(ANKARA) - Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul ile ortak basın toplantısında bir araya geldi. Fidan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nden beklentilerini vurgulayarak, üyelik konusunda kesin çekinceleri olmadığını belirtti. Wadephul ise, Türkiye'nin AB müzakereleri için Kopenhag kriterlerine ulaşmasının gerekliliğine dikkat çekti.
Fidan, Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul ile yaptığı görüşme sonrasında düzenlenen basın toplantısında şu ifadeleri kullandı: Türkiye, Almanya ile en büyük ticaret ortaklarından biri. Vize serbestliği için iç sistemimizdeki ön görüşmeler tamamlandı. Ülkemizin SAFE mekanizmasına katılımı hayati önem taşıyor. Gazze'deki barış ortamının bozulmaması konusunda hemfikiriz. Ayrıca, Suriye hükümetinin SDG ile yürüttüğü görüşmeleri dikkatle izliyoruz.
Wadephul: Silahlar sustu, rehineler serbest bırakıldı
Wadephul, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Hamas'a etkili bir şekilde yaklaşarak önemli bir katkı sağladığını ifade etti. Ayrıca, Rusya'nın savaş finanse etme kaynaklarına engel olunması gerektiğini vurguladı. Kopenhag kriterlerine ulaşmanın üyelik için şart olduğunu söyledi.
İmamoğlu'nun tutuklanması hakkında soruya yanıt
Ortak basın toplantısının ardından iki bakan, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, İmamoğlu'nun tutuklanması ile ilgili olarak bir değerlendirme talep etmesi üzerine Wadephul, şu şekilde konuştu: "Benim için önemli olan şu. Türkiye'nin ciddiyetle AB yönünde ilerlemek arzusu ve iradesi. Bu yol kolay olmayacak. Birkaç gün, birkaç ay içerisinde tamamlanmayacak. Ciddiyetle bu yolda ilerlendiğinde Türkiye'de bazı reformlar gerekecek. Fakat bunun için AB'nin de açık ve dürüst olması gerekir. Bence Almanya burada dostane ve yapıcı bir rol üstlenebilir.
Polonya'da bir mahkeme, karar verdi. Saygı duyuyorum bu mahkeme kararına. Çünkü biz güçlerin ayrımına inanıyoruz. Bir mahkeme karar verdiğinde, özellikle başka ülkelerde bizim yürütmemiz oraya müdahale etmesi söz konusu değil."
"Hamas'ın cesetleri çıkarmadaki yetersizliğini İsrail bir mazeret olarak kullanıp ateşkesi bozacak mı diye bir endişe var"
Fidan ise İmamoğlu ile ilgili herhangi bir değerlendirmede bulunmadan şu yanıtı verdi: "Şu anda sağlanan ateşkes ortamının (Gazze) devam etmesi bizim birinci önceliğimiz. Aynı zamanda insani yardımların kesintisiz girmesi fevkalade önemli. Zaman zaman İsrail tarafından bazı ifadeler duyuyoruz, bu bizim için endişe verici. Acaba Hamas'ın özellikle enkaz altında kalan cesetleri çıkarmadaki yetersizliğini, çünkü alet ve edevat yok, İsrail bir mazeret olarak kullanıp tekrar ateşkesi bozacak mı? Bu konuda uluslararası toplumun endişesi var.
Ama şunun altını çizmek gerekiyor, Gazze'de devam eden ve işlenmiş olan insanlığa karşı suçlar, yıkım, ölüm, bunların hepsi kameralar önünde oldu, uluslararası toplumu öyle bir dehşete düşürdü ki, bunun bir an önce son bulması için uluslararası toplum büyük bir hassasiyet içerisinde. Bunun tabii devam etmesi gerekiyor. Özellikle ateşkes anlaşmasının kalıcı bir anlaşmaya dönüşmesi, Gazze'deki imarın yeniden başlaması fevkalade önemli. Daha da önemlisi kalıcı barışın getirilmesi için iki devletli çözümün hayata geçmesi gerekiyor Bu konuda birtakım toplantılar şimdiden yapılmaya başladı. Gazze için atılması gereken adımlar var, iki devletli çözüm için atılması gereken adımlar var. Gazze için şu anda özellikle İstikrar Gücü nasıl oluşturulabilir, bununla ilgili erken tartışmalar var. BM Güvenlik Konseyi'nden nasıl bir karar geçirilmeli, Bununla ilgili yürüyen erken tartışmalar var. Bunları da yakından takip ediyoruz.
Günün sonunda hedefimiz İsrail ile Filistinler arasındaki bir tampon bölgede artık iki tarafın da birbirine zarar vermeyeceği bir ortamı oluşturmak. Diğer taraftan Gazze'de vuku bulmuş olan yıkımın, hasarların, yaraların sarılması nasıl mümkün olacak, uluslararası toplum burada da bir varlık ortaya koyması gerekiyor. Buna yönelik erken yürütülen tartışmalar var. "
"Uygulamada karşılanması gereken kriterler var"
Son olarak, Türkiye'nin AB üyelik sürecinin durumu hakkında soru yöneltildiğinde Fidan, şunları söyledi: Stratejik olgunluk ile önümüzdeki engelleri aşarak, Türkiye-AB ilişkilerinde daha net hedefler belirleyeceğiz. Gerekli adımları atacağız.