade etti. Herkes bu durumu izledi. Peki neden? Çünkü iktidar, ülke içerisinde halk desteğini kaybetti.

Halkın yüzde 70'i tek adam rejiminden kurtulmayı istiyor. Gençler işsiz ve umutsuz, kadınlar sokak ortasında katlediliyor; üreticiler işsiz kalmış. Şavşat'ta belediyeden işten atılan işçiler, mahkemeyi kazanmalarına rağmen işlerine geri dönemiyor; bu durum Artvin açısından önemli bir örnek. Bu nedenle halk, mevcut tek adam rejiminden kurtulmak istiyor. İktidar, yönetemediği ve halkı ikna edemediği için meşruiyetini ABD emperyalizmine, Trump'ta arıyor; ama ne yaparsa yapsın oradan bir meşruiyet alamayacak. Halk bu rejimi istemiyor ve mücadeleye devam edecek. Eğitim ve sağlık hizmetlerinin parasız olduğu, milyonların insanca yaşadığı bir düzeni halkla birlikte inşa edeceğiz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.