Haber: Mehmet Duran ÖZKAN / Kamera: Erdal AKBUĞA
(MALATYA)- Malatya'nın Arapgir ilçesine bağlı Onar Mahallesi'nde, 1224 yılında Şeyh Hasan Onar tarafından inşa edilen Anadolu'nun ilk cemevi hâlâ işlevini sürdürüyor.
<![CDATA[800 yılı aşkın geçmişe sahip olan Tarihi Büyük Ocak Cemevi'nin dedesi Hümmet Kaygusuz, yapının tarihiyle ilgili rivayetleri ve bilgileri ANKA Haber Ajansı'na aktardı. Onar Köyü'nün derin tarihine işaret eden Kaygusuz, şöyle söyledi:]]>
"Ahmet Yesevi’den icazet alarak gelen ilk seyitlerdendir"
Kaygusuz, köyün kurucusu olan Şeyh Hasan Onar'ın 1200'lerin başında Ahmet Yesevi'den icazet alarak Anadolu'ya gelmiş ilk seyitlerden biri olduğunu belirtti. Kaygusuz, şu ifadeleri kullandı:
"Köyümüzün kurucusu Şeyh Hasan Onar babamızda 1200’lerin başında Ahmet Yesevi’den icazet alarak Anadolu’ya gelen ilk seyitlerdendir. Seyit demek, peygamber soyundan gelen kişilere denir. Yolu köyümüze düşüyor. Köy çeşmesinin olduğu mevkide asasını dikiyor, seccadesini açıyor, duasını yapıyor. Duası bittikten sonra bakıyor ki asası yeşermiş. Bu da bâtından bir işarettir ki "Ben burada yerleşip düzene geçeyim" diyor. Daha sonra obasını alıp geliyor, buraya yerleşiyor."
"Kiraz ağacının nefesiyle geldiğine inanıyoruz"
Cemevinin inşasıyla ilgili anlatılan efsaneleri de paylaşan Kaygusuz, şunları aktardı:
"Bu cemevini yapmadan önce de etrafı dolaşıyor. Rivayete göre eski Arapgir denilen mevkide o zaman ulu bir kiraz ağacı dile geliyor. Mevki diyor ki: "Kiraz ağacı senin işine ben yararım'. Tabi kiraz ağacının sahibi bir kadın. İki tane torunları var. Kiraz satarak yaşamlarını sağlıyorlar. Şeyh Hasan Omar babamız kadına diyor ki "Bu kiraz ağacını bana ver ki bir cemhane yapacağım. Cemhane direği olsun'. Eskiden cemevi demezlermiş de "cemhane" derlermiş. Kadın diyor ki: "Onu sana nasıl vereyim? Biz kira (kiraz) satarak nafakamızı kazanırız burada'. Şeyh Hasan Onar babamız diyor ki: "Sen razı olursan her gün senin kapına rızkın gelir, merak etme'. Kadın yine kabul etmiyor. O zaman yapacak bir şey yok. Şeyh Hasan Onar babamız diyor ki: "Kiraz ağacı, yine seni tercih edersin; sen de kalsın. Beni tercih ederse, benimle beraber gelsin'. Ve kiraz ağacı, Şeyh Hasan Onar babamızı tercih ederek nefesiyle geliyor. İşte o gelen kiraz ağacının kökü bu, arkadaşlar. Görmüş olduğunuz köküyle, köşesiyle tabir ettiğimiz şekilde kiraz ağacı buraya geliyor."
[ALINT_16]
Cemevinin mimari özelliklerinin "on iki imam" anlayışına göre [ALINT_19] tekniğiyle yapıldığını vurgulayan Kaygusuz, bu durumu [ALINT_20] sözleriyle ifade etti.
[ALINT_22]
Kaygusuz, Alevi-Bektaşi öğretilerine uygun olarak dört kapıdan geçilerek cemevi meydanına ulaşmanın önemine dikkat çekti ve şöyle devam etti:
[ALINT_25]
[ALINT_27]
Yapının geçmişte geçirdiği restorasyon sürecine değinen Hümmet Kaygusuz, İstanbul Teknik Üniversitesi'nin katkılarıyla cemevinin restore edildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
[ALINT_30]