Haber: Tuba KARA / Kamera: Belçim Kılıckıran
(İSTANBUL) – 10 Ekim Ankara Gar Katliamı'nın 10. yılı dolayısıyla İstanbul Barosu'nda, "Sivil Halk Katliamları, Adalet Mücadelesi ve Cezasızlık" konulu bir panel gerçekleştirildi. İstanbul Barosu Adil Yargılanma Hakkı Araştırma ve İhlalleri İzleme Merkezi'nin ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte, 1978 Maraş, 1993 Sivas ve 2015 Ankara Gar Katliamı davalarının ışığında, adalet mücadelesi, cezasızlık politikaları ve siyasal sorumluluklar ele alındı.
Panelin açılış konuşmalarını, İstanbul Barosu Başkanı Av. Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu, DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün ve KESK Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz yaptı. Moderatörlüğü İstanbul Barosu Adil Yargılanma Hakkı Araştırma ve İhlalleri İzleme Merkezi Başkanı Melike Polat üstlendi. Konuşmacılar arasında Hukukçu Dr. Orhan Gazi Ertekin, Ankara Barosu'ndan Şenal Sarıhan ve İstanbul Barosu'ndan Erkan S. Ünüvar yer aldı.
"Gerçek faillerin bilinmesine rağmen adalet yok"
DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, katliamın üzerinden geçen on yıla rağmen henüz adaletin sağlanamadığını vurguladı. Konuşmasında, "O gün bizleri vuranlar emeği, barışı ve demokrasiyi hedef aldı. İşçiler bir araya gelmesin, meydanlar suskun kalsın istediler; fakat buna başaramadılar, başaramayacaklar" dedi.
Görgün, katliamın gerçek faillerinin bilindiğini belirterek, "Cihatçı katillerin isimleri açıktı. Ellerini kollarını sallayarak ülkenin bir ucundan başkentine kadar geldiler. Görevini yapmayan, yaralılarımız için ambulans yerine TOMA gönderenleri affetmiyoruz. Adalet yerini bulana dek durmayacağız." ifadelerini kullandı.
Görgün, "Barış yalnızca silahların susması değildir; sosyal adalet ve onurlu yaşamla mümkündür" diyerek konuşmasını tamamladı.
Yılmaz: Barış mücadelesi emeğin mücadelesidir
KESK Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz, katliamın gerçekleştiği dönemdeki koşulları hatırlatarak emek örgütlerinin o zamanlardaki barış çağrısını dile getirdi. "2015'te çatışmaların yoğunlaştığı bir dönemde, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak nefes almakta zorlanan bir ülke tablosuna karşı barış için bir araya geldik. Ancak barış talebimiz bombalarla karşılandı." dedi.
Yılmaz, 10 yıllık adalet mücadelesinin önemine dikkat çekti ve "Barış ve demokrasi mücadelesini emeğin örgütlü gücüyle sürdüreceğiz. Bu bir tercih değil; geleceğimizin teminatıdır." şeklinde konuştu.
"10 Ekim, Türkiye'nin siyasi tarihinde bir dönüm noktasıdır"
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Osman Küçükoğlu, 10 Ekim Katliamı'nın Türkiye'nin yakın tarihindeki en acı kırılmalardan biri olduğunu söyledi ve "1 Mayıs 1977, Maraş Katliamı ve 10 Ekim, bu ülkenin karanlık dönüm noktalarıdır. 10 Ekim yalnızca bir katliam değil, bir toplumsal travmadır. 10 yıl geçmesine rağmen, adalet sağlanmadı. Unutmadık, unutturmayacağız." ifadelerini kullandı.
Küçükoğlu, konuşmasında ayrıca İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri'nin 10 Ekim akşamında Kadıköy İskele Meydanı'nda düzenleyeceği anma programına da çağrıda bulundu.
Kaboğlu: Adalet arayışı siyasal sorumlulukla ele alınmalı
İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu, paneldeki konuşmasında adalet arayışının yalnızca yargı süreçleriyle kısıtlanmaması gerektiğini, siyasal sorumlulukların da tartışılması gerektiğini ifade etti ve "1978'den bu yana süregelen katliamların hesabı sorulmadıysa, bu sadece hukuki bir eksiklik değil, aynı zamanda siyasal bir sorumsuzluk sorunu." dedi. Ayrıca, "Adaleti sağlamak, demokratik dönüşümü sağlamak demektir." ifadelerini ekledi.
Kaboğlu, "Anayasaya saygı, doğru bilgi ve ortak akıl ekseninde yeniden inşa edilmelidir" diyerek hukukun ve demokrasinin ancak dayanışma ile güçlenebileceğini vurguladı.
"Gerçek failler yargılanana kadar adalet mücadelesi sürecek"
Panel, 10 Ekim Ankara Katliamı'nda hayatını kaybeden 104 kişinin anılması ile sona erdi. Katılımcılar, adaletin sağlanması için toplumsal dayanışmanın önemine dikkat çekti.
İstanbul Barosu'ndaki etkinlik, 10 Ekim'in 10. yılında bir kez daha "cezasızlığa karşı adalet" talebinin dile getirildiği bir buluşma oldu.