ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması talimatını verdiğini açıkladı. Sürecin başlatıldığını ve ilgili kurumların uygulama aşamasında olduğunu belirten Bruce, "Bu konu uzun süredir gündemdeydi. Başkan Trump, artık zamanının geldiğine karar verdi" dedi.
Yaptırımların kaldırılması kararının Hazine Bakanlığı gibi çeşitli kurumlar tarafından yürütüleceğini vurgulayan Bruce, "Bu bir süreç ve zaman alacak, ancak Trump yönetimi işleri hızlandırmak konusunda kararlı" ifadesini kullandı. Bruce net bir tarih vermese de sürecin alışılmıştan daha hızlı tamamlanacağını belirtti. Bruce ayrıca, Washington’da İsrail Büyükelçiliği’nde çalışan iki personelin öldürülmesini “iğrenç bir cinayet” olarak nitelendirdi ve ABD’nin İsrail halkıyla ve elçilikle dayanışma içinde olduğunu vurguladı.
Bruce, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani'nin bu hafta ABD ziyareti sırasında Amerikan şirketleriyle imzaladığı 110 milyar dolarlık enerji anlaşmasının "Irak’ın enerji bağımsızlığı" için önemli olduğunu söyledi. Erbil-Bağdat arasındaki gerilime rağmen ABD’nin Kürt bölgesine ekonomik desteği sürdüreceğini belirten Bruce, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun Barzani ile görüşeceğini ve bu görüşmede ekonomik iş birliği ve özerk Kürt bölgesine ABD’nin desteğinin ele alınacağını ifade etti. İran ile bugün Roma’da yapılacak beşinci tur nükleer müzakereler öncesinde de konuşan Bruce, ABD’nin hedefinin “İran’ın nükleer silaha sahip olmasını kesin biçimde engellemek” olduğunu yineledi. ABD heyetine Steve Witkoff’un başkanlık ettiği görüşmelerin, Trump yönetiminin “kapsamlı ve kalıcı çözümler” arayışının bir parçası olduğunu belirtti.
Yeni Gazze İnsani Yardım Vakfı üzerinden yapılacak insani yardımlara ilişkin güvenlik ve lojistik tartışmalarına da değinen Bruce, gazetecilerin vakfın faaliyetlerinde özel güvenlik firmalarının kullanılıp kullanılmayacağına yönelik sorularına, bu konuda doğrudan detay vermekten kaçındı. "Yardımların güvenli şekilde ulaştırılmasının" en önemli öncelik olduğunu söyleyen Bruce, “Bu vakıf hükümetten bağımsız hareket ediyor. Ancak, temel mesele şu: Eğer yardımlar güvenli ve etkili bir şekilde sahaya ulaştırılacaksa, bu sürecin korunması gerekiyor. Gazze'de faaliyet gösteren terörist yapılar, tıbbi ve gıda yardımlarının geçişini uzun süredir engelliyor” dedi. Gazetecilerin, vakıf çalışmaları kapsamında özel güvenlik personelinin sahada silahlı görev yapabileceği yönündeki haberleri sorması üzerine Bruce, bu tür iddialara doğrudan yanıt vermeyerek, “Yardımların terör gruplarının eline geçmeyeceğinden emin olmalıyız. Bunun için güvenlik desteği gerekebilir. Ama bu desteğin biçimi, vakfın kendi sorumluluğundadır” ifadesini kullandı. ABD'nin vakfın faaliyetlerini izlediğini ve sürecin insani yardım ilkelerine uygun ilerlemesinin önem taşıdığını belirten Bruce, “Gazze’ye yardım ulaştırılması artık insani bir gereklilik. Ancak bu yardımların, Hamas gibi terör örgütlerinin denetimine girmemesi gerekiyor. Sağlıklı bir yardım zinciri kurmak, tüm tarafların sorumluluğunda” dedi. Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın nasıl bir model oluşturacağı ve ABD’nin bu süreci nasıl şekillendireceği henüz belirsizliğini koruyor. Bu yeni yapının BM’ye bağlı Filistinli mültecilere yardım ajansı UNRWA’ya alternatif oluşturmak amacıyla kurulduğu düşünülüyor. İsrail UNRWA'yı "terör örgütü" olarak tanımlamış ve ajansın İsrail'deki faaliyetlerini yasaklamıştı. Ardından ABD de UNRWA'ya sağladığı mali yardımları geçici olarak askıya aldığını duyurmuştu.
