Fransız bilim platformu tarafından gerçekleştirilen bir çalışmada, dünyanın 300 milyon yıl önceki durumunu yansıtan ve 'Pangea' olarak adlandırılan tek kıta konsepti ele alındı.
Bu araştırmada, Hindistan'ın konumu Madagaskar ile Antarktika'nın arasında olarak belirlenirken, Türkiye'nin o dönemde bir ada ulusu olduğu sonucuna varıldı. 'La Terre du Futur' isimli sitede yayınlanan bu çalışma, Pangea'nın Maleozoik dönemin sonlarından Mezozoik dönemin başlarına kadar varlığını sürdüren son büyük kıta olduğunu ortaya koydu.
Yaklaşık 175 milyon yıl önce, bugünkü kıtaların birbirinden ayrılmaya başladığı ve bu süper kıtanın parçalanma sürecinin başladığı bilgisi paylaşıldı. O zamanlarda Grönland, Portekiz ile yan yana konumlanmışken, Hindistan, şimdiki tropikal iklimin hakim olduğu Madagaskar ile soğuk iklimin egemen olduğu Antarktika'nın arasında bir yerde bulunuyordu.
Ayrıca, Batı Afrika'daki Gine ülkesinin komşusu olarak ABD'nin Florida eyaleti gösterildi. Bu çalışma, geçmişin coğrafi yapılanmasına dair çarpıcı bilgiler sunarak büyük ilgi topladı.
TÜRKİYE DETAYI DİKKAT ÇEKTİ
Pangea'nın oluşumu, kıtaların birleşik bir kara parçası olarak var olduğu ve bugünkü coğrafi konumlarına doğru ayrıldığı antik bir dönemi temsil eder. Bu süperkıta, 'her şey' anlamına gelen Yunanca 'pan' ve 'toprak' anlamına gelen 'gaia' sözcüklerinin birleşiminden adını alır. Pangea'daki en ilginç durumlardan biri de Türkiye'nin üç tarafı denizlerle çevrili kıtalararası bir köprü değil de bir okyanus ülkesi olması.
Pangea kavramını ilk defa ortaya atan kişi, jeofizikçi ve meteorolog Alfred Wegener'dir. Wegener, 1906 ile 1930 yılları arasında Grönland'da yaptığı dört keşif gezisi sırasında, Güney Amerika'nın doğu kıyıları ile Afrika'nın batı kıyılarının birbirine uyduğunu gözlemlemiştir.
1912 yılında, kıtaların bir zamanlar tek bir kara parçası olarak birleştiğini ve zamanla birbirinden ayrıldığını öne süren Wegener, bu teorisini 'Kıtaların Drifti' olarak adlandırmıştır. Wegener'in yaşamı boyunca, teorisi birçok kanıta rağmen geniş çapta kabul görmedi. Ancak, Kuzey Amerika ve Avrupa'daki dağ sıralarının birbirini tamamlayan yapıları ve aynı türden hayvan ve bitki fosillerinin çok uzak bölgelerde bulunması gibi bulgular, zamanla teorisinin doğruluğunu kanıtladı.
Wegener, Grönland'daki son keşif gezisi sırasında hayatını kaybetti, ancak mirası, kıtaların sürekli hareket halinde olduğu ve dünyanın yüzeyinin dinamik bir yapıya sahip olduğu fikrini pekiştirdi.
Günümüzde, bilim insanları Avustralya'nın Asya'ya doğru hareket ettiğini ve Afrika'nın doğu bölümünün kıtanın geri kalanından ayrılma sürecinde olduğunu belirtiyorlar.